Günleri Darülaceze’nin bahçesinde, etkinlik odalarında geçen büyüklerimiz, bayramı da kurumlarında geçirdiler. Bu dönemde yaşadıklarını kendilerinden dinledik. Kurumda bu sıkıntılı günleri sağlıklı bir şekilde geçirmenin mutluluğunu yaşasalar da Batı ülkelerindeki yurtlarda kalan yaşlıların durumuyla ilgili haberleri izleyince üzülüyorlar.
Karantina günleri sonrası Ramazan Bayramını da kurumlarında geçiren Darülaceze sakinleri, yalnızlık çekmeden, sağlıklı şekilde süreci geçirdiklerini anlatıyorlar. Dile kolay 60 günü aşkındır karantinada evlerdeyiz. Gençler vakit geçirecek birçok şey bulurken büyüklerimiz için bu süreç zorlu fakat daha sabırlı ve anlayışlı karşılayarak geçti. Başta Darülaceze Başkanı Hamza Çelebi olmak üzere tüm personeli de onlarla birlikteydi. Kimi torunlarını özledi kimi ziyaretçilerini göremedi. Yeni Şafak Pazar eki olarak büyüklerimizin karantina günlerini dinledik.
***
Salgın günlerinde odasından nadiren çıktığını belirten 56 yaşındaki Arzu Ünver, 10 yılını kurumda geçirmiş. MS hastalığı dolayısıyla bedensel engeli bulunan Ünver, “Burada hijyenimize ve beslenmemize dikkat ediyorlar. Görevliler her zaman yanımızda. Hepsinden Allah razı olsun. Yurtdışındaki bakımevlerinde çalışanlar, büyüklerini ölüme terk etti. Onları kınıyoruz. Darülaceze bizleri korudu, onarı takdir ediyorum” diyor. Darülaceze sakini 65 yaşındaki Cenay Öztunç, kurum içinde sosyal mesafeye dikkat ettiklerini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Burada çok iyi bakılıyoruz. Sağlık personelimiz her gün kontrollerimizi yaptı. Sosyal zamanlarımızda mesafeyi koruyarak tavla oynadık. Bahçede vakit geçirdik. İnşallah bu durumu çabuk atlatacağız. Yurtdışındaki bakımevlerinde bakımsızlıktan ölenler oldu. Allah razı olsun bizim yönetim 7/24 bizimleydi.”
- 66 yaşındaki Süleyman Nazlı bir yıldır Darülaceze’de kalıyor. Hijyen ve mesafe kurallarına dikkat ettiklerini ifade eden KOAH hastası Nazlı, “Sağlıkçılar sayesinde süreci güzelce geçirdik. Yurtdışındaki bakımevleri hakkında hiç iyi şeyler duymuyoruz. Dünyaya örnek olduklarını söylüyorlardı ama salgı günlerinde yapılanlar doğru değil. Biz burada sahipliyiz, orası Darülaceze ile kıyaslanamaz. Biz sahipsiz değiliz. Virüs temasla bulaştığı için ziyarete kapanması, dışarı çıkamamamız bizim için en doğru karardı. Sıkıcı oldu, bunaldığımız zamanlar da oldu ama yapacak bir şey yok. Bunları yapmasaydık bu zor süreci böyle güzel atlatamazdık” diyor.
***
Üç yılını kurumda geçiren 1957 doğumlu Alaattin Bitiren, gereken tedbirlerin alındığına dikkat çekerek bakım ve sağlık hizmetlerinin önemine değindi. KOAH ve kalp hastası olan Bitiren, maske kullanımına dikkat çekerek yapılacak ihmallerin büyük bir insanlık suçu olduğunu belirtiyor. Kurumun yeni misafirlerinden 80 yaşındaki Sevdiye Sanal, kalp hastası olduğu için koronavirüsü ilk duyduğunda stres yaşadığını söylüyor. Zamanla temizliğine dikkat ettiğini ve devlet yöneticilerinin sayesinde sağlıklı günler geçirdiklerini belirten Sanal, “Vaktin büyük çoğunluğunu arkadaşlarımla geçiriyorum ama yaklaşmıyoruz birbirimize. Yurt dışındaki ölümleri duydukça olumsuz etkilendik. Üzüldüm, hatta ağladım. Bakıma muhtaç olan insanlara yardım etmemek çok üzücü” şeklinde konuşuyor.
***
***
- Doktor Ramazan Demir kurum ve süreç hakkında şunları söylüyor: “Türkiye’nin de iyi durumda olması kurumumuzu da olumlu yönde etkiledi. Yurtdışında yaşanan olaylar duyduğumuz kadarıyla işler farklı seyrediyor. Yaşlıların sosyal desteğe ihtiyacı var. Sosyal desteği keserseniz kendi halinde korku yaşayan insanlara dönüşürler. Biz burada sosyal desteği verdiğimiz için pozitif vakalar bile çabucak iyileşti ölümle sonuçlanmadı. Her şeyin başı sevgi ve bakım.” Yedi yılını kurumda geçiren hemşire Nuray Öztürk, önlemler sayesinde süreci iyi geçirdiklerini, tek zor olanın çocuklarından uzak kalmak olduğunu anlatıyor. Kurum sakinlerinin ise kısıtlamalar esnasında gayet uyumlu olduklarını söylüyor. Ekipman konusunda sıkıntı çekmediklerine değinen erkek hemşire Sadık Aksakal, “Gerek yatılı gerek 24 saat görevimizin başındayız. Zor günler ama gelip geçecek. Sakinlerimiz de süreci iyi yönetti, olgun karşıladılar. Bahçemizin olması avantaj oldu” diyor.
Karantinada ustalaştık
Darülaceze’den sonra bu defa da 65 yaş üstüne gelen kısmi izin günlerinde parkta, sokakta, yürüyüşte, alışverişte gördüğümüz büyüklerimizden karantina günlerini dinledik. 75 yaşındaki Kamil Uzun sokağa çıkmanın garip geldiğini, eski canlılığın yerini korkunun aldığını söylüyor. İnsanların birbirinden çekindiği bu günlerin çabucak geçmesini temenni eden Uzun, güneş, hava ve hareketin olumlu etkilerini anlatıyor ve “Emekli olduğum için günlerim evde geçiyordu. Kızım Ankara’dan hayırlı bir iş için gelmişti ancak o da burada kaldı, geri dönemedi. Hanımla üçümüz kalıyoruz evde, sıkılmadım diyemem.
Kahve kültürüm yoktu, sadece yakınımızdaki ormana yürür gelirdim. Dışarı çıkmaya serbestlik gelince de ilk olarak ormana gittim. Ancak kapalıydı. Bir saat çevresinde dolandım ben de. Biz yaşlı olarak korkuyoruz tabi ama ölümden değil. Herhangi bir arıza kalmasından, bakımlı olmaktan korkuyoruz” diyor.
Sosyal değişimin yanı sıra ekonomik hayatın da değiştiğine vurgu yapan İbrahim Arda şöyle diyor: “Evde kaldıkça ufak tefek tamir ve boya işlerini yapmaya başladımKüçükler bayram ziyaretine gelirdi. Sokağın, güneşin kıymetini anladım. Bir de Allah hapiste olanlara sabır versin. Biz az çok bakkala markete gittik ama onların işi zor.”
Sokağa çıkma yasağının sınırında olan 65 yaşındaki Ayşe Şişik, “Artık yeter dediğimiz bir zamanda izin çıktı” diyor ve şöyle devam ediyor: “Çok dışarı çıkan biri olmadığım için hayatımda hiçbir şey değişmedi. Bir tek memlekete gidemedim. Memleketim Adapazarı’nı özledim. Hiçbir şey ekemedik, kışın bakalım ne yiyeceğiz... Soğan, sarımsak, bakla, bezelye ekiyorduk kendimize kadar. Dünyada değişim olacak diyorlar, hiçbir değişiklik olacağını sanmıyorum.”
Bağlar kopmadı
- Darülaceze Özel Kalem Müdürü Merve Çakır, Türkiye’deki ilk vaka sonrası kurumu ziyarete kapattıklarını hatırlatarak şunları anlatıyor: “Kurumumuzda 60 yaş üstü ve kronik hastalıkları olan sakinlerimiz kalmakta. Aylık 7 bine yakın ziyaretçi kabul ediyorduk. Kurumumuzu ziyarete kapattıktan sonra kapalı ve açık alanlarda dezenfeksiyon işlemlerine ağırlık verdik. Personelimizin giriş çıkışlarını vardiyalı sistemler ile düzenledik. Yatılı vardiyalar oluşturduk. Kurum dışı gelen bağışları ise 72 saat farklı alanda bekleterek sakinlerimize ulaştırdık. Sakinler tahminimizin üzerinde olgunluk gösterdi. Her şeyin çok farkındaydılar, kendilerini burada güvende hissetiler. Tehlikenin dışarıda olduğunun bilincindeydiler. Bizi ve sakinlerimizi merak eden kişilerle telefon ve video konferans yoluyla sık sık konuştuk. Sosyal medyadan paylaşımlar yaptık. Darülaceze kapılarını ziyaret ve etkinliklere kapatsa da sevenlerini habersiz bırakmadı. Güvenlikten, sağlık personelimize, temizlikten teknik personelimize kadar canla başla mücadele ettik. Bu bir ekip başarısıydı.”