Akşam ezanına ilk kulak kesiliş, ibadette ilk aile ortaklığı, açlıkla ilk imtihan..
Sabrın varlığını kendisiyle keşfetme, yaşayarak öğrenme yolculuğu..
Bu yolculuğun her birimizde farklı yansımaları var. Nerdeyse tamamı mutluluk, heyecan ve büyülü dokunuşlardan oluşan bir yansıma.
Bu yüzden hâlâ tadı damaklarımızda.
Bu yüzden 'ah o eski ramazanlar' serzenişlerimizdeki bitmek bilmeyen doyumsuzluğumuz.
Hepimizin 'eski ramazanlar'a dem vururuşunun temelinde, çocukluk günlerimizdeki coşku ve sevincin gurbetliği var aslında. Geçmiş ramazanlara iç geçirmek tam bir yetişkinlik refleksi, her bir harfinde ilk oruçlarımızın, çocukluk ramazanlarımızın tadını arayan...
Çocukluğumuzun iftarlarını anlamak için büyümemiz gerekti, şimdi çocuklarımızın iftar sevinçlerini hissetmek içinse, onların heyecanlı dünyalarına girmeliyiz.
Dinin her emri, insan fıtratına ve kalb alemine uygunluk taşır, ve toplumsal bir sorumluluğa dayanan uygulamalar içerir.
Ramazan da önce çocuğu-insanı, sonra da toplumun erdemlerini inşa eden muhteva bütünlüğüdür.
İnsan Mevsimi'nde Çocuk Ramazanı yazısında
, orucun çocuk fıtratına uygunluğunu şöyle anlatır;
Hz. Peygamber, çocukların oruçlarına ayrı bir özen ve hassasiyet göstermiştir. Nebiler Nebisi'nin oruçlu olan çocuklarla Mescid-i Nebevi'de yakından ilgilenildiği, oyunlar oynadığı ve iftar vaktine kadar zorluk çekmemeleri için gayret gösterdiği ve teşvik ettiği bilinir.
Ashab-ı Kiram'ın da özeni, Resulullah'ın çizgisindedir.
Hz. Ömer'in yolda karşılaştığı bir sarhoşa;
(Buhârî, Savm, 47) demiştir.
Hanım Sahabelerden Rubeyyi’ bint-i Muavviz'in:
(Buhari, Savm, 47; Müslim, Siyam, 136) dediği rivayet edilir.
***
Çocukluğun aceleciliğinin ıslahı yönünden 'oruç' hayli önemli bir öğretmendir. Fakat dayanma güçleri azdır ve özellikle uzun günlerde orucu tamamlamak çok zor olur.
'Tekne Orucu' bu ibadeti sevdirmekte oldukça etkilidir. Çocukların oruca özendirilmesi ve kademeli olarak tam gün oruca alıştırılması yönüyle, İslâm kültüründe yer alan önemli geleneklerdendir.
Çocukların, yetişkinlerin tuttuğu süreden daha kısa, ya da su molaları verilerek günü geçirmesi sağlanır. Sahura kaldırılarak da bu atmosferi baştan yakalamış olurlar.
Kısa süreli bu oruçlar sayesinde, zorlu kısımlarını aşarak eğlenceli bir şekilde iftara hazırlanmış olur çocuk. Sadece bir gelenek değil, orucu sevdirmede önemli bir eğitim metodudur 'tekne orucu'.
Eyüp Sabri Paşa'nın 'Mirat-ı Medine' isimli eserinde bu geleneğin gerçekleşmesi şu şekilde anlatılır:
Osmanlı dönemi Medine'sine ait bu gelenek, bir bakıma çocukların Ramazan'ı karşılama törenidir.
Eski geleneklerimizden biri olan 'oruç satın alma', tıpkı 'tekne orucu' gibi orucu sevdirmeğe ve sabrı teşvike yöneliktir.
Oruca niyetlenmiş olan çocuk, sevabının satın alan kişiye verileceğine inandırılarak, orucunu büyüklerine satar. Günün yarısında ya da iftar vaktinde orucu, oyuncak yahut sevdiği farklı birşey karşılığında bir aile büyüğü tarafından satın alınır.
Çocuk, hem hep birlikte niyetlenmenin keyfiyetini, hem de bu emeğin karşılıksız kalmayacağı fikrine alıştırılır.
***
Hiç şüphesiz, din güzel ahlaktır. Ve manevi değerlerin temelini oluşturmakta önemli bir dönemeç olan ilk çocukluğun, ibadetleri teşvikindeki yerine geleneksel oyunlarla destek vermek gerekir.