|
Tarihselci-tefsirci ve biyolog profesörlerin trolcülüğü

Şu an korona nedeniyle evde dinleniyorum. Tetkiklerim yapılıyor. Bugün köşe yazımı yazmayacaktım. Ama bana gelen bir linkte adım anılmadan bana atılan iftira ve yapılan jurnalliği görünce kendimi tutamadım. İki profesör konuşuyor. Biri malum bu günlerde gündemde olan tefsirci, diğeri de biyolog. FETÖ’yü yücelten kitap yazdığımı ve sonra da FETÖ’nün avcılığını yapan rollere girdiğimi anlatıyorlar. Bu konuda yakın çevremden insanların bile bana böyle iftiralarda bulunduğunu üzülerek görüyorum.

Önce şunu söyleyeyim. Hiçbir zaman Gülenciliği Kemalistler gibi okumadım. Benim için Gülencilik, 2013 yılına kadar cemaattir ve bu tarihten sonra Paralel Yapı olduğunu gösteren tutumlar içine girmiştir. Bunu her zaman yazdım. Hatta iktidara da “sizin kendi politikanız olsun bu konuda” diye ikazlarda bulundum. Neden 2013 yılı? Çünkü bu tarihe kadar kamuya yansıyan somut bir suç ile karşılaşmıyoruz. İlk defa meşru bir biçimde seçilen AK Parti iktidarının Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Tevhit-Selam terör örgütünün başı olarak ifade edilmiş. MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan terör örgütünün başkan yardımcısı olarak gösterilmiş. Arkasından 17 ve 25 Aralık olayları yaşanmış. Artık Gülenciliğin somut bir suç örgütü olduğu ortaya çıkmıştır. Biz de buna binaen tavrımızı ortaya koyduk ve eleştirilerimizi yaptık. Arkasından zehir zemberek medya gruplarının iktidarı karşısına alması geliyor. Bunlara karşı çıkmayıp da ne yapsaydık? Elbette 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte biz de aydın mücadelemizi sürdürdük. Bunları yapmak “avcılık” mı?

AK Parti ve Cemaat kitabımı 2010 yılında yazdım ve 2011 yılında basıldı. Kitabın yarısı AK Parti iktidarından bahseder, yarısına yakını Gülen yapısından bir kısmı da serbest makalelerden oluşuyor. Kitap, tamamen dışardan bakan birinin bakışıyla yazılmıştır. Orada Gülen’den yaptığım bazı alıntılar, kimi çevreler tarafından bana aitmiş gibi çarpıtılarak verildi. Hatta “cemaatin gözünde Gülen hocaefendidir” ifadem sanki doğrudan ben hocaefendi demişim gibi yansıtıldı. Kim yaptı bunu? Kemalist çevreler. Elbette haris olanlar, kıskanç olanlar ve menfaatçi olanlar da… Kitabı yazdığım dönemlerde Abant Toplantılarına katılıyordum. Sağ ve muhafazakâr camiada katılmayan mı vardı? Mehmet Barlas’tan Oktay Ekşi’ye, Ali Bayramoğlu’ndan Hayrettin Karaman’a kadar bu yapı ile ilgili birçok kişi yazdı. O zamanki haliyle bu yapı, devlet nazarında meşru bir hareketti. Dünyanın her yerindeki çalışmaları destekleniyordu. Üstelik 2002 yılında yeni bir demokratikleşme havası esiyordu. Hükümet reformlar yapıyordu. Bu yapı da buna destek veriyordu. Ben de aydın kimliğimle görüşlerimi ortaya koyuyordum. Hiçbir zaman bu yapıyla organik bir ilişkim olmadı. Hiçbir kurumunda da yer almadım, hiçbir medya kuruluşunda ücretli program da yapmadım. 2011 yılından 2015 yılına kadar büyük altüst oluşlar yaşandı. Bir aydın sorumluluğuyla Öznenin Ölümü adıyla yeni bir çalışma yaptım. Çünkü Gülen’in hiç bilmediğimiz yüzü ve tutumları ortaya çıkmıştı. Yapı cemaatten FETÖ’ ye dönmüştü. Bunlara dayanarak ikinci kitabı yazdım.

Sayın tefsir profesörünün görüşlerine ilişkin bilimsel yazılar yazdım. Hermenötik ve tarihselcilik etrafında tartıştım. Ne hakaret ettim ne de jurnallik yaptım. Ondan da bilimsel cevaplar beklerdim. O ise bel atı vurmaya kalkıyor. Hakikaten, bu hastalıklı günümde üzülüyorum. Bir tefsir hocası jurnalcilik ve çarpıtma yerine bilimsel cevaplar vermeliydi. Hep düşünce özgürlüğü diyor bu iki profesör. Peki, düşünce özgürlüğünde bel altı vurma, jurnalcilik ve çarpıtma var mı? Neden sizi muhatap alarak bilimsel olarak yazdığım metinlere cevap vermiyorsunuz? Keşke bunu yapsak. Trolcüler gibi tartışmak yerine bilim adamına ve düşünce adamına yakışır biçimde tartışsak. İşte o zaman kavga özgürlüğü ve çarpıtma özgürlüğü değil, düşünce özgürlüğü gelişir. Herkesin birbirini FETÖ yaftasıyla tasfiye etmeye ve yenmeye çalıştığı bir dönemde bir bilim adamının bunu yapması çok ucuz bir tutum. Yeniden bu hasta günlerimde milletimize ve âleme şifalar diliyorum. Rabbim bizi akılla, kalple ve izanla hareket eden ilim erbabından eylesin!

#FETÖ
#Paralel Yapı
#Hermenötik
3 yıl önce
Tarihselci-tefsirci ve biyolog profesörlerin trolcülüğü
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!