Evet, neden Kur"an-ı Kerim Arapçadır?

Kuranı Kerim"in Arapça olması nedendir diye sormuştuk.

Böyle bir sorudan önce aslında neden Hz. Muhammed(sav) Arap milletinden seçilmiştir diye sormak lazım. Çünkü bir peygambere gelen kitap elbette onun diliyle gelmiş olacaktı. Kuranı Kerim Arapça olarak geldi, çünkü Hz. Muhammed Arap milletindendi ve ilk muhatapları Arap"tı. Kuranı Kerim"in de vurguladığı gibi, eğer o başka bir dille gelmiş olsaydı, onlar; "Arap bir peygamber ve yabancı dille gelmiş bir kitap, bu nasıl olur!" (41/44) diyeceklerdi.

Bir insan için kendi kavminden peygamber gelmiş olması elbette şereftir. Bundandır ki, Hz. Muhammed"i Türk yapmaya çalışanlar bile olmuştur. Ama şu da vardır ki, peygamberler yoldan çıkmış olan milletlere gelirler. O halde bizim, neden peygamber Türk değildi diye gocunmamızın bir anlamı olmadığı gibi, Arapların da, peygamber bizim milletimizdendi diye övünmeleri de anlamlı olmaz.

Bilindiği gibi tarihte en çok peygamber Yahudilere gelmiştir, çünkü yoldan en çok çıkanlar onlardı. Hz. Peygamber"in Araplardan gelmiş olması bir övünme vesilesi değildir, ama bütün insanlığa gelmiş olması herkes için bir şereftir. Araplar da herkes gibi konunun ancak bu yönüyle şeref duyabilirler. O halde ne kimseden yana olunmuş, ne kimseye haksızlık edilmiştir.

Kuranı Kerim"in Arapça olarak indirildiğini onun kendisi tam on bir yerde vurgular ve sebep olarak bu söylediğimizle beraber şu iki şeye daha dikkat çeker: "Ta ki, anlayabilesiniz" (12/2), "ta ki, emir ve yasakları bilip korunabilesiniz diye" (39/28). Demek ki, Kuranı Kerim"in indirilmesinden gaye, onun anlaşılıp mucebince amel edilmesidir.

Demek ki, öncelikle ilk muhatapları Arap olduğu için Kuranı Kerim Arapça gelmiştir.

Allah"ın vahyi olarak o ilk önce Ruhu"l-emîn olan Cibrîl"e verilmiş böylece, tabirimiz yanlışsa affola, bu zipli dosyanın açılma süreci başlamıştır. Sonra Hz. Peygamber"in kalbine konmasıyla, efdalü"l-beşer/beşerin zirvesi idrakine indirgenmiş, sonra onun onu Mekke ve havalisindekilerin anlayacağı dil ile okumasıyla onların idrakine indirgenmiş, ardından anlaşılması Kureyş lehçesine göre biraz farklı olan Medine gibi diğer Arapça konuşanların bölgelerine doğru yayılmış. Bu ikinci derecede Arapça konuşanlara ulaştırılırken onu daha iyi anlayan ilk muhatapları elbette onun diğerlerince anlaşılmasına yardımcı olmuşlardır. Sonra Bu ilk Arap davetçiler gittikleri bölgelere, onu bölge halkının anlayacağı dille açıklamışlar.

Yazılı olmayan bu ilk açıklamalara Kuranı Kerim"in ilk mealleri diyebiliriz. Demek ki onun açılması Cibril"den itibaren böyle halka halka genişleyerek sürmektedir.

Sonra müslüman olan milletlerden daveti ulaştırmaya yetecek kadar insanlar Kuranı Kerim"in dilini öğrenmiş ve onu kendi milletlerine anlatmışlardır. Bunlar da bir bakıma Rasul"ün rasulleridirler, ilah. Onun için Taberî, Zemahşerî, Razî ve Elmalılı gibi en büyük müfessirler Arap değildirler.

Benzetmek abes ama şimdilerde kimse tıbbın temel kavramlarını Latince öğrenmekten gocunmuyor.

O halde Mekke ve havalisi için, ilk indiği şekliyle Kuranı Kerim ne ise, çevre Araplar için anlaşılmasına bu ilk muhataplarca bir nebze katkıda bulunulması ve sonra diğer dillere çevrilip meal olarak anlatılması da odur. Kendilerine Kuran"ın davetinin ulaşmış olması bakımından aralarında bir fark yoktur. Elbette hiçbir meal Kuranı Kerim değildir, ama Arap olmayanların onu anlayabilmeleri ancak mealle mümkün olabilir. Mealin şifahen ve anlatarak yapılmasıyla yazıya geçirilmesi arasında ne fark vardır?

Kuranı Kerim"i bütün insanlığa ulaştırma bakımından her milletin elçilerine düşen farklı görevler vardır. İlk muhataplar onu sadece okuyup duyurmakla bu görevi yapmış oluyorlardı. Sonra bazı kelimelerinin açıklanması, sonra diğer dillerle mealinin verilmesi ve elbette onu yaşayarak da nasıl anlaşılacağının gösterilmesi. Durum bundan ibaret.

Tekrar en başa dönelim: Kuranı Kerim elbette dinin yegâne kaynağıdır. Ama vahyin bu zipli dosyasının ilk açılma programı olan risalet ve onun hatasız bir uygulaması olan Sünnet örneği olmadan biz onu doğru anlayabilir miyiz? Mesele bu.

O halde bir kez daha söyleyelim; başka bir İslam yok ki, "Kuran İslam"ı gibi tepkisel bir kavramlaştırmaya ihtiyaç duyalım. Tepkimizde haklı olsak bile.

Daha söyleyeceklerimiz var.

10 years ago
Evet, neden Kur"an-ı Kerim Arapçadır?
Milli Eğitim, Sakallı Celal ve Mahir İz
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?