Soru1-Ben ve eşim üzerimize farz değilken paramızı bir şekilde bulduk hacca gittik (Allah kabul etsin). Ancak şimdi hac yapabilecek varlığa kavuştuk. Hac zengin olana farz ise fakir olarak gittiğimiz hac nafile bir ibadet miydi, şimdi farz olduysa yeniden gitmek gerekir mi?Başka şekilde sormak gerekirse; kişiye ömründe bir hac yapması, hac yapma fırsatını bulduğunda mı farz, yoksa zengin olduğunda mı?CevapHac etmek için gerekli imkân bir şekilde (hibe, gruba hizmet vb.) bulup haccını eda eden yoksul
Başka şekilde sormak gerekirse; kişiye ömründe bir hac yapması, hac yapma fırsatını bulduğunda mı farz, yoksa zengin olduğunda mı?
Hac etmek için gerekli imkân bir şekilde (hibe, gruba hizmet vb.) bulup haccını eda eden yoksul bir Müslüman sonradan zengin olsa da hac vazifesini yapmıştır, yine hacca giderse, bu, nafile olur.
Müslüman, zekât zengini olacak kadar (nisap miktarı) zekâtlık mal, para vb.’ye sahip olunca ister yıl dolunca öder, ister peşin ödemeye başlar, yıl dolunca önceden ödediklerini mahsup eder ve borçlu kalırsa kalanı öder.
Evin geçimini sağlayıp yıla ait taksitleri de ödedikten sonra yıl sonunda elinizde -temel ihtiyaçlarınız için ayırdığınızdan başka- nisap miktarı zekâtlık mal, para, altın vb. varsa bunun zekâtını ödemeniz gerekir. Her ay maaş alan ve bununla geçinen kimsenin ayrıca geçimlik (havaic-maîşet medarı) ayırması gerekmez.
Ayrıca imamdan sonra kalkanlar da imam birkaç saniye elleri yanda salıverili bekleyip el bağlıyor, bu arada imamdan sonra kalkan bir kısım cemaat de imamdan önce el bağlamış oluyor bu durum namazı bozar mı? Açıklarsanız duacı olurum... Allah’a emanet olun...
İmamı görenler onun hareketine uyacaklar; yani tekbir getirip de rükû’a varmasa; yani tekbirden sonra varsa onu görenler tekbir sesine değil, hareketine uyacak, rükua vardığında onu takiben rükua varacaklardır.
Görmeyenler imamın sesine uyacaklardır.
Mesela secdeden kalkan imama onu takiben (önce değil, bir kısım ulemaya göre aynı zamanda da değil, ondan sonra) uyan ve ayağa kalkan cemaat, el bağlamayı imamdan önce yaparlarsa -el bağlama namazın rüknü; yani olmazsa olmaz parçası olmadığı için- namazlarına zarar vermez; yani uyma işi tamamdır, bu öncelik mekruh ve haram değildir.
Hocam, Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) ile ilgili zihnimi çok karıştıran bir sorum var. Harama bulaşmamak adına Türkiye Hayat Emeklilik ile birikimlerin altın üzerinden değerlendirildiği bir sisteme dâhil oldum. Zekâtını da veriyorum. Ancak devlet katkısı olarak değerlendirilen hibe kısmının bizim müdahale şansımızın olmadığı VEI adı verilen bir fonda değerlendirildiğini öğrendim. Bu durumda bu fonda biriken miktarın alınması caiz midir? Çok teşekkür ediyor, sıhhat ve afiyet dualarımla iyi çalışmalar diliyorum.
Araştırdım. Kodu VEI olan fon hakkında şu bilgi var:
Fon’un yatırım stratejisi, portföyünün asgari yüzde yetmişi, ilgisine göre Bakanlıkça veya Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama Şirketlerince ihraç edilen Türk Lirası cinsinden borçlanma araçlarına, gelir ortaklığı senetlerine veya kira sertifikalarına yatırmak suretiyle gelir elde etmektir. Portföyün azami olarak yüzde yirmisi değişen piyasa koşullarına göre Devlet Katkısı Yönetmeliğinin 11. maddesinde belirtilen sınırlamalar dâhilinde Türk Lirası cinsinden mevduat/katılma hesabında, fon portföyünün azami yüzde on beşi Türk Lirası cinsinden borsada işlem görmesi kaydıyla bankalar tarafından ihraç edilen borçlanma araçlarından, kaynak kuruluşu bankalar olan varlık kiralama şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarında veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş derecelendirme kuruluşları tarafından yatırım yapılabilir seviyeye denk gelen derecelendirme notuna sahip teminatlı menkul kıymetler ile varlık veya ipoteğe dayalı menkul kıymetlerde ve asgari yüzde onu BIST 100 Endeksi, BIST Sürdürülebilirlik Endeksi, BIST Kurumsal Yönetim Endeksi ve Borsa İstanbul A.Ş. tarafından hesaplanan katılım endekslerinde paylardan oluşmaktadır. Fon portföyünün en fazla yüzde beşlik kısmı ise BIST repo-ters repo pazarında gerçekleştirilen ters repo, borsa veya borsa dışı vaat sözleşmeleri, Takasbank Para Piyasası ve yurtiçi organize para piyasası işlemlerinden oluşmaktadır.
Bir de Kurum’dan sormasını, özel istişare heyetimizin üyesi İshak Emin Bey’den rica ettim. Aldığı cevap ve kendi çözüm teklifi şöyle:
Muhterem hocam,
Türkiye Hayat ve Emeklilik’ten gelen cevap şöyledir:
“VEI fonumuz Devlet Katkısı fonu olup Faizli bir fondur ve faizli planların Devlet Katkısı fonu olarak tanımlanmıştır. Fonun yatırım stratejisi aşağıdaki şekildedir.”
“Altın Katılım (VGA) Fonumuz faizsiz bir fon olup, hem faizsiz planlarda hem de faizli planlarda bulunmaktadır. Katılımcımız faize duyarlı ise mevcuttaki planını faizsiz plana geçirmek için; müşteri hizmetlerimizi arayarak plan değişikliği talebini iletebilir veya dilekçe yazarak şirketimize ulaştırabilir.”
Muhterem hocam,
Buna göre soru sahibi bireysel emeklilik için altın fonunu tercih etmiş ancak faizli planda bunu yapmış görünüyor.
Bu durumda bireysel emeklilik için yatırdığı para altına ya da altına dayalı kira sertifikalarına yatırılmakta olup getirisi de altın getirisi olmaktadır. Helâldir.
Ancak devlet katkısının yattığı fon faiz içermektedir. Bu durumda devlet katkısının aslı yine devletin hibesi kapsamında helâl olur. Fakat bu devlet katkısının getirisinde faiz vardır.
Soru sahibine muhtemelen ekstre gönderiliyordur. Orada yatırdığı para, yatırdığı paranın getirisi, devlet katkısı, devlet katkısı getirisi ayrı ayrı yazar. Soru sahibi için sadece son kısımda faiz getirisi vardır. O kısım kadar parayı fakirlere vermelidir.
Ayrıca soru sahibi hemen şirketin müşteri hizmetlerini arayıp plan değişikliği istemelidir.
İshak Hoca’nın çözüm teklifini ben de uygun buluyorum.