|
Tuzluk davası!..

İsmi lazım değil, eski bir futbolcu olan, "Torinolu" diye de bilinen (oynadığı mevki yazmayalım da kim olduğu belli olmasın!... Çok merak ediyorsanız Kılıçdaroğlu"na sorun!...), ve partisinden istifa etmiş olan bir vekile; "tuzluk" demiştim...

Arkadaş alınmış... Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, "Bana "tuzluk, paralel..vs, diyerek hakaret etti" demiş...

Merak ettim ve hemen TDK güncel sözlüğe baktım...

"Paralel: (Matematik) Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen.., koşut, muvazi, mütevazi..."

"Bunun neresi hakaret" dedim kendi kendime... Hani temsili, "geometride ne olmak istersin?..." diye sorsalar, herhalde en tercih edilecek olanı, "Paralel"dir!... Yani; dikdörtgen, prizma, Pisagor, silindir, daire, yamuk..vs, olmayı tercih etmez hiç kimse!... Misal yani!...

Sonra asıl hakaret olduğu iddia edilen o kelimeye baktım sözlükten:

Tuzluk: "İçine tuz konulan kap..."

Peki hakaret bunun neresinde?...

Mesela arabayla giderken bir minibüs aniden üzerinize doğru direksiyonu kırsa, siz de kıl payı kurtarsanız ve o sinirle: "Önüne baksana tuzluk" diye bağırsanız ne olur?... Minibüs şoförü el frenini çekip de elinde levye ile aşağı inmez değil mi?...

N"apar?... Bir şey anlamadığı için size bakar ve; "tuzluk ne lan?" der... Ya da anlamadığı için (garanti olsun diye); "tuzluk sensin!..." der...

Her neyse, tebligat gelince, ben de savcıya gittim ifade vermeye...

Dedim ki; "Tuzluk falan filan, bunlar güncel ifadeler... Hakaret bunun neresinde?..."

Ya düşünebiliyor musunuz, savcıya "tuzluktan" ifade verdim!...

Tuzluğun kötü bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyorsun!... İşte şöyle sofraya konur, değişik kaplarda bulunur... Üç delikli mi, tek delikli mi tartışması yapılır, hangisi karabiber, hangisi tuzdur, fazlası zarardır.., falan filan... Bildiğin tuzluk işte!...

Tuzluk, karabiber, çatal, bıçak, kaşık, tava, tencere..vs,"den hakaret olur mu?!... ("düdüklü tencere" deseydik hadi neyse!...)

Velhasıl birkaç gün önce savcılıktan bir tebligat geldi;

"Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar: şüphelinin (yani benim), hakaret kastı olmadığı, paralel ve tuzluk söylemlerinin güncel ibareler olduğunu beyan ettiği, şüphelinin gazeteci olduğu, basın mensubu kişilerin görüş beyanında bulunduğu... ifade özgürlüğü kapsamında.... falan filan..,, suç unsurları oluşmamıştır..."

Bir de şöyle bir ifade var tebligatta;

"... Ayrıca "Ulan" sözcüğünde hakaret olmadığına yönelik "Yargıtay" kararı da olduğu bilinmekle..."

Tebligatı okuyunca; "Ulan" dedim.., "Tuzluk"tan yırttık!...

...

Ha şimdi gelelim sana tuzluk...

Tuzluk takıntın varmış... Önüne geleni savcılığa şikâyet ediyormuşsun...

Sana hangi aklı evvel "git köşe yazarına (hem de bana!) tuzluktan dava aç" dedi?...

Sana hangi aklı evvel "tuzluktan dava olur" dedi?...

Sana hangi aklı evvel "davaları ikiye katla" dedi?...

Son zamanlarda "dava açmak ve Twit atmak" için harcadığın mesainin yarısını, seni vekil yapan partide görevdeyken harcasaydın da ülkeye zerre kadar faydan olsaydı tuzluk!...

"Bana tuzluk dediler" diye suç duyurusunda bulunan vekil olarak dünya siyaset tarihine geçtin tuzluk!...

Velhasıl neymiş?...

Tuzluk hakaret değilmiş...

Anladın mı ulan tuzluk!...

...

Twitter.com/hikmetgenc
10 yıl önce
Tuzluk davası!..
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı