Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çarşamba günü partili 11 belediye başkanı ile Türk Hava Kurumu’na yaptığı ziyaretten
olarak çıktı.
derken, küçümseme, alaya alma anlamında söylemiyorum.
Keşke bu türden
kanalları hep açık kalsa ve doğrularla yalanların sık sık harmanlandığı yahut tümüyle yalanların dolaşımda kaldığı, algıların olguların önüne geçtiği ortamlardan biraz olsun uzaklaşabilsek.
Müşterisine sahte mal satan, fahiş fiyat uygulayan bir tüccar o müşterisini uzun süre tutamaz.
Bir gelir, iki gelir, üçüncüsünde
deyip çeker gider o müşteri.
Yalanlarla gündem oluşturma çabası da böyle bir şeydir.
Şu kadar tık aldı, bu kadar beğeni coşkusuyla yürütülen sosyal medya kampanyalarının gücü de bir yere kadar.
DOĞRU BİLGİ ŞU: TÜRK HAVA KURUMU HÜKÜMET ELİYLE DEĞİL, CHP’YE MÜZAHİR YÖNETİMLER ELİYLE BATAKLIĞA SÜRÜKLENDİ
Bu girişten sonra Kılıçdaroğlu’nun Türk Hava Kurumu’ndaki
hikâyesine gelelim.
Bilindiği üzere CHP lideri orman yangınlarının başlayıp hızla yayıldığı ilk günlerde, sosyal medyada köpürtülen
sorusuna bağlı olarak hızlıca topa girdi ve kurumun çöküşünün gerçek sorumluları yerine, 2 yıldır o çöküşten kurtarmaya çalışan mevcut yönetimi suçlayan bir paylaşım yaptı.
“Türk Hava Kurumu kayyum elinde yok oldu. Uçaklar yatıyor, pilotlar işinden oldu. Yeni bir model önerdim; bu uçakları belediyelerimizin kiralamasına ve pilotlar ile teknisyenleri istihdam etmesine izin versinler, yangınlara derhal biz müdahale edelim.”
Çarşamba günü Türk Hava Kurumu’nun kimlerin elinde
anlatan yazımızda, kurumun nasıl bir çöküşe sürüklendiğine değinmiştik.
Bankalardan çekilip geri öden-e-meyen krediler, biriken borçlar, iç edilen paralar.
Kurum içinden gelen şu türden bilgiler de vardı:
-Dokuz uçaktan üçünü getirir getirmez bozmuşlar. İniş takımlarını kırmışlar, motorlarını bozmuşlar. Bilmedikleri için. Bu uçaklar daha gelir gelmez atıl duruma düşmüş.
-2009/2011 yılları arasında alınan uçakların en eskisi 1969, en yenisi 1988 model.
Belli ki, benim ulaştığım bu türden bilgiler, Türk Hava Kurumu’na yaptığı ziyarette Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete de anlatılmıştı.
Üç beş gün önce
“Türk Hava Kurumu kayyum elinde yok oldu”
diyen CHP Genel Başkanı, bu ziyaretten sonra bakınız neler söylemişti:
“Şu andaki yönetim, Türk Hava Kurumu’nu toparlamaya çalışıyor. Gezdik, yöneticilerden bilgi aldık. Türk Hava Kurumu gibi bir kurumun, geçmişte orman yangınlarıyla ilgili mücadele eden ve bu mücadelede başarılı çıkan bir kurumun bugün atıl pozisyonda olması hepimizin yüreğini yaralıyor. Hepimiz, böyle bir tablonun ortaya çıkışından son derece rahatsızız.”
Öğrendiğime göre Türk Hava Kurumu’nu ziyareti sırasında Kılıçdaroğlu’na 45 dakikalık bir brifing verilmiş.
1925’ten başlayarak günümüze kadar gelen süreçte kurumun başından neler geçtiği tek tek anlatılmış.
Etimesgut’taki uçaklar, tesisler gösterilmiş. Hükümetin THK’nın yaşadıklarından herhangi bir sorumluluğunun olmadığı anlatılmış.
Mevcut uçakların iyileştirilmesi için neler yapılabileceği konuşulmuş.
Belli ki, bir emekli tümgeneral yönetiminde 2010 sonrasına ait yolsuzluk hikâyeleri de kendisine anlatılmış ki, Kılıçdaroğlu bu bahse de girme ihtiyacı duydu.
“Geçmişte yapılan çok ciddi yolsuzluklar var bu yolsuzluklar şu anda yargıda. Bu yargıdaki davaları da yakından izleyeceğiz. CHP olarak izlemeye karar verdik. Çünkü bu kurum Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin kurumudur.”
THK’YI KURTARMA GÖREVİ CHP’Lİ BELEDİYELERE Mİ?
Türk Hava Kurumu, on yıllar boyu Cumhuriyet Halk Partisi’nin arka bahçesi oldu.
CHP seçmeni olan çok sayıda insanın bu yangın sırasında
“Bizim yaptığımız bağışlara ne oldu”
diye sormak için telefonlara sarıldığı biliniyor.
Belli ki, tabandan gelen bu baskı, CHP yönetimi ve belediyeleri bir şeyler yapmaya zorlamış.
Bir şeyler yapmaya başlarken Türk Hava Kurumu’nun başından geçenleri, içine düştüğü durumu doğru bilgilerle kabullenip yola çıkmaları iyi bir şey.
İnşallah, yolsuzluklar konusunda devam eden yargılamaları da, söz verildiği gibi takip edip gündemde tutarlar.
Anlaşıldığı kadarıyla, THK ziyaretinde Kılıçdaroğlu’na eşlik eden CHP’li belediye başkanları eliyle bir kampanya başlatılacak.
İhtimal vatandaşa yahut seçmene
denilerek IBAN numarası verilecek.
Ben bunu yanlış bulmuyorum.
Gönüllü olduğu sürece isteyen istediği yere bağışta bulunsun.
Yalnız şunu da merak etmeden geçemiyor insan.
Deprem, sel gibi büyük afetler yaşandığında hükümet yardım kampanyası başlattığında
“Vatandaşa IBAN numarası verilir mi”
diye soranlar, CHP’li belediyeler Türk Hava Kurumu için böyle bir kampanya yaptıkları takdirde ne diyecekler acaba?
Hayırlı bir
de onlardan bekliyoruz şimdi.
