|
Kirli paranın merkezi, Avrupa’da battı! Yine Orta Doğu’nun parasına çöktüler!

ABD bankacılık sektöründe yaşanan iflasların hemen ardından sıçrayan kıvılcımın Avrupa’yı da ateşe vermesi gecikmedi. Geçen hafta makalemizde bahsettiğimiz ve sıçramasının çok mümkün olduğunu ifade etmemizin üzerinden günler bile geçmeden Avrupa’nın en meşhur bankası finansal zorluğa düştü.

Avrupa’yı ve ötesinde Batı’yı besleyen kara para mekanizmasının en temel aktörlerinden olduğu kendilerince de kabul gören bankanın batması derin bir konu…

19. yüzyılın ortalarında kurulan ve dünyanın sistemik öneme sahip 30 kredi kuruluşundan biri haline gelen İsviçre’nin finansal hünerinin simgesi artık yok!

Credit Suisse'ye ne oldu?

Credit Suisse’in ipliğinin pazara çıktığı olaylar; Bulgaristan’da uyuşturucu satıcılarının kara para aklamasına izin verdiği için mahkum olması, Mozambik’teki bir yolsuzluk davasına karışması, eski bir çalışanı ve bir yöneticisinin adının karıştığı bir casusluk skandalı ve müşteri verilerinin medyaya büyük ölçüde sızdırılması yer alıyor. Elbette bunlar buzdağının görünen kısmı…

Bunlar İsviçre bankacılık sihrinin bozulduğu; “
kral çıplak
” denmeye cesaret edildiği ana gelinmesini sağlayan önemli bir süreci başlattı.
Tabuta çakılan son çiviler ABD’den!
9 Mart’ta ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu bankanın yıllık raporunu sorguladı ve yayınlanmasını ertelemeye zorladı.
Zira SEC mali tablolarının gerçeği yansıtmadığından şüphe duyuyordu.

Reuters’in geçtiği bilgiye göre; Zürih merkezli banka, SEC’in Çarşamba günü geç saatlerde kendisini “31 Aralık 2020 ve 2019’da sona eren yıllarda konsolide nakit akış tablolarında daha önce açıklanan revizyonların teknik değerlendirmesi ve ilgili kontroller hakkında bazı açık SEC yorumları” ile ilgili olarak aradığını söyledi. Bu açıklama sona olağan değildi.

Credit Suisse için çanlar çalarken, ABD’li bölgesel kredi kuruluşu Silicon Valley Bank’ın iflasının ardından yayılan panik, yüksek faiz oranlarının bankacılık sektörünün tahvil varlıklarının değerini nasıl aşındırdığının altını çizdi.

Yatırımcılar bankacılık riski ve mevduat kaçışı kokan her şeyi terk etmeye başladı.

Mart ayında, yavaş ilerleyen kriz tam bir paniğe dönüştü, müşteriler kapıya koştu ve İsviçre hükümeti yerel rakibi UBS Group AG tarafından aceleyle devralınmasını ayarlamak için devreye girdi.
Bu gönüllü bir devir değildi! İsviçre hükümeti merkez bankasının da kasasını açarak UBS’e devri gerçekleştirip geri kalan sistemi korumaya çalıştı.
Peki kimin parasına çöküldü?

UBS bu satın alma işlemi için 3,2 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu rakam, 17 Mart Cuma günü piyasalar kapandığında bankanın değerinden %60 daha az. Bu boyutta bir çöküşle birlikte, kurtarmanın aralarında Credit Suisse’in en büyük hissedarlarının da bulunduğu pek çok kaybeden yaratması şaşırtıcı değil.

Orta Doğu merkezli Saudi National Bank, Qatar Holding ve Olayan Group, Credit Suisse’in toplam %20’sine sahipti. Saudi National Bank, İsviçre bankasının en büyük hissedarı olduktan yaklaşık dört ay sonra en büyük kaybı kaydetti.
Saudi National Bank, Kasım ayında bankanın %9.88 hissesi için hisse başına 3.82 İsviçre Frangı (4.12 $) ödediğini ve toplamda 1.5 milyar $ yatırım yaptığını açıkladı. UBS şimdi hisse başına 0.76 frank (0.82 $) ödüyor,
yani Suudi Arabistan’ın en büyük ticari bankası yatırımının yaklaşık %80’ini ya da 1.2 milyar $’ını kaybetti.

Bir de “Contingent Convertible Bond” denilen senetlerden dolayı 17 milyar dolarlık borcun silinmesi mevzusu var ki İsviçre Merkez Bankası bu süreçte şarta bağlı olan bonolara ödeme yapılmayacağını ifade etti, bunların hamili kimdir bilmesek de en az yarı hamilini uzaklarda aramamıza gerek olamadığını düşünüyorum.

Güvenilir Liman: Erdoğan’lı Türkiye
Son iki haftada yaşananların yarısı Batı harici bir ülkede olsa kredi kuruluşları not indirmiş, IMF parmak sallamıştı! Ama nerde?
Battıktan sonra bile Yunanistan’ın notunu gerektiği gibi düşürmeyen, batan Lehman Brothers’a en yüksek notu veren kredi derecelendirme kuruluşları notları zar atarak veriyor olsa gerek!
Batan Credit Suisse’in kredi notunun A ila BBB arasında olduğunu unutmayalım!

Tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen, notu en dipte gösterilen Türkiye ise Trump ve akabinde Biden ve ekibinin, Türkiye aleyhine açıkça açtığı bayrağa, darbe teşebbüslerine ve her an çekilmekte olan Batı sıcak parasına rağmen ayakta!

Batı’nın, Orta Doğu finansına çökme operasyonlarının aksine Erdoğan dürüst, samimi, güvenilir geçmişiyle her sınavdan alnın akıyla geçti; bu nedenle diyoruz ki; yatırım için doğru liman Türkiye’dir.

#ekonomi
#Avrupa
#Ortadoğu
#Credit Suisse
#güvenli
#liman
#Recep Tayyip Erdoğan
1 yıl önce
Kirli paranın merkezi, Avrupa’da battı! Yine Orta Doğu’nun parasına çöktüler!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset