Üç haftadır çocuklarımız tatilde. Baharın gelmesiyle başlıyor aslında yaz rehaveti. Öğrenciler okulun son haftasına doğru ise iyice tatil moduna giriyorlar. Ancak tatili dört gözle bekleyen, bir an önce tatil olsun diyen çocuklarımız bir süre sonra yapacak birşeyler bulamayıp sıkılmaya başlıyorlar. Bir iki hafta sonra, tatil de sıkıntı vermeye başlıyor onlara. Kendilerini oyalayamaz, bir meşguliyet bulamaz iseler, sürekli sıkıldıklarını söyleyip, anne babaya rahatsızlık veriyorlar.
Tatil oyun, eğlenmek, dinlenmek demek çocuklar için. Arkadaşlarıyla buluşup koşuşturmak demek. Bunun için asgari şartları oluşturması gerekenler tabiki aileler olmalı. Özellilkle modern şehir hayatında sokakta oynamak pek mümkün değil onlar için. Oynayacak mekân bulsalar arkadaş ya da arkadaş bulsalar oynayacak mekân bulmaları hayli zor. Oyun için arkadaş bulmak, sokağa çıkmak, eve arkadaş çağırmak ya da alternatif etkinlikler bulmak için hem çocuğun hem de ailenin efor sarfetmesi gerekiyor. Bu eforu sarfetmek istemeyen çocuklar ve aileleri için en kolay yol tatili bilgisayar başında geçirmek. Onu oyun arkadaşı olarak kullanmak. Arkadaşlarla birlikte olma ve oyun oynama ihtiyacını sanal olarak gideren bilgisayar oyunları kısa sürede çocuğu kendine bağımlı yapmakta. Bir de grupla oynanan oyunlar işin içine girince, arkadaş ihtiyacı da sanal olarak gideriliyor.
Çoğu anne baba bu durumdan rahatsız olsalar da çözüm üretme konusunda çok aktif çaba sarf etmiyorlar. Oysa her aile kendi ekonomik ve sosyal durumuna göre çok fazla alternatifler oluşturabilir. Oyun, eğlence ve dinlenme alternatifleri geliştirebilir. Bizim çok basit bulduğumuz bir etkinlik dahi çocuğa çok cazip gelebilir. Özellikle yaşıtları çocuklarla ve arkadaşları ile olmak, oyun oynamak her zaman iyi gelir onlara.
Tatil için minik eğlence alternatifleri bulmak hiç de zor değil. Doğal yaşamın içinde çok şeyler bulabiliriz onlar için. Çocuklarımız doğaya hasretler, toprağa, ağaca, yeşile. Doğa ile buluşturalım onları. Köyümüz varsa mutlaka gidelim. Orada doğal yaşamla tanışsınlar, böceklere, çiçeklere, kelebeklere dokunsunlar. Hayvanların peşinde koşsunlar. Ağaca tırmanıp meyve toplasınlar. Toprak kazsınlar, çamura bulansınlar. İçlerindeki enerjiyi boşaltıp, akşam eve yorgun dönsünler.
Köyümüz yok ise hiç olmazsa hafta sonları onları doğal ortamlara, kırlara, ormanlara götürüp piknik yapalım. Koşma, caddeye fırlama sözünü duymasınlar. Rahat olsunlar, koşsunlar, yerde yuvarlansınlar, tepelere tırmansınlar. Çocuklar suyu, suyla oynamayı severler. Dereler bulalım onlar için. Ayakları suya girsin, kıyafetleri sırılsıklam olsun.
Doğal hayatı bilmeyen çocuklarımız sanal hayatın tam merkezine düşüyorlar. Düşleri, ilişkileri, arkadaşlıkları, sevgi ve nefretleri de sanal oluyor. Çocuklarımızı sanal yaşamdan gerçek yaşama geçirmenin tek yolu ise onları doğal yaşamın güzellikleri ile buluşturmaktan geçiyor.