Son yılların en sıcak Temmuz’unu yaşadık.
Kanada, ABD, Yunanistan, İtalya ve Rusya’da milyonlarca hektar orman yandı kül oldu.
Türkiye, 240 yerde çıkartılan ve çıkan yangınlarla uğraştı. Son beş yangın kaldı, inşallah onlar da kısa sürede biter.
“Çıkartılan” diyoruz çünkü, ilk yangınları PKK bizzat üstlendi. Başka beldeler için de aynı tehdidi savurmaya devam ediyor zaten.
Yangınların çıkartılma sebebi, Türk ordusunun PKK ve türevlerine karşı kararlılıkla yürüttüğü operasyonları durdurmaktan ibaret değil.
Bu yalanlar o partilerin seçmenine iletildikten sonra, gerçeği doğruyu araştırmanın, konuşmanın hükmünü de iptal eden mecraya aktarılmakta, böylece ilgili yalanlar çok kısa ve sabit ifadelerle dolaşıma sokularak yaygınlaştırılmaktadır.
Bu bağlamda Karar, geçmişi daha eskiye dayanan bir ısrarla “Türkiye iyi yönetilmiyor” sözünün pekiştirilmesini görev olarak üstlenmiştir ki, hemen her gün en az üç yazarı yazısını bu sloganla başlatmaktadır.
Özellikle helpçiliğin geriye tepmesinden çok üzüntü duyduğu, her satırından belli olan Karar, Yunanistan örneğinde olduğu gibi, yangın karşısında uçakları olduğu varsayılan ülkelerin bile çaresizlik içinde neredeyse yangını kendi haline bıraktıkları da ayan beyan bilindiği halde, uçak olmadığı takdirde yangınların devam edeceği endişesini pompalamayı büyük bir inatla sürdürmüştür.
Bu ve benzeri tarzdaki yalanları fondaş medyadan devralan CHP ile İP başkan ve sözcülerinin, yangının ilk gününden beri sergiledikleri tutum ise herkesin malumudur.
Yangın bölgesine, derde derman olmak için değil, yangın söndürmedeki eksikliklerin, gecikmelerin hem atmacası hem de avcısı olmak için giden bu elemanlar, köylerde ikamet edenlerin de yangını önleme gayretiyle kazmalarını, küreklerini, baltalarını omuzlayıp kendilerini korkusuzca dağa vurdukları bir sırada, televizyon kameralarının karşısına geçip, “biz saatlerdir buradayız, ne helikopter ne uçak gördük” diyerek, oradaki varlıklarının mezkur yalanları köpürtmekten ibaret olduğunu bizzat kendileri açıklamışlardır.
Fondaş medya, CHP ile İP, sosyal medya trolleri arasındaki bu organize yapı, “Gezidekileri ezdiğiniz tomalarınız nerede”; “AK Partili olmayanlar yangın söndürme toplantılarından neden tecrit ediliyor” vb. soruların, iftiralarla güçlendirilmiş şekilde yeniden üretilmesi için tekrar fondaş medyaya döndürülmesi şekilde kurgulanmıştır.
Yangının çoğu gitti azı kaldı inşallah. Şimdi yaraları sarma zamanı.
Ama ne yazık ki, fondaş medya ile CHP ve İP’in yalan organizasyonundaki müşterek gayretleri bu konuda da etkili olmaya başladı.
CHP’li belediyelerin, beş koli kağıt peçeteden ibaret olan yardımları bile yüzlerce kez fotoğraflayarak, fondaş medyaya gönderdiklerine, bunlar üzerinden devletin yardımda da yetersiz kaldığını ispata yeltendiklerine dair haberler geliyor kulağımıza.
Bu nedenle, yalancılara yalanlarını yalatmak da afetin kendisi kadar önemli hale geliyor.