Bir tarafta devlet, diğer tarafta eylemci gençler varmış gibi bir hava estiriliyor ve buradan da yeni bir ideoloji oluşturmaya çalışılıyordu. Eylemlerle “haksız ve yersiz bir rekabet” oluşuyor; demokrasi, özgürlük, hak ve hürriyetler gibi kavramlar havada uçuşuyordu. Yapay karşıtlıktan en çok, FETÖ adıyla tescillenen bağımlı yapı güç devşirmiş, yıllar içerisinde zihniyet dünyamız ABD ekseninde yeniden formatlanmıştı. Üç beş delikanlının meydana çıkarak sabrın sonuna işaret etmesiyle birlikte Gezi Parkı kalkışmasının nihayete ereceği anlaşılmıştı.
Mafya ilişkilerinin resmedildiği dizilerden fışkırmış tavırlarıyla sağa sola öfke kusan, vatandaşı boyunduruğa alıp küfreden ama herkese de ben yapmadım demeyi garantiye alacak kadar fütursuzca hareketlerle sokaklarda terör estirenlerin aşamadığı “barikatlar” tam da buradadır. Milleti aşamıyorlar. Eskiden bu işler çok kolaydı, bir emir gelir, her şey düzene konulurdu. Ama artık bu işler böyle gitmiyor. Karşılarında millet var.