|
Fransa, Vatikan’da ABD ile neyi görüştü?
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD Başkanı Joe Biden ile G20 Zirvesi öncesinde Fransa’nın Vatikan Büyükelçiliğinde görüştü. Bu görüşmeden dışarıya yansıyan bilgiler üzerinde durulmaya değer bir nitelik taşımaktadır. Bilindiği gibi Eylül ayında Avustralya, ABD ve İngiltere ile nükleer başlıklı denizaltılar almak için anlaşma imzalamış ve Fransa ile imzaladığı anlaşmadan çekilmişti. Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından imzalanan güvenlik anlaşması kısaca AUKUS olarak bilinmektedir. Avustralya’nın Fransa ile anlaşmak üzere olduğu denizaltı filosu oluşturma projesi iptal edildi. Deniz altı projesinin maddî değeri oldukça yüksekti fakat
Fransa’nın Hint-Pasifik’i kapsayan güvenlik anlaşmasından dışlanması
çok daha önemli bir gelişmeydi. ABD ve İngiltere, Fransa’ya karşı Hint ve Pasifik’te çok açık bir tavır aldı. Anlaşma imzalandıktan sonra Macron ve Fransa hariciyesi oldukça sert tepki göstermişti. Bu açıdan Macron ile Biden’ın Fransa’nın Vatikan Büyükelçiliğindeki görüşmesi önemliydi.
Basına yansıyan haberlere göre Biden, Macron’un gönlünü almaya çalışmış. “ABD olarak size karşı ayıp ettik” anlamına gelecek cümlelere Macron’un verdiği cevap Fransa’nın dışlanmayı kabul ettiği anlamını taşıyor. Macron krizden sonra ortak çalışmalara odaklandıklarını, iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendireceklerini ve geleceğe bakmak gerektiğini söylemiş. Bu, elbette Hint-Pasifik güvenlik anlaşmasından dışlanma ile ortaya çıkan kaybı başka bir alanda telafi etme arayışına da yorulabilir. Nitekim görüşmeyle ilgili basına yansıyan haberlere göre
Macron, Hint-Pasifik bölgesinde işbirliğine açık olduklarını
dile getirirken Afrika’nın Sahil Bölgesi’ne dair birtakım sözler sarf ediyor.
Macron, Sahil Bölgesinde ABD ile teröre karşı birlikte hareket etmekten bahsediyor.
ABD’nin bu teklife nasıl bir karşılık verdiğine dair bir bilgi yok fakat bu haberler tarihte tekerrür hissini uyandırıyor.
ALMANYA, FRANSA’YI AFRİKA’YA YÖNELTMİŞTİ
Fransa, 1870-71 Prusya’ya karşı savaşı kaybettikten sonra Afrika’nın paylaşımında ileri atılmıştı. Almanya başbakanı Otto von Bismarck, İngiltere ve Fransa arasındaki koloni savaşından faydalanmaya çalıştı. Fransa başta Tunus olmak üzere Kuzey Afrika’da ve diğer bölgelerde yeni bir istila sürecini başlattı.
Avrupa ülkeleri ikinci ve en büyük kolonyalist yayılma dönemi başlattı fakat rekabet Avrupa dışında sürecekti.
1884’te Berlin’de yapılan uzun müzakereler sonunda dünyayı kendi aralarında paylaştılar. Bu dönem 1914’te başlayan Büyük Savaş’a kadar devam etti. Fransa, Afrika’ya yönlendirilmesinin karşılığını almıştı.
Belçika, bu dönemde Kongo’yu kolonileştirdi ve tarihte tanık olunabilecek en çirkin katliamları yaptı.
Fransa ile birlikte diğer Avrupa kolonyalist devletleri bugün olduğu gibi o zamanda da ideolojik bir zemin oluşturmuştu. 19. yüzyılda “medenîleştirme misyonu” bir fikir olarak dünyanın kolonileştirilme sürecinde çok önemli bir role sahipti.
Liberalizm ve komünizm gibi ideolojiler Avrupa’nın medenileştirme misyonu fikrini
içselleştirmişti. Bunu önemsememiz gerekir zira bugünün dünden farklı olmadığı çok açıktır. 19. yüzyılda medenileştirme misyonu ile kolonileştirilme siyasetine meşruluk kazandırıldığı gibi bugün de aynı hedeflere ulaşmak için
“teröre karşı savaş misyonu”
ile hareket edilmektedir. Vatikan Büyükelçiliğinde Macron’un sarf ettiği sözlerin anlamı budur. Fransa, Afrika’da ve Sahil Bölgesinde ABD’nin desteğini almak istemektedir.
OSMANLI, KOLONYALİST PAYLAŞIMA KARŞI ÇIKMIŞTI

Osmanlı, Berlin görüşmelerini takip etmişti. O zaman da Avrupa kolonyalist yayılmacılığına karşı mücadele vardı. Bu, Türkiye için de geçerli bir durumdur. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye devamlılığının vurgulanması bu açıdan çok önemlidir. Fransa’nın ve ilgili ülkelerin yeniden Türkiye karşıtlığında birleşmeye çalışmaları anlamlıdır. Nitekim Libya’da, Tunus’ta ve Cezayir’de zaten var olan Fransa karşıtlığına Türkiye’nin destek vermesi ile sahada çok hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Türkiye’nin desteğinin Batı Afrika ve Sahil Bölgesi için de geçerli olduğunu görüyoruz. Fransa bu sebeple ABD ile işbirliğinden bahsediyor.

Ne yazık ki geçen yüzyılda, aydınlarımız, Avrupa’ya iman etmenin bir sonucu olarak medenileştirme misyonuna itiraz etmedi. Bu durum “teröre karşı savaş misyonu” için de geçerlidir. Bu kabulün bir neticesi olarak
“Karar” gibi yayın organları Avrupa’nın sözcülüğüne soyunmaktadır.
Belirli kesimler, Erdoğan karşıtlığını açık bir Türkiye karşıtlığına dönüştürdü. Muhafazakâr dindar grupların bu düşmanlığa dâhil edilmesi önemlidir.
#Fransa
#Vatikan
#ABD
2 yıl önce
Fransa, Vatikan’da ABD ile neyi görüştü?
Lokantalar hedef, kapitalizm rahat
2024 yılı için memurların bilmesinde fayda olan pratik güncel bilgiler
Sözleşmeli personel, memurdan % 58 daha fazla emekli maaşı alır mı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek