|
Libya, Libyalılarda kaldı

Arap Baharı, tabandan gelen ve temsil kabiliyeti yüksek hareketlerin eseri değildi fakat farklı katmanlardan oluşan muhalefet psikolojisinden beslenmişti. Kuzey Afrika’dan başlayan “isyan” bütün Arap yarımadasına sirayet edebilirdi. Tunus’ta başlayan süreç belirli sayıda ülkeyi derinden sarstı ve ortaya çıkan karmaşa büyük bir kriz şeklini aldı. Bu ülkelerde güçlü siyasî ve entelektüel sınıf oluşmadığı için olayları yönlendirmek mümkün değildi. Özellikle Mısır gibi coğrafyayı etkileme potansiyeli olan ülkelerin siyasal istikrara ulaşması, İslam coğrafyası üzerinde hâkimiyet mücadelesi veren güçler tarafından istenmiyordu. Fransa’nın Libya’yı kaosa sürükleyecek askerî müdahalesi, İslam coğrafyasının istikrarsızlığa sürüklenmesi açısından oldukça önemliydi. Bu müdahale Fransa’nın Afrika’da kurduğu kolonyal imparatorluğun devamı ve genişlemesi açsından da önemli sonuçlar doğurabilirdi.

Kolonyalizm sonrası dönemde Libya’nın Afrika geneline yayılan etkisi antiemperyalizmi fiilî bir durum hâline getirmiştir. Böylelikle sömürge toplumları açısından uzun vadeli yaklaşımların sonuç doğurabileceği anlaşılmıştı. Emperyalist ülkeler, Türkiye ile Libya arasında ilişkilerin geliştirilmesini çıkarlarına bir tehdit olarak gördüler. N. Sarkozy döneminde Fransa’nın Türkiye karşıtı siyaseti, iki ülkenin geçmişte de çok iyi olmayan ilişkilerinde oldukça sert bir değişime işaret etmekteydi. Fransa, ASALA ve PKK gibi örgütleri desteklerken Türkiye’yi Anadolu coğrafyasına sıkıştırmak amacındaydı. Fakat bütün baskılara rağmen Türkiye’nin Afrika açılımını başlatması “dilenci emperyalizmi” siyasetine ağırlık veren ülkeleri endişelendirmişti. Türkiye’nin Libya ile geliştireceği siyasetin sonuçları olacaktı. Libya’nın Afrika geneline yayılan etkisi bunu göstermişti. İtalya, geçmişte olduğu gibi Afrika sömürgeciliğinde pay sahibi olabilmek için emperyalist devletlere yanaştı.

Kaddafi sonrasında gelişen hadisler Libya’nın varlığını tehdit ediyordu. Hemen her sorunda Batı güzellemesi yaparak Türk ve İslam dünyasının geriliğine dair söz söylemekten keyif alanların, kolonyalizm ve emperyalizm gibi neredeyse bütün dünyayı derin krizlere sürükleyen olgularla ilgili herhangi bir fikre sahip olmaması şaşırtıcıdır. Hâlbuki günümüzü anlamak bu olguların yol açtığı sorunları görmek ve analiz etmek gerekiyor. Ama onlar mağlup olanları suçlamaktan aşırı derece zevk alıyorlar. Belki de böyle yaparak galipler safında yer alabileceklerine inanıyorlar. Bu durumun en masum açıklaması Avrupamerkezci bakış açısını içselleştirmiş olmalarıdır. Yoksa “Gavurun kılıcını sallayarak” Türk ve İslam coğrafyasına ayar veriyor olmaları çok daha kirli ilişki ağlarına işaret eder. Nitekim Mısır’da darbeci iktidarın iş başına gelme sürecinde FETÖ gibi bağımlı yapılar gavurun kılıcını kullanmaktan çekinmemişti. Yeni bir darbecinin Libya’yı ele geçirmesine sadece bir adım kalmıştı. Trablus’un düşmesi an meselesi iken Türkiye’nin müdahalesi geldi. Türkiye, “Libya Libyalılarındır” dedi.

Bu söz “Karabağ Azerbaycan’dır”sözü ile aynı anlama sahiptir. Dolayısıyla yeni bir fikre işaret etmektedir.

Libya’nın üçe bölüneceği konuşuluyordu. Ortaya atılan haritalar kolonyalizm döneminin eseriydi. Geçmişte İngiltere, Fransa ve İtalya arasında bölünen ülkeyi aynı akıbet beklemekteydi. Fakat Türkiye’nin müdahalesi ile her şey baştan aşağıya değişmeye başladı. Darbeci Hafter’in ilerleyişi durduruldu. Kısa bir zaman sonra da isyancı birlikleri geri püskürtüldü. Libya, Libyalılarda kaldı.

“Libya Libyalılarındır” ile “Karabağ Azerbaycan’dır” sloganları arasındaki anlam benzerliği ilgi çekicidir. Fakat benzerlik bunlarla da sınırlı değildir. Salgın döneminde her iki hadisenin birbirine doğrudan bağlı olduğunu gördük. Türkiye’nin Libya’daki başarısını sonuçsuz bırakmak için Ermenileri harekete geçirdiler. Beklentileri boşa düştü. Böylelikle Güney Kafkasya ile Kuzey Afrika’nın kaderi Türkiye üzerinden birbirine bağlandı. Bu olayların Afrika’da, Doğu Akdeniz’de ve Türkistan’da etkileri olacaktır.

Türkiye’nin Libya’ya müdahalesinden neredeyse bir yıl sonra Libyalılar adeta Türkiye çıkarması yaptı. Başbakanlar ve bakanlar düzeyinde kalabalık bir heyetin Türkiye’de boy göstermesi kuşkusuz bir zafer kutlamasıdır. Çok yönlü anlaşmalar ile Libya’nın imar edileceği ve geleceğe hazırlanacağı anlaşılıyor. Bu dönem, siyasî ve entelektüel temsilcilerini de yetiştirecektir. Libya, Libyalılarda kalacaktır.

#Arap Baharı
#Libya
#Türkiye
#Karabağ
#Azerbaycan
#Güney Kafkasya
#Kuzey Afrika
#Doğu Akdeniz
#Türkistan
3 yıl önce
Libya, Libyalılarda kaldı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı