|
Hangisi, faşist rejim?

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Jacob Jack Lew, Siyonist terör devletinin Gazze’deki soykırımını aklınca “aklamaya!” yeltendi.

Şu sözler ona ait: “İsrail, Gazze’deki saldırılarını sürdürürken, ABD yasalarına ve uluslararası hukuka uyuyor...

Bunu, Biden yönetimine bildirdim…”

***

- Demek ki, neymiş?

Soykırım yapmak, Amerikan yasalarına pek uygunmuş!

Dahası var: Soykırımın adı “uluslararası hukuk” olmuş!


“TEK KADIN REJİMİ”

HBO’nun “Rejim” adlı yeni dizisinde, Orta Avrupa’daki küçücük bir devletin öyküsü anlatılıyor.

Kate Winslet’ın canlandırdığı karakter, çok güçlü bir “Tek Kadın” rejiminin lideri!

***

ABD/İsrail tandeminin kaşar yaltakçısı Ertuğrul Öz-baydın-yahu, dizi üzerinden “içeriye” gönderme yapıyor:

“Benim bildiğim demokrasisi güçlü olan ülkelerin liderleri…

Dış politikada babalanmaya pek ihtiyaç duymuyor…

Ama hiç istisnasız popülist ülkelerin liderlerinin en sevdiği şeylerden biri, dış politikada babalanmak…”


MADEM ÖYLE, GEL BÖYLE

Ertuğrul, “Her otoriter insan gibi kadın liderin de en büyük tutkusunun dünyaya kafa tutmak” olduğundan bahsederken…

Dizide: Kadın Başkan’ın, ziyaretine gelen Amerikalı özel temsilciyi “perişan etmesinden” duyduğu rahatsızlığı dışa vuruyor.

- Şaşırıyor muyuz? Hayır!

***

Onun “demokrasisi güçlü” dediği, başta ABD olmak üzere Batılı devletler, İsrail’in soykırımını tüm hücreleriyle destekliyor.

***

Mister Öz-baydın-yahu, Batı Cephesi devletleri ne zaman masum Müslümanların kanlarını dökse; o zalimlere itina ile koltuk çıkar, haklı görür, dahası alkışlar!

“Hayranı olduğu, fikirlerinin dublajını yaptığı, hatta putlaştırdığı” Batılı liderler; evet, dış politikada babalanmaya falan pek ihtiyaç duymazlar…


NE Mİ, YAPARLAR?

- Kontrollerinden çıkan ülkelerde “her türlü” krizi tetiklerler; “çocuklarına” askeri darbe yaptırtırlar!

***

“Demokrasi götürmek üzere” çöktükleri Müslüman ülkelerde; bebekleri, çocukları, kadınları, masumları, sivilleri; askerlerine bombalatırlar!

***

O zalimlere göre “Müslümanların, insan hakları diye bir şey yoktur!”

***

Yazar David McGowan, Türkiye’deki Batı putçularının yere göğe sığdıramadığı şu ABD demokrasisini nasıl tanımlamıştı?

-21. Yüzyılın başında Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlükte (cari) olan politik sistemin adı, faşizmdir!”


DEMOKRASİ İLLÜZYONU

ABD Temsilciler Meclisi, kısa bir süre önce “Tik-Tok’un yasaklanmasını” öngören yasa tasarısını kabul etti.

***

Çin’de İngilizce yayınlanan “Global Times” gazetesi, oylamadan hemen önce şöyle yazdı:

“ABD Başkanı Joe Biden kampanyasını Tik-Tok üzerinden yürütüyor…

Aynı ABD; Çinli şirket ByteDance’i elden çıkarmadığı sürece, sosyal medya devini yasaklamak için baskı yapıyor…

ABD’deki histerinin bir başka örneği de budur!”

***

- 15 ile 22 Aralık 2023 tarihleri arasında Tik-Tok’taki en popüler “hashtag” neydi?

El Cevap: Özgür Filistin!


HANGİ ERTUĞRUL?

Merhum Süleyman Demirel’in bir nevi “siyasi tarihçisi” Hulusi Turgut’un yazdığı “Cavit Çağlar” kitabı raflardaki yerini aldı.

***

Ertuğrul Özbaydınyahu, “Bu kitap çok konuşulur” diyerek Cavit Çağlar’a övgüler sıraladı!

Tam yerine denk geldi; biz de arşivden “manzara” koyalım…

Onun yönetimindeki Hürriyet’in Çağlar hakkındaki yazı dizisinde çıkan şu manşeti hatırlıyoruz:

“Çağlar’ın banka macerası 1,3 Katrilyon yük bıraktı!” (24 Ekim 2002)

***

Merhum Attila İlhan yaşasaydı; “Hangi Ertuğrul?” başlıklı bir yazı kaleme alırdı!


MUHTIRA’NIN YILDÖNÜMÜ

Demirel’in eski bakanı Cavit Çağlar, Ramazan’ın ilk günü bir grup gazeteciyi iftarda ağırlayıp kitabı hakkında konuştu.

***

Sözlerinin hemen başında -ertesi güne denk gelen- 12 Mart 1971 Muhtırası’nın yıldönümü münasebetiyle şöyle dedi:

“Dün dünde kaldı, diyemiyoruz…

Çünkü bundan elli üç yıl önce Türk demokrasisi çok büyük bir yara almıştı. Aradan yarım asır geçmiş olsa da, onun hüznünü hep yaşayacağız…”


KAPALI KAPILARIN ARDINDA

Demirel’in AP’sinde bir dönem vekillik de yapan rahmetli gazeteci Lütfü Akdoğan, yıllarca evvel Süleyman Bey’in “kendisine anlattığı” derin bir sahneyi, ekranda (2018) şu sözlerle paylaşmıştı:

“12 Mart muhtırasından kısa bir süre önce CIA’in Avrupa sorumlusu olan şahıs Demirel’i Güniz Sokak’taki evinde ziyaret etmiş ve ona ‘Seni indiriyoruz!’ demiş…

Süleyman Bey ise CIA ajanına ‘Darbe hafif mi olacak, sert mi?’ diye sormuş!”


KISSADAN HİSSE

Süleyman Demirel’e yıllarca “Baba” dediler…

Özellikle “Kurtar Bizi Baba!” lafı, pek revaçtaydı…

Gelgelelim…

“Morrison Süleyman” Baba, darbecilere zinhar babalanamıyordu!

“Sam Amca’nın Türkiye’deki Yankileri” her geldiğinde, şapkasını alıp gitmişti.

#ABD
#İsrail
#Siyonizm
#Avrupa
#Batı
1 ay önce
Hangisi, faşist rejim?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Estetik ve estetik ameliyatlar
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı