|
Tuğlaları çekiyoruz: İşte duvarın altında kalanlar!

“Kim, ne biliyorsa anlatsın. Çekin tuğlaları yıkılsın, duvarın altında kim kalırsa kalsın!

Sedat Peker’in Uğur Mumcu suikastından “Mehmet Ağar’ı sorumlu tutan” sözleri üzerine
Güldal Mumcu
işte böyle dedi.

Bu seslenişi, önceki günkü Cumhuriyet’in ve de Sözcü’nün manşetlerinde adeta “tuğla kadar” puntolarla yer aldı!

TUĞLA NEREDEN KOŞUYOR?

“Tuğla” eğretilemesi, Güldal Mumcu’nun vaktiyle Ağar’ın “kendisine söylediğini iddia ettiği bir cümleye” atfen sahne aldı.

Mehmet Ağar yalanlasa da Güldal Hanım ısrarlıydı:

“Avukat Emin Değer’in de bulunduğu bir gün, bizim eve gelen Ağar, cinayet hakkında
‘Öyle bir iş ki, adeta duvar gibi: Bir tuğla çekersek duvar yıkılır’
diye konuştu.
Kendisine ‘Siz de çekin, o halde’ cevabını verdim.
‘Çekemem, yapamam’
dedi.

‘Çekerlerse altında kalırsınız’ dediğimde ise Mehmet Ağar’ın yüzünde ‘Bunu yapmaya kimsenin gücü yetmez’ dermiş gibilerden bir ifade belirmişti.

Tuğlayı, o günlerde çekebilmeliydi.”

ÜZERİNİ NASIL ÖRTTÜLER?
24 Ocak 1993’teki Mumcu Suikastında; en başından beri genelde laikçi kesim özelde Cumhuriyet gazetesi, faturayı
hayali
“İslamcı terör örgütlerine” yahut İran’a kesti.
Mayıs 2000’deki “Umut Operasyonu” ile
uydurma
“katiller” üzerinden cinayetin perde arkası ihtimamla karartıldı.
Böylelikle, asıl adresin yani Türkiye’deki
Baronsal Gladyo
’nun üzeri örtülmüş oldu!

*

Nedir? Şu tuğlalar çekildiğinde altında kalacak olan işte bu derinlerdeki Gladyo’dur.

ABD’ye bağlı “Üst Yapı” bir başka deyişle Komprador Burjuvazi!

Ve elbette bu Derin Karargâhın kullandığı tüm piyonlar pardon tuğlalar!

*

Evet, Derin Tuğlalar uzun yılların ardından “daha ziyade gecikmeden” çekilmelidir.

Güldal Mumcu’nun sözleri ile manşetten “Tuğlaları çekin!” diyen Cumhuriyet ve Sözcü gibi gazeteler yahut Malum Barolar vesaire…

Bunların alayı, Komprador Burjuvazi’nin sözcüleridir!

*

Geçmişte dahası Dünden Bugüne Mumcu Cinayetinde “
dincilere
” faturayı çıkaranlar…

Şimdilerde, benzeri bir gözbağcılıkla/optik çarpıtma yaparak…

İktidarı “sorumluymuş gibi gösteren” bir algı üretip, hedefe yerleştiriyorlar.

Yahu, bu Laikçi Pişkinlerde zerre kadar utanma, arlanma yok!

HEPİNİZ ORADAYDINIZ

İçişleri Bakanı Soylu’nun, TRT ekranında birkaç sene önceki manşetlerini gösterdiği şu “Washington Portakalı” Cumhuriyet’in “paniğe kapıldığı” gözleniyor.

Sam Amca’sının Cumhuriyet’i, 21 Mayıs tarihli nüshasında ilk sayfasından yayınladığı açıklamada…

“O manşetlerin çoğunluğu Can Dündar’ın yönetimindeki döneme denk geliyor” diyerek bir nevi
“Reddi Miras”
yaptı!
Firardaki Amerikancı Can pardon “A-jan” Dündar ise
“O haberlerin sorumluluğunu birlikte almadık mı?”
paylaşımıyla “eski gazetesi” Cumhuriyet’in mevcut yönetimini duvara dayadı!

*

Amerikancı Cumhuriyet’in günümüzdeki Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya mı?

Jan Dündar’ın döneminde, Cumhuriyet’in manşetinden “Sorumlu Benim” diye seslenen “bildirgede”
imzası bulunanlar arasında idi!

*

Emre Kongar da oradaydı; Özgür Mumcu da!

Mister Kongar, halen daha Cumhuriyet’in yazarıdır:

Kubrick’in müthiş politik hiciv filmi “Doktor Strangelove”in (1964) alt başlığından ilhamla söyleyelim:

“Sedat Bin Zayed’in Suç Örgütü liderliğini dert etmeyi bırakıp; Onu Nasıl Sevdim?” yollu yazılar yazıyor!

HANEFİ HUNTER

90’lı yıllarda Fetullahçı polisleri yetiştiren Amerikan Muhibbi Hanefi Hunter’ın vaziyeti de Mister Kongar’a çok benziyor.

Sözcü TV’de sahne alan Hanefi, “Peker’in anlattıkları, bildiklerinin yüzde 10’u bile değil” dedi!

Sözcü gazetesi ise Paralel Hunter’ın işbu sözlerini dünkü manşetinden verdi.

Hanefi’nin “Peker’in açıklamalarını olumlu görüyorum” dediği de vurgulanıyordu!

Kimdir, Mister Hunter?

“PKK’nın ve FETÖ’nün arkasında ABD’nin yer almadığına!” dair kuyruklu yalanı ekranda zerk etmiş “Truva” kapsamında bir simadır!

2018’de
Halk TV ekranında FETÖ bahsi geçtiğinde…
“Bu yapıya terör örgütü diyemezsiniz!”
diye konuşan bir kriptodan bahsediyoruz.
SUSURLUK’TAN İKİ AY SONRA

Şu sıralar, Sedat Bin Zayed’in dizi film misali videolarından yola çıkılarak “Susurluk Eşleştirmesi” yapılıyor ya…

3 Kasım 1996’daki kurgulanmış “kaza” ile patlayan Susurluk Skandalından sadece dört ay sonra 28 Şubat (1997) MGK’sı yaşanmıştı.

28 Şubat’ın ilk işaret fişeği 28 Aralık 1996 tarihli “Müslüm/Fadime” kurgusal baskınıyla atılmıştı.

Müslüm/Fadime’ye o baskını, Paralel’in polisleri Hanefi Hunter’ın organizasyonu ile gerçekleştirmiştir!

Fadime’yi Müslüm’e gönderen ise Ali Kalkancı idi.

Kalkancı mı, yıllar sonra 2009’da, yine bir 28 Şubat günü
uyuşturucudan
tutuklanmıştı!

*

Kalkancı’sı, Müslüm’ü, Fadime’si…

28 Şubat sürecinde, Gladyo’nun hedefleri doğrultusunda “istihdam edilen oyuncular” idi.

#Mehmet Ağar
#Sedat Peker
#Uğur Mumcu
#Güldal Mumcu
#Cumhuriyet
#Sözcü
#Emin Değer
#MGK
3 yıl önce
Tuğlaları çekiyoruz: İşte duvarın altında kalanlar!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi