Mimar-Restoratör Furkan Al, Ayasofya Camisi müzeye çevrilirken içerisinde bulunan Türk-İslam eserlerinin bir kısmının yapıdan uzaklaştırıldığını belirterek, "Ayasofya'dan çıkarılan eserler arasında Sultanahmet Camisi'nde sergilenenler olduğu gibi depolara kaldırılmış ve izine rastlanılmayanlar var. Eski fotoğraflar ve kaynaklar üzerinden yapmış olduğum çalışmaya göre çeşitli yerlerde asılı bulunan farklı boyutlarda en az 16 levha günümüzde asli yerinde değildir" dedi.
Bütün bu şerh ve ta'yin eylediğim şeyler, tesbit edilen şekilde ve vakfiyede yazılı haliyle vakıf olmuştur. Şartları değiştirilemez, kanunları tağyir edilemez, asılları maksatları dışında bir başka hale çevrilemez, tesbit edilen kuralları ve kaideleri eksiltilemez, vakfa herhangi bir şekilde müdahale Allah'ın diğer haramları gibi haramdır. Lev-hi, Kalemi, Arşı, Kürsi'yi, gökleri ve yeri koruyan Allah'ın hıfzı ve inayetiyle mahfuzdur. Al, Ayasofya'nın yeniden cami statüsüne alınarak ibadete açılmasının son derece güzel bir gelişme olduğunu ifade ederek Ayasofya'ya ait olan eserlerin de tespit edilerek yeniden yerlerine konulmasının da önemini vurguladı.
Mihrap sofasında bulunan revzenlere (renkli cam) işlenmiş yazıların içeriğinde bazı değişiklikler yapıldığına işaret eden Al, buna rağmen Lafza-i Celal, İsm-i Nebi, Ciharyar-i Guzin ile Hadis-i şeriflerin yazılı olduğu revzenlerin günümüze ulaştığını bildirdi.
Mihrap sofasının sağında ve solunda çeşitli dönemlere ait farklı boyutlarda yedi adet levha asılı olduğunu ifade eden Al, şu bilgileri paylaştı:
Mihrabın sağ tarafında bulunan ve bizzat padişahlar tarafından yazılan levhalarda Sultan II. Mustafa, Sultan III. Ahmet ve Sultan II. Mahmut'a ait imzalar bulunmaktadır. Mihrap sofasında bulunan çini yazı kuşağında Bakara Suresi'nin 255. ayetinin tamamı yazılıdır. Celisülüs hatla yazılı olan kuşağın sonunda, kırmızı zemin üzerine beyaz daire içerisinde 'ketebehu el-fakir Mehmed 1016' imzası bulunmaktadır.
Mihrap üzerinde farklı dönemlere ait dört kitabe vardır. En üstte celisülüs hatla, Al-i İmran Suresi 37. ayetinin bir kısmı yazılmıştır. Ayetin yanında hattatın imzası ve hicri 1203 (m.1789) tarihi bulunmaktadır. Bu yazının hemen altında 'La ilahe İllallah, Muhammedur Rasulullah' ilaveli olarak Cin Suresi 18. ayeti yazılıdır. Mihrap nişinde, yarım kubbe içerisinde, madolyan şeklinde, celi sülüs hatla, istifli olarak Hac suresi 29. ayetinin bir kısmı yazılmıştır. Bu da miladi 1849 tarihlidir.
Al, iç mekandaki yer alanların yanı sıra Ayasofya Külliyesi'ne bir bütün olarak bakıldığında kütüphane, şadırvan, imaret, hünkar kasrı ve türbelerde de hat sanatının en güzel örneklerinin bulunduğunu kaydetti.
Ayasofya müzeye çevrilirken içerisinde bulunan Türk-İslam eserlerinin bir kısmının yapıdan uzaklaştırıldı diyen Al, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ayasofya'dan çıkarılan eserler arasında Sultanahmet Camisi'nde sergilenenler olduğu gibi depolara kaldırılmış ve izine rastlanılmayanlar var. Eski fotoğraflar ve kaynaklar üzerinden yapmış olduğum çalışmaya göre çeşitli yerlerde asılı bulunan farklı boyutlarda en az 16 levha günümüzde asli yerinde değildir. Ayrıca tespitlerime göre iki büyük boy Kabe örtüsü (veya üzerinde ayetler yazılı siyah örtü), minberde asılı bulunan iki Ravza-i Mutahhara örtüsü ile bir minber kapı örtüsü, ayaklı saatler, en az sekiz adet -1849 tarihli ve Kelime-i Tevhid yazılı- sanatlı kapı hasırları eksik. Eskiden müezzin mahfili tarafında asılı bulunan ve üzerinde 'O, işiten ve bilendir' yazılı levha Türk-İslam Eserleri Müzesi'ne taşınmıştır. Yakın zamanda edindiğim bilgiye göre müzenin deposunda bulunmaktadır.