Trabzon'da restorasyon çalışmaları kapsamında 4'üncü kez ziyarete kapatılan Sümela Manastırı'nın giriş kapısı üzerindeki 360 tonluk kaya kütlesi, 16 metrelik çelik kazıklarla yamaca sabitleniyor. Patlatma ve kaya düşürme çalışması nedeniyle sürecin uzadığını belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi, jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, "Patlatmanın başlangıçta yapılmaması gerekirdi. 'Patlatma yapmadık' dediler ama bizzat şahit oldum. Bu patlatmalar yamaçtaki blokların hareketlenmesine neden oldu" dedi.
1 Kasım'da 4'üncü kez ziyarete kapatılan manastır girişinde tehlike oluşturan 360 tonluk kaya kütlesi, çelik ağ ile bohçalama yöntemiyle yerine sabitlendi. Ancak kaya blokunda süren risk nedeniyle yeni bir tedbirin alınması kararlaştırıldı. Bunun üzerine manastırın giriş kapısının üzerinde yer alan kaya bloku, 16 metrelik çelik kazıklarla yamaca sabitlenmeye başlandı.
Kaya düşmesini önleme çalışmalarında yanlış strateji izlendiğini öne süren KTÜ eski öğretim üyesi, jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, "5 yıldır manastırı daha güvenli hale getirmek için çalışmalar yapılıyor ama yanlış strateji izlendi. Restorasyon çalışmaları yapılmadan önce manastırda herhangi bir kaza, taş düşmesi veya birisinin yaralanması söz konusu değildi. Bölgede 'tektonik kırık' dediğimiz; jeolojik yapıda 3 farklı doğrultuda çok derin kırıklar var. Bunlar kuzeybatı, kuzeydoğu ve doğu-batı doğrultulu tektonik kırıklar. Bunlar çok derin kayaları, kesen kırıklardır. Bu kırıklar, Sümela yamacının blok şeklinde oluşmasını sağlıyor. Bir de yamacın eğimi var, grative etkisiyle bu bloklar zaman zaman düşüyor. Bunu önlemek için askıdaki kayaları düşürüp, patlattılar. Bu çalışma sonuç almadı, çünkü arkadan yine kayalar düşmeye başladı" dedi.
Yamaç ıslahı sırasında yapılan patlatma ve kaya düşürmelerin daha derin kırıklar oluşturabileceğini belirten Prof. Dr. Bektaş, şunları söyledi:
Maçka ilçesinde Karadağ'ın Altındere Vadisi'ne bakan eteğinde, yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanda kayaların oyulmasıyla yapılan Sümela Manastırı, halk arasında 'Meryem Ana' adıyla da biliniyor.