Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Elazığ Fırat Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi, AFAD ve TÜBİTAK ekipleriyle 6 ve 20 Şubat'ta yaşanan depremlerin ardından bölgede çalışma yaptıklarını hatırlattı.
Depremin hemen ardından sahadan veri topladıklarını ifade eden Sözbilir, ilk günden itibaren de yaptıkları gözlemlerde fay hatlarını incelediklerini dile getirdi.
"Son 500 yıldaki en büyük deprem"
Türkiye'deki 485 fayın önemli bir bölümünün Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı ile Batı Anadolu'da yer aldığına işaret eden Sözbilir, geri kalan kısmının ise dağılmış durumda olduğunu belirtti.
"Fayların ne zaman kırılacağıyla ilgili bilgi toplamak için geçmişini araştırıyoruz"
Şu ana kadar söz konusu 485 faydan sadece 200'ünün kesilip inceleme ve araştırma yapılabildiğine işaret eden Prof. Dr. Sözbilir, şöyle konuştu:
Deprem bölgesinde şimdiye kadar iki fay üzerinde "paleosismoloji" (depremler oluştuktan çok sonra eski deprem izlerinin araştırılması) çalışması yapıldığını söyleyen Sözbilir, "Pazarcık ve Amanos segmentinde... Bu iki fay üzerinde elde edilen veriler, yaklaşık 500 yıldır bu fayların kırılmadığı yönündeydi. Kırılma aralığının da 500 yıl olduğu ve kırılma zamanının geldiği yönünde bilim insanları zaten sürekli açıklamalar yapıyordu" dedi.
"Çok segmentli kırılmayı hiçbir bilim insanı öngöremedi"
Faylardaki kırılmanın sadece Maraş'ı etkileyeceğinin düşünüldüğünü ifade eden Sözbilir, şöyle devam etti:
Şu anda aktivitesi ortaya çıkması beklenen 285 fayın olduğunu anlatan Sözbilir, bunlar üzerinde en kısa zamanda incelenme ve araştırma yapılması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Sözbilir, merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bazı noktaların 7 metreye kadar kalıcı olarak yer değiştirdiğini kaydetti.