|

Aman internet derdime bir çare: Gençler şifayı internette arıyor

Üsküdar Üniversitesi tarafından bin 196 kişiyle yapılan anket çalışmasına göre 20 yaşın altındakiler doktora gitmek yerine internete başvuruyor. Yaş ilerledikçe doktora gidenlerin sayısı internette hastalığına çare arayanlara göre hızla düşüyor. Uzmanlar zaman kaybı ve endişeye sebep olan ve tıp dilinde siberkondri denilen bu hastalığa karşı özellikle gençleri uyarıyor.

04:00 - 19/12/2021 Pazar
Güncelleme: 13:34 - 22/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Genç kuşak doktora gitmek yerine hastalıklarına internet üzerinden çare arıyor.
Genç kuşak doktora gitmek yerine hastalıklarına internet üzerinden çare arıyor.
DİLBER DURAL

Hepimiz sağlığımız söz konusu olduğunda endişeleniyor ve tedirgin oluyoruz. Doğal olarak hemen en yakınımızda olduğu için internete başvuruyoruz. Sonrasında anında binlerce sağlık sitesine, yanlış kaynaklara, hastalığı geçirmiş kişilerin yorumuna ve farklı fikirlerdeki çelişkili bilgilere aldanıyoruz. Artık bu davranış tıp dilinde Siberkondri adıyla bir hastalık olarak kabul ediliyor ve uzmanlar zaman kaybı ve endişeye sebep olan siberkondriyi, psikolojik belirtilerini ve bu tip durumlarla karşı karşıya kalmamak için dijital sağlık okuryazarlığının neden önemli olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, yanlış sağlık aramasının pek çok önemli sonuçları olacağı konusunda uyarıyor.


Z KUŞAĞINI TEHDİT EDİYOR

  • Geçtiğimiz aylar Üsküdar Üniversitesinde 18-75 yaş arasındaki bin 196 kişiyle yapılan bir anket çalışması Siberkondri hastalığının özellikle gençler arasında hızla yayıldığını gözler önüne serdi.
    Araştırmaya göre, 20 yaşın altındaki Z kuşağı doktor yerine internete başvuruyor. Araştırma bulgularına göre, yaş arttıkça siberkondri düzeyi de azalıyor. 1946-1964 yılları arasında doğanların, siberkondri hastalığı seviyesinin en düşük seviyede olduğu ortaya çıktı.
    Doktora gitmeyi en çok tercih edenler 55 yaşın üzerindeki kişiler olup daha çok Sağlık Merkezindeki Aile Hekimlerine başvuruyorlar. Araştırmadan yola çıkılarak Nevzat Tarhan, Aylin Tutgun Ünal ve Yücel Ekinci Dijital Sağlık Okuryazarlığı üzerine bir kitap hazırladı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“Özellikle Google platformunda hastalık arama hastalığı dediğimiz bu hastalık tipi çok yaygınlaştı. Kişi kendinde bulduğu belirtileri Google’a yazarak arama yapıyor ve aradıkça kaygısı artıyor. Siberkondri diye adlandırdığımız psikolojik bir rahatsızlıktır bu”
ifadelerine yer veriyor. Yanlış sağlık aramasının pek çok önemli sonuçları olacağına dikkat çeken Tarhan,
“Kişi doktora gitmek yerine kendisine teşhis koyabilir, okuduğu tavsiye ile doktora danışmadan ilaç satın alabilir, test yaptırmaya karar verebilir ve hatta doktoru da ikna etmeye çalışabilir”
diyor. Bu gibi durumların kişinin kaygısını daha da arttırarak siberkondrik bir hale getirebileceğini vurguluyor.
  • Tarhan internetten edinilen bilgi ile kendine teşhis koymanın, tavsiye ile ilaç satın almanın ve kullanmanın, başkalarına teşhis koymanın ve ilaç tavsiye etmenin, doktora ihtiyacı yok saymanın, internette sürekli hastalık arama eğiliminin siberkondrik kişilerde görülen özellikler olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
    “Hekimlere gelen hastalarımızda bunu çok görüyoruz. Olağan üstü teorik bilgi ama kendi kendine konulmuş yanlış birçok teşhis. Hekimleri de zor durumda bırakıyor ikna etmek için çok uğraşılan olgular başladı. Siberkondri hastalığının teşhis edilmesinde hasta görüşmelerinin yanı sıra kullanılan ölçekler de hastalık eğilimi hakkında fikir veriyor. Bu ölçeklerin boyutsal yapıları klinikte detaylı incelemeler yapmayı sağlıyor. Örneğin; ölçeklerde zorlantı, aşırı kaygı, aşırılık, içini rahatlatma, doktora güvensizlik gibi ölçüm boyutları yer almaktadır.”

İLİŞKİLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Siberkondrinin, genellikle yüksek düzeyde strese neden olabildiğinin altını çizen Tarhan, bu nedenle; nabzın yükselmesine, beyin ağrılarına, kas gerginliğine ve zayıflamış bir bağışıklık sistemine sebep olduğuna dikkat çekiyor. Tarhan, “Siberkondri tıbbi olmayan sorunları da beraberinde getirebilmektedir.
Sürekli olarak arkadaş ve aile ortamında sağlık sorunlarının ve hastalıkların dile getirilmesi bıkkınlık vereceği için bu kişiler ile ilişkiler olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Siberkondri, bir bireyin görünür hastalıkları nedeniyle çok fazla işi kaçırması durumunda mesleğine de zarar verebilmektedir.
Bu bireyler hem eksik işlerinden hem de pahalı klinik testlerden bahsettikleri veya internette pahalı ilaçlar satın aldıkları için ekonomik sorunlar yaşayabilirler” diyor.


DİJİTAL SAĞLIK OKURYAZARLIĞI NEDİR?

Yeni medya uzmanı Yücel Ekinci ise, siberkondri hastalığına yakalanmamak için dijital sağlık okuryazarlığının önemine değiniyor. Ekinci dijital sağlık okuryazarı olan bireylerin, bir sağlık problemini çözmek için elektronik kaynaklardan bilgi alıp kullanabilen, kişisel sağlık ve bakım sorunlarını daha iyi yönetebilen kişiler olduğunu söylüyor.
Eğitim ve öğretim yoluyla dijital sağlık okuryazarlığı becerisinin artırılması gerektiğini, özellikle yaşlı kullanıcıların sosyoekonomik açıdan dezavantajlı koşullarda yaşayanlar ve genel olarak daha düşük dijital okuryazarlık seviyelerine sahip olanlar için bireysel ihtiyaçlara uyacak şekilde dijital sağlık yaklaşımlarının tasarlanması ve uyarlanması çalışmalarına öncelik verilmesini öneriyor.
Günümüzde sosyal medya ortamında herkesin birtakım bilgiler paylaştığını ve sağlık bilgilerinin de özellikle pandemi döneminde çok fazla dolaşıma girdiğini belirten Ekinci, kişinin özel olarak hastalık araması yapmasa bile sosyal medya ortamında karşılaştığını ifade ediyor. Ekinci, nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda dijital sağlık okuryazarlığı becerilerinin bize yol gösterdiğini belirtiyor.
  • Ekinci, dijital sağlık okuryazarlığı becerilerinin neler olduğunu da değiniyor.
    Sağlıkla ilgili bilgiyi arama, bulma, anlama, değerlendirme ve elde edilen bilgiyi ne şekilde kullanabileceğine karar verme, farklı kaynaklardan bilgiyi doğrulama/teyit etme dijital sağlık okuryazarlığı becerilerinin başında geliyor.
    Bunun yanında; dijital sağlık teknolojilerini kullanabilme, web sitesinden randevu alabilme, sonuç öğrenebilme gibi beceriler de önem arz ediyor. Ayrıca sosyal medyada resmi kurum, kuruluşların hesaplarını takip etme ve doğru bilgiyi resmi kaynaklardan teyit etme de bu beceriler arasında yer alıyor.


İnternette arama yapmadan önce beş öneri

*Sağlıkla ilgili herhangi bir şeyi Google’da aramadan önce, ruh halinizi değerlendirin. Kafanızdan geçen düşünceleri yazın. Düşünceleriniz paniğe kapılmışsa ve felaketse, bilgisayardan birkaç dakika uzaklaşın ve yeniden değerlendirin.

  • *Aramayı yapmak için kendi motivasyonunuzu anlayın.
    “Güvence verme”, “endişe”
    gibi kelimeler veya oldukça duygusal bir durumla ilgili diğer terimler ortaya çıkarsa, bir arama başlatmadan önce kendinize birkaç dakika verin.
*Aramanızı ifade edebileceğiniz birkaç farklı yol yazın. Arama kutusuna ne koyduğunuz, neyin geri geleceğini belirler.
Çoğu insanın fark etmediği şey, kutuya koyduklarının genellikle nasıl hissettiklerini ve zaten düşündüklerini yansıtmasıdır.
*
Kendinize bir zaman sınırı verin.
Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa daha sonra her zaman geri dönebilirsiniz, ancak bunun için harcanan zamanı ayırmak, farkında olmadan yüksek bir endişe durumuna çekilmemenizi sağlayabilir.
  • *Her zaman çevrim içi sağlık bilgisi aramalarının sınırlarını anlayın.
    Genel sağlığınıza dikkat etmenin yalnızca bir yöntemidir.
    Güvenilir sağlık uzmanları, tanıdıklar ve aile üyeleri dahil, sizin için yararlı olabilecek diğer bilgi kaynaklarını aramaya her zaman devam etmelisiniz.
#Üsküdar Üniversitesi
#Siberkondri
#Nevzat Tarhan
#Aylin Tutgun Ünal
2 yıl önce