Güney yarım kürede, Güney Amerika’ya iniş yapıyoruz. Yer Brezilya, Sao Paulo. Türkiye’yle arasında 5 saat fark var. Ülkede Portekizce konuşuluyor. Sao Paulo şehri Brezilya’nın İstanbul’u olarak biliniyor. Turizm, endüstri ve nüfus benzerliğinin yanı sıra mimari yapısı ve sokaklardaki ruh da düşünceyi doğruluyor. Binaları, trafiği ve insanların sıcak kanlı olmasından dolayı pek yabancılık çekmesek de burada yeşile daha çok önem veriliyor. Trenle çok kolay şekilde ulaşabileceğiniz Da Luz Parkı, tabiatın sanatla buluştuğu bir yer. Şehrin sokaklarında eksik edilmeyen eğlence bazen heykel bazen graffiti olarak kendini gösteriyor.
Halkın her halini görebileceğiniz Mercado Municipal Paulistano adlı pazar yerinde balıklar, baharatlar ve meyvaların arasında yeni tatlar sizi bekliyor. Renk renk tezgâhların arasında birçok meyvayı ilk defa görüp tatma şansınız var. Üst katında dinlenme alanının bulunduğu pazar yerinde Brezilya kahvesi ve yerel lezzetler eşliğinde günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Kahve üretimi sayesinde kurulduğu tarihten itibaren hızla gelişen Sao Paulo için kahvenin yeri ayrı. Meşhur sorudur: "Gittiğim yerden gelirken size ne getireyim?" Ziyaret edilen ülke Brezilya olunca akla ilk olarak futbol topu gelse de siz yine de kahveyi tercih edin. Sao Paulo restorantlarının et yemeklerini tatmadan şehirden ayrılmak bir eksiklik olur. Lezzetin yanı sıra yemeklerin sunumları da sizi mutlu edecek. Brezilya mutfağı hem göze hem mideye hitap ediyor.
Şehirdeki binaların en uzunu Edificio Italia, 46 katlı bir yapı. Çatısındaki restorantta Sao Paulo manzarası eşliğinde yemek yiyebilirsiniz. Hemen yakınlarındaki Edificio Copan ise dalgalı yapısıyla dikkat çekiyor. İhtişamlı binalar içinde müzeleri gezebilir, tarihi tiyatro salonlarını ziyaret edebilirsiniz. Sao Paulo tarihinde önemli bir yere sahip olan Laderia da Memoria’da bir dikilitaş ve çeşme bulunuyor. Merdivenlerinde dinlenip kalabalığı seyredebileceğiniz bu anıt alanı ilk su kaynağına ev sahipliği yapmış. Buradan yürüyerek Sao Paulo Katedrali'nin bulunduğu meydana geçebilirsiniz. Meydanlar, kiliseler, anıtlar, tablolar derken şehrin geçmişinden de parçalar bulmak mümkün. Katolik Brezilya'da dini yapıların yeri ayrı. Catedral Metropolitana da şehirde görülmesi gereken bir yapı. Mario de Andrade ise eskiyi ve yeniyi harmanlayan bir kütüphane.
Sao Paulo sokakları facebook, twitter ve tabii ki instagram için birçok ilginç kareye sahip. Özgün ve başarılı graffiti örneklerinin yer aldığı duvarlarda bazen balıklara, bazen bir süper kahramana bazense soyut bir resme rastlamanız mümkün. Duvarların renkli dünyası sizi bekliyor.
Güney Amerika kıtasının en kalabalık şehri olan Sao Paulo’nun en hareketli caddesi Paulista. Şehirde hızlı bir akış var. Ulaşımın büyük bölümünü metro ve trenle sağlayabilirsiniz. Hareketlilik geç saatlere kadar devam ediyor. İbirapuera adlı park, yorucu bir günün ardından sığınılan liman gibi. Gündüz olduğu gibi hava karardıktan sonra da parkın nüfusu değişmiyor. Futbol oynayan, koşu yapan, bisiklet ve kaykay süren gençlerin yanı sıra dinlenenler de var.
