|

Okur ile yayınevi arasındaki mesafeyi kısaltan yol: Kitapkafeler

Son yıllarda yayınevleri kitap-kafe konseptine geçiş yaptılar. Böylece okurlar hem kitaplarla hem de yayınevleriyle doğrudan ve keyifle temas kurabilecekleri mekânlar edindi. Yeni Şafak Kitap olarak Dergâh Yayınları, İthaki Yayınları, Tekin Yayınları, Türkiye Diyanet Vakfı, H Yayınları, Timaş Yayınları, İnsan Kitap ve Erdem Yayınları’nın yöneticilerine kitap-kafe konseptinin yayın dünyasına getirdiği yenilikleri, okur alışkanlıklarına etkisini, sorunları ve işin geleceğini sorduk.

Halil Solak
00:00 - 15/08/2022 Pazartesi
Güncelleme: 15:54 - 15/08/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Son yıllarda yayınevlerinin kitapkafe konseptine geçişinin arttığını görüyoruz. Kimi yayınevleri tek bir mekânla işe girişirken bazıları da zincir halinde şehrin çeşitli yerlerine yayılmış durumda. Kitap-kafe konseptini ilk hayata geçiren yayınevlerinden biri Timaş. Cağaloğlu’ndaki binasının girişinde “Timaş Kitap Kahve” adıyla hizmet vermeye başlayan mekân ne yazık ki aynı konseptle devam etmiyor. Timaş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okçu nasıl bir düşünceyle yola çıktıklarını şöyle anlatıyor: “Cağaloğlu’ndaki merkez ofisimizin giriş katını 2005 yılında kitaplarımızı sergileyebileceğimiz bir alan olarak planlarken, okurların da gelip oturabilecekleri, çay kahve içebilecekleri, yazarlarımızla sohbet edebilecekleri bir mekan olarak düzenleme fikri oluşmuştu. Yazarlarımızı özellikle okurlarla buluşturabileceğimiz rahat bir ortam arayışımız vardı. Aynı zamanda kitap severlerin kitapla iç içe olabileceği, kitaplarla alakalı daha detay bilgi almak isterlerse mağaza sorumlusu arkadaşlarla sohbet edebilecekleri samimi, sıcak bir ortam oluşturuldu. Çay, kahve servislerimiz oldu. Yazın soğuk içecekler dahil edildi. Daha sonra haftada bir akşam yazar sohbetlerini yıllarca devam ettirdik.”

SEKTÖR ADINA FAYDALI

Önceliklerinin kitap satışından ziyade, okurları daha yakından tanımak, yazarların da okurları daha yakından tanımasına imkan vermek olduğunu söyleyen Okçu’nun açılan kitap-kafelere dair yorumu şöyle: “Yıllar sonra birçok kitapçı dostumuzun çok daha profesyonel kitap kahve mekanları açmaları, çok daha geniş mekanlarda profesyonel hizmet vermeleri ile kitap kahve anlayışını okurlar da benimsedi ve bu uygulamayı yapan kitapçıların satışlarından memnun olduklarını hem İstanbul’da hem Anadolu şehirlerinde gözlemliyoruz. Devam ettirilmesinin sektör adına çok faydalı olacağına inanıyorum.” Okçu, Timaş Kitap Kahve’de başka yayınevlerinin kitaplarının olmaması ve çeşit konusunda biraz arayışı olan okuyucuları uzak tuttuğunu belirtiyor. Timaş Kitap Kahve’nin şu anda profesyonel olarak hizmet vermese de Cağaloğlu, Sultanahmet civarını gezmek isteyenler için her zaman bir nefeslenme ve dinlenme mekanı olduğunu, kitap dostlarına çay kahve ikramının devam ettiğini vurguluyor.

ÖĞRENCİLER İÇİN İDEAL BİR YERDİ

Kitap-kafe konseptini deneyip ara verenlerden biri de İnsan Yayınları. İstiklal Caddesi’ndeki mekânlarında işe nasıl başladıklarını İnsan Kitap Genel Müdürü

Ömer Bal şöyle anlatıyor:
“Kafeyi açmadan önce burada bazı kültürel etkinlikler planladık ve sonrasında bunu daha genele yayarak mekânın tanınırlığını artırmak için kafe bölümünü açtık. Bu hareketli caddede sakin bir mekân olan İnsan Kitap’ta okuyucularımızla rahatça buluşabilmek ve gelecekte bir muhit oluşması niyetiyle kitap-kafe konseptini denemek istedik.” 2019 yılında açılan İnsan Kitap Kafe’nin ders çalışmak isteyen öğrenciler için ideal bir yer olduğunu söyleyen Bal, zaman içinde kafede müşterilerin birtakım olumsuz davranışlarına da şahit oldukları için Mart ayında kapatma kararı aldıklarını belirtiyor. Peki halihazırda bu işe devam edenler ne diyor? Dergâh Yayınları, İthaki Yayınları, Tekin Yayınları, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, H Yayınları ve Erdem Yayınları’nın kapılarını çaldık ve aşağıdaki soruları yönelttik. 1) Bir yayınevi olarak kitap-kafe konseptine geçiş kararı almanızda hangi etkenler önplana çıktı? 2) Kitap-kafe konseptine geçiş müşteri profilinizde herhangi bir değişikliğe yol açtı mı? 3) Kitap-kafe konsepti, özellikle pandemi sonrasında, yayınevlerindeki buluşma-sohbet ortamlarının yeniden canlandırılmasını sağlayabilir mi? 4) Sizce bu konsept yayıncılığın gelecekteki seyrini nasıl etkileyecek? İşte yayınevi yöneticilerinin Yeni Şafak Kitap okurları için verdikleri cevaplar…
ASIM ONUR ERVERDI DERGÂH YAYINLARI

Yeni bir marka ile yola çıktık

15 yıl evvel Ana Kitabevlerini açtık. 4 şubeye çıktıktan sonra pandemiyle beraber 2 şubeye düştük. Pandemi şunu gözlemlememize neden oldu: Pandemi sebebiyle teknolojik platformların öne geçmesiyle bildiğimiz manada kitabevleri çok zora düştü. Biz de bunu yaşadık ve bazı şubelerimizi kapadık. Bu süreci yaşarken yeni açılımları gözlemleme fırsatımız oldu. Ve kitap-kafe konseptinde karar kıldık. Yeni bir marka ile yola çıktık: 1727 Kitap-Kafe. Bu tarihi tercih ettik çünkü 1727 hem İbrahim Müteferrika’nın İstanbul’da matbaasını kurmak için izin aldığı yıl hem de Brezilya’ya ilk kahve tohumunun ulaştığı tarih. Bu ortak noktadan yola çıkarak yeni bir konsept kurduk.

Ana Kitabevi müşterilerimizin büyük kısmı buraya da geliyor. Ayrıca yeni müşterilerle de buluşuyoruz. n Ümit ediyoruz ki öyle olur. Yoksa kitabevi sayısının azalması yeni çıkan kitapların okuyucu ile buluşma oranını doğrudan etkiliyor. Yurtdışındaki istatistikler de bize şunu gösteriyor ki okuyucu yeni kitapla hemhal olduğu zaman yayıncılık sektörü gelişiyor ve yeni kitapların sayısı artıyor. Çünkü yeni çıkan kitapların belli bir adette basılması ve kitabevlerinin rafına girmesi gerekiyor ki okuyucu incelediği kitabı temin etsin. Bunun için de Türkiye’de en geçerli yolun kitap-kafe olduğunu öngörüyoruz.

Bu konsept dolayısıyla hem okurun nitelikli eserlerle buluşmasını, yeni eserleri takip edip incelemesini hem de sosyalleşmesini, arkadaşlarıyla buluşmasını veya yeni kitap dostlarıyla tanış

ELIF AKKAYA TEKİN YAYINLARI

Bu alanlar nefes almak için elzem

Cağaloğlu’ndayken yayınevimiz iki katlıydı, giriş mağazası teşhir alanı şeklinde ve epeyce büyük bir alandı. Ama yalnızca kendi yayınlarımız yer alıyordu. Verimli kullanamıyorduk. Oradayken de aklımızda bir kitap-kafe konsepti hep vardı ama Cağaloğlu koşullarında yapılabilirliği hususunda net değildik. Taşınma kararı alınca, yine aynı tarzda mağazası da olan yayınevine çalışma alanı da olacak bir yer arayışına başladık. Kitabevi şeklinde yayınevinin de üretim alanını konumlamaya çalışıyorduk. Üsküdar’da uygun alan bulunca, kitabevi ve kafe konseptini hemen hayata geçirdik, hiç tereddüt etmedik keza biz geldiğimizde yılların kitabevi Kaknüs çoktan kapatmıştı ve Üsküdar merkezde çeşitliliği sağlayacak bir kitabevine ihtiyaç vardı. Bunu da butik şekilde yapmak istedik; yani kitabevi kısmı ağırlıkta ama oturup kahvesini, çayını içip sohbet edeceği, etkinliklerde yazarla sıcak bir ortamın da oluşacağı şekilde kurgulayalım istedik. Tekin Kitabevi olarak yolculuğumuz bu şekilde başladı.

Az önce söylediğim gibi zaten bir kitabevine ihtiyaç olan bir alana yayınevini taşımaya karar vermişiz, burada da yalnızca kitabevi değil kafenin de etkinliklerin yapılacağı alanın da olmasını önemsedik. Daha önce böyle bir deneyimimiz yani “kitabevi” olmadığımız için bunu kıyaslayamam.

Ben sağlayacağına inanıyorum. Artık şehirler değil ilçeler bile gerek genç nüfusu gerekse de sosyolojik olarak değişen gelişen günlük hayat akışında inanılmaz bir gelişim içinde ve böylesi alanlar nefes almak için elzem. Yalnızca bir kafede oturup zaman geçirmek yerine birçok kişi bu alanları tercih ediyor. Keza buralar okurun kitabı konuşacağı, tartışacağı yazarla yakından temas edeceği alanlar. Buna birçoğumuzun ihtiyacı var. Okuduğunu tartışmaya… kitabevi kafeler şimdilerde bunun için organize oluyor. Üsküdar’daki yerimizin kısa sürede müdavimleri oluştu. Misal çoğunun ihtiyacı okuduğu veya alacağı kitap üzerine ya da yazarın ürettikleri üzerine sohbete geliyor. Saatlerce süren sohbetler bunlar…

Yayıncılık son yıllarda özellikle de pandemiyle birlikte gelişen süreçte inanılmaz güç ve alan kaybediyor. Ekonomik kriz ve sonuçlarıyla baktığımızda %40’a yakın üretimde kayıp var. Kitap satışında da %70’i buluyor bu. Biz yayıncıların en büyük sorunlarından biri de kitabı teşhir edememek. Yani aslolan kitabevleri ve onların raflarıdır. O raflarda kitabını bulunduramamak en büyük kayıptır. O açıdan yayınevlerinin ayrılmaz bir parçası olan kitabevlerinin, kafe konsepti ile yeni dönem sosyal hayat içinde yer alması büyük katkıdır. Seyrini de olumlu yönde etkileyecektir. Kitabevleri okurun, dijital kanallara asla yan yana getirmeyeceğini bildiği alanlardır. Kitabevi raflarında saatlerce kitabı inceleme fırsatını buluyor okur. Dokunuyor, içinden pasajları inceliyor. Ancak bu e-ticaret sitelerinde mümkün değil.


COŞKUN ÖREN İTHAKİ YAYINLARI

Yayıncılık dünyasını güçlendirecek

Penguen Kitabevleri’ni, İthaki Yayın Grubu’ndan bağımsız bir süreç olarak görmek ve iki kardeş yapı olarak değerlendirmek gerekiyor. Bununla birlikte Penguen Kitabevleri’nin süreci, yayıncılıktan öncesine dayanıyor. Ama Penguen Kitabevleri’ni kafe konsepti ile birlikte uygulamak 2019 yılında, şirket kurucumuz Ünal Koçak’ın vizyonu sayesinde hayata geçti. Okurlarımıza kitap okurken veya incelerken, oturabilecekleri ve yanında da bir şeyler içebilecekleri bir alan yaratmak fikriyle yola çıktık.

Kafe konseptimizi ilerleyen süreçte Penguen Coffee Roastery markası ile kurumsallaştırdık. Kitabevi ile birlikte bir konsept olsa da kafe konusunda da uzman ve profesyonel bir yapı oluşturduk. Ağırlıklı olarak kitaplarla misafirlerimize hizmet etmekle birlikte, kaliteli kafe hizmetimizden kaynaklı özel bir misafir portföyümüz de oluştu. Ama rahatlıkla temelde iki konsept birbirini tamamlıyor ve besliyor diyebiliriz.

Özellikle Sudiye mağazamızda oluşturduğumuz Suat Derviş, Yusuf Atılgan ve Orhan Veli Kanık salonlarında yazarlarımızla ve araştırmacılarımızla okurlarımızı buluşturuyoruz. Bu şekilde aynı imza ve etkinliklerimizi, diğer 19 şubemizde de gerçekleştirmeye çalışıyoruz. n Kafeler insanların sosyalleştiği, birlikte zaman geçirdiği alanlar. Kitap kafe konsepti üzerine basarak söylüyorum; nitelikli bir şekilde sürdürülmeye devam ederse, ülkenin en büyük sorunu olan son okura kitap arzı sorununu da ortadan kaldıracaktır. Bu da doğal olarak yayıncılık dünyasını güçlendirecek, üretimini destekleyecektir. Bugün Penguen Kitabevleri & Penguen Coffee Roastery bu vazifenin en önemli adayıdır.

MURAT AYDEMİR TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

Daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağladı

Son yıllarda yapılan araştırmalarda da gördüğümüz kadarıyla; gençler artık evde olmadan evde gibi hissedebileceği mekanlarda vakit geçirmeyi, arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmeyi, ders çalışmayı, okumalar yapmayı geçmiş yıllara oranla çok daha fazla tercih ediyor. Bu durumun farkında olan bizler de kitapseverler için özenle hazırladığımız kitabevlerimizi kitap- kafe konseptine dönüştürmeye karar verdik. Ayrıca öğrenmeyi keyifli bir atmosferde gerçekleştirmek isteyen gençlerin aynı zamanda sosyal ilişkileri gereği buluşma noktalarına ihtiyaç duyuyor olmaları da bu kararı almamızdaki bir diğer sebep olmaktadır.

Tamamen bir dönüşümden söz etmek doğru olmayacaktır ancak daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağladı diyebiliriz. Hali hazırda bizi bilen ve sıklıkla ziyaretimize gelen kitapseverlere ek olarak, nezih bir ortamda oturup çayını, kahvesini yudumlarken okumasını yapmak isteyen bir başka grubun daha kapsamına girdik diyebiliriz. Bu anlamda farklı yaş gruplarından ve farklı eğitim durumlarından birçok kimsenin bizi tercih ettiği bir değişim olduğunu söyleyebiliriz.

Pandemi sonrasında bir nebze olsun rahatlayan koşullarda kitabevlerimizde bizler de çeşitli etkinlik ve organizasyonlara ev sahipliği yapmaya başladık. Okuryazar buluşmaları, kitap okuma gruplarına ait tahlil buluşmaları, ders çalışma grupları ve çeşitli toplantıların gerçekleşiyor olması bu anlamda bir canlılık olduğunun göstergesidir.

Popüler kültürün bir inşası olan “Kitap eşittir kafe” düşüncesi aslında günden güne buna çok daha fazla ihtiyaç duyulacağının habercisi. Buradan yola çıkacak olursak, olumlu yönde bir etkisi olacağını umuyoruz ve şimdiye dek yaptığımız gözlemler de böyle devam edeceği yönünde. Bu konseptle birlikte yeni açacağımız mekanları Diyanet Gençlik Merkezleri ile entegre kurslar ve etkinliklerin olduğu çok daha canlı ve işlevsel hale getirmek için çalışıyoruz.

ZEYNEP GÜLSÜM SAĞLAM ERDEM YAYINLARI

Doğrudan okuyucuya ulaşma fikri çok güzel

Öncelikle doğrudan okuyucuya ulaşma fikri çok güzel. Fuarlarda kısmen bu gerçekleşiyor ama orası daha sınırlı bir alan. Çoğu zaman fikir alışverişinde bulunmak, sohbet etmek zor oluyor. Oysa okuyucunun birebir tepkisini almak, önerilerini dinlemek, eleştirilerini duymak yayın politikası geliştirmek adına çok önemli. Ayrıca tüm ürünlerinizi doğrudan okuyucuya ulaştırma imkânınız var. E-satış sitesi kullanmak istemeyen, gelip, görüp, inceleyip öyle kitap almak isteyen bir kitle var. Bu kitleye aracısız, zincir mağazaların “çok satan” dayatmasına maruz kalmadan, acaba bu kitabım rafa girer mi endişesi taşımadan ulaşabilme imkânınız oluyor.

Henüz çok yeniyiz bunu gözlemleme fırsatımız olmadı. n Bunun olacağına inanıyoruz. Bizim hedeflerimizden biri de bu aslında. Mekânın el verdiği ölçüde hem yazar-okur buluşmaları düzenlemek hem de yayınevlerinin kültür ortamı olma durumunu kafe üzerinden gerçekleştirmek istiyoruz.

Olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Gençler için kitabın daha cazip olmasını sağlayacağı kanaatindeyiz. Kafeler bugünün gençlerinin çokça vakit geçirdiği yerler. Kimi çalışmak için kimi arkadaş sohbetleri için geliyor. Böyle güzel anlara eşlik eden bir mekânda aynı zamanda kitabın bulunması güzel bir bilinç altı kodlaması.

MUHAMMED BÂKIR KÖSE H YAYINLARI

Kendi dağıtımınızı kendiniz yapıyorsunuz

Asıl faaliyet alanımız kitap yayıncılığı olmakla beraber 10 yıldan uzun süredir Üsküdar’da kitabevi de işletiyoruz. Kitap dükkânımızda zamanla müdavim bir kitle oluştu. Bir yandan her hafta düzenli olarak yaptığımız yazar söyleşileriyle müdavimler çoğaldı. Aklımızda hep bir “kıraathane” açma fikri vardı. Ziyaretçilerimizden de sık sık bu yönde bir talep gelince 2017 Ekim’inde fikrimizi hayata geçirdik; Paşalimanı Caddesi’nde, şu an içinde bulunduğumuz kitap-kafe dükkânını açtık. Bir diğer sebep tabii ki ekonomik. Yayıncılıktaki ödeme vadelerinin çok uzun olması, nakit sıkıntısı vb. sorunlar sektörümüzdeki herkesin malumu. Başka bir sorun da yayıncıların, popülerleşememiş kitapların dağıtımını yapmakta zorlanmaları. Perakende mağazanız olduğunda, nakit döngünüzü daha rahat sağlayabiliyorsunuz. Kitaplarınızı, müşteriyle temas ederek doğrudan satışa çevirebiliyorsunuz. Bir anlamda kendi dağıtımınızı kendiniz yapıyorsunuz.

Evet. Eski dükkânlarımız, daha ziyade yayınevi takipçilerinin geldiği, görece butik yerlerdi. Mevcut yerimize geçtikten sonra daha geniş bir kitleye hitap etmeye başladık. Bu da yayınlarımızın tanıtımına katkı sunan bir durum. n Okuyan insanların, büyük konferans salonlarında yapılan ısmarlama sohbetlerden sıkıldığını düşünürsek, daha samimi ortamlar sunan kitapkafeler, okur-yazar sohbetlerine daha çok ev sahipliği yapacaktır. Bir buluşma mekânı olarak da kitap-kafelerin daha çok öne çıkacağını, kendi yerimizdeki tecrübelerimize dayanarak söyleyebilirim. H Yayınları Kitap&Kahve’de bunun çok örneği var. Buraya gelen ziyaretçilerin, kitaplarını okuduğu bir yazarla karşılaşması çok olası. Ortam, bir anda hesapta olmayan bir söyleşiye veya imza gününe dönüşebiliyor.

Bu konsepte geçtikten sonra yayıncıyla okur arasındaki mesafe kısalıyor. Yayıncı, fuardan fuara gördüğü okurlarla her gün temas halinde olmaya başlıyor. Yeni okuyucu tipleriyle tanışıyor, yeni yeni yayıncılık alanları keşfediyor. Ofisteki editör masasından her şeyi takip edemeyebiliyorsunuz. Kitap-kafe işletiyor olmak bu bakımdan yeni fikirlerin oluşmasına gebe. Sektördeki problemlerden dolayı bu konseptin daha da yayılacağını, bu sayede kitaplarını dağıtamayan yayıncıların da yeni dağıtım ortamları yakalayacağını düşünüyorum.

#H Yayınları
#Erdem Yayınları
2 yıl önce