|

Türkiye'ye borcumuzu ödüyoruz: Eğitimini tamamlayıp ülkemizde kalan yabancı hekimler de Türk meslektaşları ile ön saflarda savaşıyor

Kovid-19 ile mücadelenin ön saflarında Türkiye’de tıp eğitimi gören yabancı hekimler de var. Yeni Şafak Filistin, Suriye, Gürcistan ve Bangladeş kökenli doktorlarla konuştu. 24 yıldır Türkiye’de olduğunu ve kendini yabancı gibi hissetmediğini söyleyen Filistinli Said Elhaj, “Salgın başladığında da en iyi hizmeti vermeyi borç bildim” diyor.

Hatice Saka ve
01:00 - 15/05/2020 Cuma
Güncelleme: 15:13 - 15/05/2020 Cuma
Yeni Şafak
Yeni Şafak, Türkiye'de görev yapan yabancı doktorlar ile konuştu.
Yeni Şafak, Türkiye'de görev yapan yabancı doktorlar ile konuştu.

Kovid-19 salgınının ilk çıktığı andan itibaren tedbirlerini alan ve mücadelesiyle dünyaya örnek olan Türkiye’nin başarısında en büyük pay doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısından teknisyenine kadar 1 milyonluk sağlık ordusunun. Gecesini gündüzüne katan bu orduda Türkiye’de eğitim alıp burada kalan yabancı hekimler de yer alıyor. Filistin, Suriye, Gürcistan ve Bengaldeş başta olmak üzeri dünyanın dört bir yanından gelenler, Türk meslekdaşları ile ön saflarda can seferberliğine katılıyor. Türkiye’de eğitim alan yabancı doktorlar, Türk hastalar için canlarını ortaya koyarak korona ile savaşıyor.

CERRAHPAŞA ÇOK BAŞARILI

Suriye’deki Tishreen Üniversitesi Tıp Fakültesini yarıda bıraktı ve eğitimini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamlayan Suriyeli doktor Yaman Huraki, yaşanan değişikliği anlattı. Göğüs cerrahisi uzmanlığı eğitimini sürdüren Huraki, “Cerrahpaşa’nın bu hastalıkla mücadele eden en iyi hastanelerden biri olduğunu söyleyebilirim. Hastaların da uyruğuna bakılmaksızın herkese eşit hizmet veriliyor” dedi. Türkiye’de sağlık sisteminin çok iyi olduğunun altını çizen Suriyeli doktor, “Diğer ülkelerin sağlık sistemleri hakkında bilgi sahibi olduğum için, Türkiye’nin bu ülkelerin hatasına düşmediğini gördüm. Bu sistem sayesinde ölüm oranı yükselmedi ve doğru bir politika izlendi” ifadelerini kullandı.

BENİM İÇİN ÇOK ANLAMLI

Filistinli doktor Said Elhaj, 1996 yılında Türkiye’ye gelmiş. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmiş ve üroloji alanında uzmanlığı da aynı üniversitede tamamlamış. Türkiye’de hizmet etmenin kendisi için anlamlı olduğunu söyleyen Elhaj sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem eğitimimi burada almış olmam hem Filistinli olmam hasebiyle ve Türk halkının Filistinlilere olan sempatisi ve desteğinden dolayı hep muhabbet besledim ve kendimi borçlu hissettim. Salgın başladığında salgın hastanesi ilan edilen bir devlet hastanesinde çalışıyordum. Çok hasta gördük, yatırdık ve servislerde takip ettik. Çoğunun durumu hafif diye sevindik, ciddi olanlar için üzüldük, taburcu olanlar da bizi mutlu etti, ama hep elimizden geleni yapmaya çalıştık, en iyi hizmeti vermek bir borç bildik.”

Elhaj, ailesi için kaygı duysa da görevini hiç düşünmeden layıkıyla yerine getirmeye çalıştığını belirterek, balkonlardan alkışlanmalarının motivasyonlarını artırdığını söyledi.

O şimdi aile hekimi


  • Bengaldeşli doktor Robiaye Hassan Rıddhı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu ve yaklaşık üç yıldır İstanbul’da çalışıyor. Sultangazi Mahallesinde aile hekimi olarak görev yapan Rıddhı, yoğun bakımda ya da acil serviste çalışanlar gibi olmadıklarını dile getirdi. Rıddhı, “Biliyorsunuz evde olan hastaları biz takip ediyoruz. Günde ortalama 80-85 hastayı takip ediyorum. Bu anlamda yoğun çalışıyoruz. Karantinadaki hastaları arıyoruz. Test sonucu pozitif çıkan hastaların kesinlikle izolasyon odalarında kalması gerektiğini, verilen ilaçları düzgün kullanmaları gerektiğini ve karantina kurallarına uymaları gerektiğini anlatıyoruz. Daha önce temaslı, hiçbir şikayeti yokken semptom gelişen bir hastayı tespit ettiğimizde onu en yakın sağlık kurumuna yönlendiriyoruz” dedi. Hastanelerde vaka sayısı azalsa da aile hekimlerinin takip ettiği hasta sayısında bir düşüş olmadığını belirten Rıddhı, uzakta olan ailesi için endişe duyduğunu ve aynı şekilde yalnız olduğu için ailesinin de onu merak ettiğini dile getirdi.

Koruyucu ekipmanlar çok zorladı


Gürcistanlı doktor Lasha Nakashidze, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde genel cerrahide asistan doktor olarak çalışıyor. Süreci Türkiye’deki tüm doktorlar gibi yaşadıklarını dile getiren Nasakhidze, “İlk günlerde biraz zorlandık. Yeni bir virüs öncesine ait bilgi olmaması kaygı vericiydi. Endişelerimiz vardı. Sonrasında iyileşen hastaları gördükçe kaygılarım azaldı. Hastalığın pik noktasında çok yoğun nöbetler vardı. Türk doktor arkadaşlarımızla omuz omuza çalıştık. Ancak şu günlerde gözlemlerime ve çalıştığım hastaneye göre düşüşe geçtiğini söyleyebilirim” dedi. En çok koruyucu ekipmanı kullanırken zorlandığını söyleyen Gürcistanlı doktor, “Gözlük, maske ve ekipmanlarla uzun çalışma saatlerinde bazen nefes almak da zorlandığım oldu. Fakat bu görevinizi yapmanıza engel olamaz” diye konuştu.

Sağlık sistemi doğru işliyor


  • Filistinli doktor Osama Ebu Ziana, Ankara’da Liv Hastanesi’nde görevini yapıyor. Ebu Ziana, “Hastalar geldikçe doğal olarak virüsle baş etme konusunda tecrübelerimiz arttı. Ben göğüs hastalıkları uzmanı olduğum için daha yoğun bir mesai yaptım. İşimi seviyorum ve Türkiye’de sağlık sisteminin doğru işlediğini düşünüyorum. Ancak bu süreçte beni en çok bir buçuk yaşındaki kızımı görememek yıprattı. Eşim de doktor ve kızım bu süreçte anneannesinde kalıyor. Salgında psikolojik olarak en çok bu beni etkiledi” dedi.
#Koronavirüs
#Borç
#Yaman Horikay
#Robiaye Hassan Rıddhı
#Said Elhaj
#Lasha Nakashidze
#Osama Ebu Ziana
4 yıl önce