|

Bir Türk-İslam sanatı şaheseri: Registan Meydanı

Dünyanın en eski şehirleri arasında sayılan tarihi İpek Yolu'ndaki Özbekistan'ın Semerkand kentinde "U" biçiminde üç eşsiz mimari abidenin yer aldığı Registan Meydanı, Orta Asya Türk mimarisinin ender örneğini oluşturuyor.

Aa
00:00 - 17/01/2014 Cuma
Güncelleme: 11:41 - 17/01/2014 Cuma
Yeni Şafak
Bir Türk-İslam sanatı şaheseri: Registan Meydanı
Bir Türk-İslam sanatı şaheseri: Registan Meydanı

Kuruluşundan asırlar sonra bile görkemini koruyan meydanda, Uluğ Bey Medresesi, Şirdor Medresesi ve Tillakari Medresesi bulunuyor.

Derlenen bilgilere göre, Ortaçağda bazı hükümdarlar tarafından kurulan ve dünyada benzeri bulunmayan Registan Külliyesi, yüzyıllar boyunca çeşitli hükümdarlarca başkent olarak kullanılan Semerkand'ın gözbebeği oldu. Kelime anlamı "kumluk yer" olan meydan, dünya halkları tarafından "Orta Asya'nın incisi" olarak adlandırılıyor.

Semerkand'ın 15. yüzyıldan sonra baş meydanı olan Registan, çeşitli dönemlerde hükümdar fermanlarının okunduğu, idam cezalarının infaz edildiği ve çeşitli bayram ve etkinliklerin yapıldığı bir yer olmakla beraber bu külliyedeki medreseler ise döneminin en nüfuzlu bilim ocakları oldu.

Uluğ Bey Medresesi

Külliyenin ilk yapıtı olan Uluğ Bey Medresesi, Timur İmparatorluğunun 4. sultanı gök bilimci Uluğ Bey tarafından 1417-1420 yıllarında yaptırıldı.

İki yanında iki minaresiyle dikdörtgen şeklinde kurulan Uluğ Bey Medresesi, bünyesinde eğitim odaları ve öğrencilerin yatak odalarını da barındırdı. Uluğ Bey'in, ölümüne kadar matematik ve astronomi derslerini verdiği bu medrese, 15. yüzyılda Asya'nın en iyi ve en önemli üniversitelerinden biri olarak gösterildi. Medresenin eğitim ağırlığı matematik ve gök bilim dalı idi.

Ünlü bilgin ve filozof Nureddin Abdurrahman Cami, bu medresede eğitim gördü.

Uluğ Bey'in ölümünden 200 yıl sonra, Semerkand'ın yöneticisi olan Yalangtuş Bahadır'ın emriyle 1619-1636 yıllarında birinci medresenin bir kopyası olarak ikinci medrese yaptırıldı.

Şirdor (Aslanlı) Medrese
Soldan Sağa Tilla Kari Medresesi/ Ulug Bek Medresesi/ Şirdar Medresesi

Uluğ Bey Medresesi'nin tam karşısında simetrik olarak yaptırılan medreseye "Şirdaor (Aslanlı) Medresesi" adı verildi. Uluğ Bey Medresesi ile Şirdor Medresesi'nin tek farkı olarak yeni medresede kışın kullanılmak üzere tasarlanmış fazladan iki eğitim holünün bulunması dikkati çekiyor.

Giriş kısmının üst tarafına Semerkand şehrinin sembolü olan iki aslanın ceylan avları resminin çizildiği Şirdor Medresesi'nin duvarlarına Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve sureler yazıldı.

Şirdor Medresesi'nin yapımından birkaç yıl sonra 1646-1660 yıllarında, yine Yalangtuş Bahadır tarafından iki medresenin ortasında meydana bakacak şekilde üçüncü medrese inşa ettirildi.

Tillakari (Altın İşlemeli) Medrese

Tillakari Medresesi, dış görünümüyle diğer iki medreseye benzemekle beraber iç yapısı itibarıyla belirgin bir farklılık gösteriyor. İç bezeme süslemelerinde saf altın kullanıldığı için Tillakari (Altın İşlemeli) Medrese olarak adlandırıldı.

Registan Meydanı'ndaki tüm medreseler, çeşitli dönemlerde yapılmalarına karşın aynı plan üzerinde inşa edilmeleriyle dikkati çekiyor. Dört köşeli bir bahçe, dört teras ve çevre boyunca sıralanmış odalar... Oda kapıları, saygı ve alçak gönüllülüğü hatırlatırcasına özellikle alçak olarak yapıldı. İnsanların kapılardan girerken ve çıkarken mutlaka başını eğmesi gerekiyor.

Tillakari Medresesi, medrese olarak yapılmasına karşı esasen cami olarak kullanıldı. Tillakari, 17. yüzyılda Semerkand'ın en büyük camisi oldu. 19. yüzyıla kadar cami ve medrese olarak kullanılan bu yapılar, 20. yüzyılın başından itibaren tarihi eser olarak korumaya alındı.

Registan Meydanı, 2001 yılında, Semerkand'taki diğer tarihi yapıtlarla beraber Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Listesine dahil edildi.

10 yıl önce