FBI ajanlarının yıllarca sabırla yürüttükleri iz sürmeler ve kılı kırk yaran araştırmalarından sonra, kolay kolay dokunulamayan “Lucchese” suç örgütünün 20 üyesi topluca tutuklanır ve bu kişiler 76 farklı suçlamayla yargıç önüne çıkartılırlar. Ancak, sanıklardan biri, “Jackie Dee” lâkaplı Giacomo DiNorscio hiç kimsenin aklına hayâline gelmeyecek bir çıkış yapar ve mahkeme heyetine kendi savunmasını bizzat kendisinin yapacağını bildirir. Bu da pahalı avukatlarla çalışmaya alışmış mafya mensuplarında pek sık görülmeyen türden bir hukukî manevradır. Mahkeme, Jackie'ye -aralarında yakın akraba ve arkadaşlarının da bulunduğu- diğer sanıklara karşı tanıklık yapması karşılığında önemli oranda ceza indirimi teklif eder. Kahramanımızın bu cazip teklife cevabı ise, hem sanık hem de avukat kimliğiyle çıktığı duruşmalarda heyetle sinir bozucu bir oyuna girişerek, dâvâyı arapsaçına çevirmek olacaktır.
ABD hukuk tarihinin karara varılması en uzun süren ceza dâvâsını -21 ay- konu alan, gerçek bir olaydan uyarlama “Beni Suçlu Bulun”, 83 yıllık ömrüne, aralarında “12 Öfkeli Adam”, “Serpico”, “Doğu Ekspresi'nde Cinayet”, “Köpeklerin Günü” ve “Şebeke”nin de yer aldığı 70 dolayında seçkin yapıt sığdırmış büyük yönetmen Sidney Lumet'in âdeta “Ben ölmedim ve polisiye sinemanın hâlâ bir numaralı ustasıyım” diye haykırdığı muhteşem bir çalışma. Film, bırakın üstün sinemasal niteliklerini, sırf 1924 doğumlu yönetmeninin mesleğine duyduğu bu yoğun tutku nedeniyle bile yüksek bir saygı ve ilgiyi hak ediyor. Kaldı ki bir Lumet polisiyesi izleyicisine her zaman için onu kuru kuruya eğlendirmekten çok daha fazlasını sunar.
Gelmiş geçmiş bütün gerçek sinemacılar gibi defalarca Oscar'a aday gösterilen ancak bu ödülü hiç bir zaman alamayan ihtiyar kurt, buna karşılık başka bir çok yarışmada toplam 26 ödül kazandı, 35 kez de çeşitli ödüllere aday gösterildi. Lumet, çektiği senaryolardaki karakterleri çok iyi analiz edip izleyicisine de büyük bir yetkinlikle aktarmasıyla tanınan bir sinemacı olarak, bu filmde artık anılan yöndeki ustalığının zirvesinde ıslık çalıp dolaşıyor. “Derin Karanlık” ve “Riddick'in Günlükleri” adlı iki hareketli bilim-kurgu filmiyle dünya çapında üne kavuşan Amerikalı aktör Vin Diesel'i, ilk anda izleyicilerin alıştıkları geleneksel tarzına pek de uymayan bir mahkeme dramasında öylesine etkileyici bir mafya mensubu yapmış ki, Lumet'in oyuncu yönetiminde eriştiği düzey karşısında ister istemez şapka çıkartıyorsunuz.
Hafta sonunda gösterime giren dört yeni yabancı filmin her açıdan en kalitelisi. Adı artık “polisiye” ile özdeşleşmiş büyük bir sinemacının 83 yaşında bile nasıl da fıldır fıldır çalışan bir sanatsal zekâya sahip olduğunu yakından görmek isterseniz, “Beni Suçlu Bulun”u kaçırmayın.
