|

Furkan Soyalp: Fenerbahçe maçında gol olsa belki de Başakşehir'de kalırdım

Gaziantep Futbol Kulübü'nün başarılı oyuncusu Furkan Soyalp, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Başakşehir forması giyerken, Fenerbahçe'ye karşı kaçırdığı gol pozisyonunu anlatan Soyalp, "Gol olsa belki de şuan kiralanmak yerine Başakşehir'de kalacaktım" ifadelerini kullandı.

Ömer Çelikbaşlı
09:48 - 25/04/2020 Cumartesi
Güncelleme: 09:57 - 25/04/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Furkan Soyalp bu sezon 12 karşılaşmada 1 asist yaptı.
Furkan Soyalp bu sezon 12 karşılaşmada 1 asist yaptı.

Medipol Başakşehir'den Gaziantep FK'ya kiralanan Furkan Soyalp, Yeni Şafak Spor Instagram canlı yayınında editörlerimizden Ömer Çelikbaşlı'nın sorularını yanıtladı. Başakşehir ile imzalamadan önce birçok kulüpten teklif aldığını söyleyen Soyalp, yabancı sınırından, oyuncuların maaş indirimine kadar birçok konuda içtenlikle sorulara yanıt verdi. Furkan Soyalp'in açıklamaları şu şekilde;

Hepimiz evlerimizde vakit geçiriyoruz. Sen gün içerisinde neler yapıyorsun, vaktin nasıl geçiyor?

Anlık duygularımızla günümüz geçiyordu. Canımız film izlemek isterse film izliyorduk. Özgürce geçiyordu. Şimdi ramazanın gelmesiyle birlikte, biraz daha farklı olacak. Sahura kadar otururuz, sohbet, muhabbet, oyun filan. Uyandıktan sonra iftar hazırlıkları gibi geçeceğini düşünüyorum. Bundan önce sabah kahvaltı sofrası, puzzle, dizi, film ile zaman geçiyordu.

Evde geçirdiğin zaman içerisinde, yapmayı bilmediğin fakat sonradan öğrendiğin bir şey var mı?

Mutfak ile alakalı fena değilimdir. San Sebastian Cheesecake hep yiyorduk dışarıda ama nasıl yapıldığını bilmiyordum. Meğerse çok kolaymış. Evde denedik, yaptık. Tavsiye ediyorum.

Bireysel çalışmalar nasıl gidiyor? Haziranda lig başlayacak dersek, futbolcuların hem fiziki hem psikolojik olarak hazırlanması ne kadar sürer?

Virüsten dolayı hem dünya olarak hem Türkiye olarak belirsiz bir ortamdayız. Açıkçası ben de çok ağır antrenmanlar yapmıyorum. Bu bir nebze sezon sonundaki tatil gibi oldu bana göre. Şimdi bu sezon yeniden devam edince, gelecek sezon için arada pek fazla bir vakit kalmayacak. Tatil yapamayacağız. Bende o tatilin şuan olduğunu düşünüyorum. Biraz daha vücudu dinlendiriyorum. Hiç dinlenmeden yeni sezona başlamayalım diye. Maçlar başlasa 2-3 hafta bir hazırlık dönemi olacak. Evde hafif çalışmalar yapıyorum o kadar. Zaten maçla başlayınca kondisyonerler ona göre eksiğe göre antrenman yaptıracak erkenden. O yüzden pek endişeli değilim. Evde insan kendini pek iyi hissetmiyor. Dolapların yanında zıplıyorsun, ütünün altından geçiyorsun. Kendini iyi hissettirmiyor. Bahçeli evi olanlar ayrı tabi. (Gülüyor)


Bursaspor ile sözleşmen bittikten sonra Başakşehir ile imzaladın. O sıra adın Galatasaray ile de anılıyordu. Teklif aldın mı?

Türk oyuncusun. Boştasın yani maliyetsiz bir oyuncuydum. Çok fazla kulüplerle görüşmeler oldu. Yurt içi ve yurt dışından çok üst düzey olmasa da kulüplerle görüştük. Bilinen bir oyuncuydum ama o süreçte plan olarak kafama uyan, oyun tarzımla tutunabileceğim Başakşehir tercihini yaptım. Pişman değilim. Gelişimim için sonrada kiralık olarak gittim. Daha önce de Bursaspor’dan Bandırmaspor’a gitmiştim oynamak için, hatta Şenol Güneş bana ‘Gitme, burada şans bulursun’ demişti ama ben oynamak için gitmek istedim. Gittim, geldim. O sıra Şenol Hoca Beşiktaş’a gitti. Orada karşılaştık ve bana dedi ki, “Bak, ben sana demiştim. Şans bulursun diye”. Ben de ona “Evet hocam, ama gidip oynamak lazımdı” dedim, o da “Doğru söylüyorsun” dedi.

Gaziantep FK lige kötü başladı (5-0 Fenerbahçe mağlubiyeti), daha sonra güzel toparladı ve iyi de puan aldı. Bu konu hakkında ne söylemek istersin.

Takım çok geç kurulmuş. Kampa oyuncular biraz geç gelmiş. Takım tam olarak bir arada çalışamamış. Hem ilk maç hem Kadıköy’ün etkisi böyle bir mağlubiyet yaşanmış. Daha sonra ben takıma katıldığım zaman, takımın yetenekli olduğunu gördüm. Kaliteli ayaklar vardı. Kötü başlamanın verdiği bir avantaj var aslında. Beklenti çok düştü. Sonra iyi hareketler yapınca, takım güzel bir ivme kazandı. İyi maçlar çıkardık, beklenenin üzerinde bir puan topladı bu takım. Başaralı bir kulüp.

Sumudica dışardan biraz deli dolu gözüküyor. Antrenmanları nasıl geçiyor?

Hoca antrenmanda da öyle. Taktik antrenman yapıyoruz, biraz basit bir pas hatası yap çok kızar sana. Sonra senin üzüldüğünü görünce ‘tamam’ der. Hocanın sağını solunu tutturamazsın. Futbolcu gibi. Kendi de söylüyor, “Futbolu bıraktım ama içimdeki ateş hale benimle devam ediyor, Agresif olduğum zaman beni yanlış anlamayın. Ben buyum. Ben bunu sizin gelişiminiz için söylüyorum” diyor. Onunla çalıştığım için mutluyum.

Peki ülkesine dönmeden önce haber verdi mi size?

Haber verdi. Biz de ilk başta dışarı çıkmamıştık, sonra baktık süreç uzuyor. Ailelerimizin yanına döndük. Takıma geri dönünce yeniden test yapılacak. Ondan sonra çalışmalara başlarız. Süreç uzadığı için ailesinin yanına gitti.

Kulüplerin, oyuncuların maaşlarında indirime gitmelerini isteyecekleri konuşuluyor. Size resmi bir talep geldi mi?

Şahsi olarak henüz bana öyle bir şey söylenmedi. Bizim takıma da söylenmedi. Bu süreçte söylenmeyeceği anlamına gelmiyor. Şuan kulüpler ne durumda, politikaları nasıl olur bilmiyorum ama futbolcu olarak biz de elimizi taşın altına koymamız gerekiyorsa gerekeni yaparız.

Yabancı sınırı ara ara gündeme geliyor. Bu konuda genç ve yerli bir oyuncu olarak sen ne düşünüyorsun?

Yabancı kuralına ben karşı değilim ama bu kuralın bize bir şeyler katması gerekiyor. Mesela İngiltere’de bazı yabancı oyuncularla ilgili kurallar var. Gelen yabancı oyuncunun kalitesiyle ilgili bir sınırlandırma getiriyor açıkçası. Daha seçici bir şekilde oluyor. Avrupa’da oynayamayıp, ülkemize gelen yabancılar bizi nasıl Avrupa’ya götürecek. Avrupa kupalarına gitmek için, Avrupa’da oynayamayan oyunculardan medet umuyoruz. Biraz tezatlık oluyor. Bizim altyapımıza, öz benliğimize dönüp oyuncu çıkarmamız gerekiyor. Buna ihtiyacımız var yani. Yabancı kuralına karşı değilim ama şartların eşit olması lazım. Altyapıdan çıkan genç oyuncuyla yurt dışından gelen gelecek vadeden oyuncunun şartlarının yakın olması lazım ki saha içi rekabette öyle olsun.

TEK SORU TEK CEVAP
Messi mi Ronaldo mu?

İkisi de.

Alex mi Hagi mi?

İkisine de çok beğeniyorum.

Hayalin hangi takım?

Hayal kuracağız sonuçta, büyük hayal kuruyorum. Taraftarıyla Liverpool ve Real Madrid. Aslında ben hocaya gitmek isterdim, hocaya göre transfer olmak isterdim. Klopp, Guardiola, Simeone gibi.

Unutamadığın bir anı

Bursaspor’da maçtan döndük. Deplasmandan döndük, çoğu kişi tesiste kalıyor. Bir mesaj geldi, aşağı indim sonra yukarı odaya çıktım elimde kadro dışı kağıdıyla. Umut Nayir, Okan Kocuk filan baktı bu ne diye. Dedim ben de anlamadım. Oturdum, çöktüm böyle. O sıra da ev filan bakıyordum Bursa’dan. Herkes şok oldu o anda odadakiler. Nedeni olmayan, açıklama yapılmayan bir kadro dışıydı. Benim ve Yusuf’un üzerinden ilk 11’de oynayan oyunculara bir gözdağı vermek gibiydi. Belki performanstandı. 3 gün sonra geri affettiler bizi ama bıçak yarası derin oluyor.

Fenerbahçe'ye attığın çok şık bir gol vardı. Onun tam tersi, kaçırdığın ve 'keşke gol olsaydı, çok güzel gol olurdu' dediğin bir pozisyon var mı?

Var, en yakın olanı söyleyeyim. Bu sezonun 2. haftasında Fenerbahçe maçında. 1-1’di skor, ben içeri doğru koşu yaptım. Visca bana doğru çevirdi. Ben de sol ayağımla vurdum, arka direğe dokundu gol olmadı ama gol de olabilirdi. Olsaydı 2-1 yenecektik ben de büyük ihtimalle kiralık gitmeyecektim. Sırf merakımdan dolayı bile onun gol olmasını isterdim. O gol olsaydı bir şey değişir mi, değişmez mi diye. Belki de takımda şans bulmam daha zor olacaktı. Bunun da farkındayım yani. Belki Gaziantep daha iyi oldu ama aslında o kişisel performansla alakalı.

Diğeri de Konyaspor maçı Bursaspor’dayken. Korner oldu bende normalde içeriye girmem. Aytaç geldi dedi ki 'Ben yazın burnumdan ameliyat oldum. Korneri ben kullanayım.' O kullandı ben de o sıra içeri girdim. Top geldi, vurdum kafayı. Ferhat Öztorun tam çizgide, daha VAR’ın ilk yılı. Top Ferhat’a çarptı ben el gibi gördüm. Mustafa Öğretmenoğlu hakemdi. 'Hocam el penaltı dedim.' O da 'Görmedim Furkan, Var var' dedi ama vermediler. Benim hatam Serkan Kırıntılı çıkmıştı ben de ön direğe gittim. Rahat pozisyondu değerlendiremedim. Sonra o maçta 2 tane kaçırınca iyice bitti maç bende. 3 hafta sonra zaten kadro dışı kaldık.

Totemin var mı?

Totem olarak maçtan önce sevdiklerimi ararım, sahaya sağ ayakla basarım.

En çalışkan oyuncu kimdi?

Ömer Erdoğan. Çok çalışkandı.

Film mi dizi mi?

Dizi.

Önerebileceğin bir dizi var mı?

Peaky Blinders ve Sherlock Holmes



#Furkan Soyalp
#Gaziantep
4 yıl önce