|
Yaşamak şahane bir şey

Türkiye'nin merkezden kopmasının nedenleri ve sonuçları…

“Türkiye’nin problemi, Doğu - Batı kıskacında kalması değil kendisine bir merkez bulamamasıdır. Türkiye’de enternasyonalizm solculuğu, Turancılık milliyetçiliği, ümmetçilik İslamcılığı merkezden kopardı. Problem Doğu - Batı problemi değil, Türkiye’de eğitim almış insanların hangi fikre ve ideolojiye mensup olursa olsun Türkiye’den bir şekilde kopmasıdır. Başka bir şekilde söylersek merkezinin olmayışıdır. Eğer merkezde anlaşabilirsek konuşabilme oranımız, konuşma kalitemiz ve insanlığa hitap etme kapasitemiz yükselecek.

-Merkezde anlaşmak derken? Bu konuyu açabilir misiniz?

-Merkezimiz olmadığı için kendi içimizde de, etrafımızdaki halelerle de gerçek bir diyalog kuramıyoruz. Kendimizle diyalog kuramıyoruz.”

Prof. Dr.İsmail Kara/ Türk Kahvesi/7.11.2021-TvNet

...

Sezen Aksu’nun “Şahane Bir Şey Yaşamak” ismiyle 5 yıl önce bestelediği bir şarkıdan cımbızla seçilmiş sözler üzerine yapılan suç duyurusu ile başlayan tartışmalar İsmail Kara’nın yukarıdaki analizini aklıma getirdi. Belli ki Türkiye’yi merkeze almayınca böyle konular daha çok gündem olabiliyor. Kaldı ki mecaz, naz, niyaz, kinaye, hiciv, dolaylı anlatım demeden edebiyata, sanata böyle bakarsak o kadar çok "suç konusu "çıkar ki… Orhan Gencebay “Batsın Bu Dünya” demiş diyerek başlayabiliriz... Hatta daha da geriye giderek aşıklar, şairler, sufiler ayırt etmeden Karacaoğlan, Dadaloğlu'ndan başlayarak bugüne gelene kadar pek çok kişiyi suçlayabiliriz! Ayrıca da şikayet konusu olan bu şarkı bence müthiş bir hayat sevgisi ve yaradana teslimiyet içeriyor! Ya Sizce?

...

Acısıyla tatlısıyla

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak dimdik durmak

Bin bahane bin oyun kurmak

Acısıyla tatlısıyla

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak dimdik durmak

Bin bahane bin oyun kurmak

Binmişiz bir alamete

Gidiyoruz kıyamete

Selam söyleyin o cahil

Havva ile Ademe

Gül de var dikende

Aşk da var savaş da

Her şey hepimiz için

Kısmet hayatta

Yazın veda edişi

Şölenlerlere şarkılarla

Baharların gelişi

Kırmızı mor yeşil la la

Ne şahane

Ne şahane bir şey yaşamak

Acısıyla tatlısıyIa

Ne şahane bir şey yaşamak

Edebiyatın, şiirin içinde mecaz her zaman yapılmış. Ayrıca herkes birbirini eleştirmiş ama kimse böylesi bir suç duyurusunda bulunmamış. Mehmet Akif Ersoy mesela… İslami çevrelerin hem en sevilen hem de en çok tenkit edilen şairlerinden birisidir… Mehmet Akif Ersoy ilginç bir adamdır. Amerika’da çello sanatçısı olarak konser veren peygamber torunu Şerif Muhiddin Targan en yakın dostudur. O rahatsızlanınca çok üzülür, ABD Başkanı Roosevelt’e tedavisinde yardımcı olması ricasıyla mektup yazar. Bir çello sanatçısı, udi, ressam peygamber torunu ve onun yakın dostu Mehmet Akif Ersoy. Ve Mehmet Akif Ersoy’u yeterince dini düşünceye uygun bulmayan 1960 dönemi muhafazakarları… Bu konular elinde bir cetvelle hesaplanacak meseleler değil. Merkeze Türkiye’yi koyunca hepsi bizim sanatçımız, değerimiz, kıymetlimiz olur. Bu ayrıştırmalar suni kalır…

Peki bu tartışmayla ne oldu? Bu eylem ne işe yaradı sorusuna cevaplar muhtelif… Verilen cevapları alt alta yazayım. Doğrusunu Allah bilir.

“Olsa olsa siyasi etkileri hesaplanmış bir hareket olabilir…”

“28 Şubat’ı başlatan olaylara benzettim, Aczemendiler olayı gibi geldi.”

“Kutuplaşmayı artırmaya çalışıyorlar…”

“Yeni kurulan bir dernek kendisini duyurmuş oldu. Suç duyurusu yapan avukatı herkes tanıdı.”

“Anti dindarların nefretleri bilendi, kendilerini haklı hissettiler. Eminim bak biz demedik mi bunlar böyle…” sözleri dile geldi.

“Niye gençler dinden soğuyor” bir gerekçe daha bulmuş olduk…

Geçen hafta yaşanan Enes Kara intiharının ardından tarikatlar ve dini cemaatlere ilişkin tartışmaları körükledi.

Din ve dindarların daha çok tartışılmasına vesile oldu.

Konuya nereden bakarsak bakalım suni bir gündemdi. İçselleşmesi mümkün değildi. İktidara hiç faydası yok, zararı vardı. Ama muhalefet için pek kullanışlı bir argüman oldu.

Eminim Sezen Aksu’nun şarkıları daha çok dinlenmeye başlandı. Bu gündemden sonra bu şarkının tıklanmasında artış olmuştur. Ben bile tekrar tekrar dinleyip bahsedilen kusuru bulmaya çalıştım.

Ama nereden bakarsak bakalım anlamsız, saçma bir gündemle Türkiye meşgul edildi.

Umarım devamı gelmez. 28 Şubat’ın psikolojik harp taktiklerinin ruhu geri dönmez.

#Sezen Aksu
#Enes Kara
#Mehmet Akif Ersoy
2 years ago
Yaşamak şahane bir şey
Bir bu eksikti...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…