Herkesin takıldığı bazı kelimeler vardır ya, benim son günlerdeki kelimem "GERÇEK" ve "İNANILMAZ" oldu.

Ne söylesem, nasıl desem bilemiyorum ve bu iki kelimenin lûgattaki manaları ile kullanılış tarzına tek kelimeyle kafayı taktım. Gelelim GERÇEK için yaptığım araştırmalara... Spor sayfaları bizim ekmek kapımız. Oralardan kazandıklarımızla karnımızı doyuruyoruz.

Adımıza "Spor Yazarı" diyorlar da, bizim yokuştan bir aşağı, bir yukarı gidip gelirken adı yazar, ama yazamayan birçok arkadaşa rastlarız. Geçenlerde ölen Ankaralı meslekdaşım Erol Yaşar için Emin Çölaşan''ın yazısını okudum. "Çok iyi kalemdi, taviz vermezdi, mertçe yazar, korkusuzca olaylar üzerine giderdi" diyor. Ve ekliyor. "İşsizdi, yılların spor yazarını kimse gazetesine almamıştı. Böyle mi olacaktı sonu" diyor. Sevgili Çölaşan kardeşim. Senin gazeten değil mi Eşfak Aykaç abimi kapının dışına koyan. Yıllarını verdiği sayfalarından kopartılan Rıdvan Yelekçi''nin ölüm ilanı için ailesinden para isteyen! O zaman, yumruğunu sen vur masaya ki GERÇEK gazeteciler işsiz kalmasın. Hafta sonlarında ekranların spor yorumlarını izlersek GERÇEK''lerin yerine kimleri görürüz, kimleri. Ertesi günü yorumlarda ise "Bu Fenerbahçe GERÇEK değil" veya "İşte GERÇEK Beşiktaş"...

Ben bir gerçekten bahsedeyim mi. Didi''li Fenerbahçe için, 103 gol atan Vezelinoviç''in Fenerbahçesi için gerçek diyoruz da aynı Fenerbahçe''nin Benfica''dan 70 yenilgisini pas geçiyoruz... Sakın yanlış anlamayın aynı gazetede çalışıyoruz diye yazmayacak değilim.

Ümit Aktan, "BEŞ ARTI BİR olan kanalın" spor müdürü iken, hiç bir imkanları olmayan, yani maç görüntüleri alamayan, arşivlerdekilerle idare eden ama öyle bir aktivite, canlılık ve heyecanla program yapıyordu ki, ekranlardan uzaklaşmasına sebep oldu. Bu mu GERÇEK... Ve diğer kelime, inanılmaz ise bir başka skandal. Bizim spor sahaları röportajlarına da sıçradı. Ona üzülüyorum. "İnanılmaz güzel gol attı." "Scala inanılmaz iyi hoca."

Gerçek değil ve inanmıyorum...