Dünya siyasetini ve ekonomisini elinde tutan
, Türkiye'de
çamur tetikçiliğinden beslenen zehirli sarmaşıkların
,
hepimizi aptal yerine koymaya çalıştığı günleri yaşıyor ömrümüz…
Doğruların yanlış olarak algılatıldığı
, zalimlerin masumlaştırıldığı,
suçluların günahsız ilan edildiği,
nefret söylemi ve küfrün yüceltildiği, katliamlara göz yumulduğu, dünün iki dakikada unutulduğu, yalakaların adam sayıldığı
İşte ben de bugün, son günlerde hepimizi aptal yerine koymaya çalışan kontrolsüz güçlere değineceğim. DAEŞ'in İsrail'den özür dilemesinden başlayıp, ABD ve Rusya'nın PKKseviciliğine uzanacağım. Oradan Türkiye sınırındaki gelecek planlarına değinip, 'referandum sonrası temizlik' söylemlerine selam çakıp, basın ve medyadaki kazananı belli olmayan mahalle kavgasına iki kelam edip yazımı bitireceğim. Anlayacağınız bu hafta yine derdimiz çok…
DEAŞ'ın İsrail'den Özür Dilemesi
2011 yılından bugüne kadar
sadece bir kez DEAŞ'e saldırdı.
2016 yılının Kasım ayında DAEŞ tarafından İsrail devriye ekiplerine (
can kaybı olmayacak şekilde
saldırı düzenlenmişti. Saldırıya misliyle karşılık vermek
için İsrail, savaş uçaklarıyla BM'in metruk binasını vurmuştu.
(Savaş uçakları ile harabe binayı vurup, rivayete göre 4 DEAŞ teröristini hedefleyen İsrail'e alkış…
Suriye'de İran ve Esed rejimi yerine DEAŞ'ın bulunmasından memnun olan İsrail
'den geçtiğimiz hafta bir açıklama geldi.
İsrail'in eski Savunma Bakanı Yaalon
: “(Suriye'den İsrail'e saldırılar) Esed rejiminin kontrolündeki bölgelerden geliyor. Ancak
DEAŞ'ın bulunduğu noktalardan saldırı yapıldığında DEAŞ hemen İsrail'den özür diledi
" itirafında bulundu. İsrail'e para akıtan,
Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden ABD'den
ya da DEAŞ ile mücadele eden ülkelerden beklenildiği gibi çıt çıkmadı…
Sizin Silahlarınızla Bizim Askerlerimiz Şehit Edilirken İyi mi?
DAEŞ'in İsrail'den özür dilemesinden rahatsız olmayan
TSK'nın Sincar'da PKK'lı teröristleri vurmasından rahatsız.
TSK, PKKsevici ülkelerin askerlerine Sincar operasyonu öncesi 'Çekilin o teröristlerin yanından' diye uyarmış olsa da
, ABD TSK'nın operasyonunun askerlerinin can güvenliğini tehdit ettiğini dile getirdi.
Sincan operasyonunu haber alır almaz
PKK'ya 'Kaçın TSK geliyor' diye ispiyonlayıp, ABD askerleri ile birlikte PKK'lı teröristleri bölgeden konvoyla kaçırdı. Yetmedi Rusya ile birlikte
'Ya bizim askerleri vursaydınız' paniğine tutuldu. ABD askerlerinin PKK teröristleri ile birlikte nöbet tutması
'hıyanet-i stratetejik müttefikliğin dibi'
30 yıllık şehit listemizi ve onları katleden silahların memleketlerine bakın. %90 Amerikan veya Rus silahı ile vurulmuştur.
katillerinin %90'nı, bu adamların para akışı ve politikalarıyla beslenmiştir. Kim kimden hesap soruyor?
Sözde teröre karşı Suriye ve Irak'ta cirit atan
ABD askerleri teröristlerle birlikte nasıl nöbet tutabiliyor?
TSK'nın Afrin ve Tel-Abyad Planı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sincar operasyonu için
“Bir gece ansızın gelebiliriz"
“Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz"
çıkışı, Sincar dışında Afrin ve Tel-Abyad'a da TSK'nın operasyon yapabileceğinin sinyaliydi.
Rusya'nın Afrin'deki, ABD'nin Tel-Abyad'taki PKKlılara silah, askeri eğitim ve her türlü teröristsevici desteği verdiği şu günlerde TSK'nın Sincar, Afrin ve Tel-Abyad'a yönelik düzenleyeceği her türlü operasyon anasının ak sütü gibi helaldir.
Fırat Operasyonu'ndaki başarısı ile DEAŞ'le mücadelenin ne olduğunu dünyaya ispat eden
TSK, Türkiye'nin toprağına göz diken, güvenliğini tehdit eden her türlü oluşuma karşı mücadele etmeye muktedirdir.
Referandum Sonrası Siyasette Temizlik Operasyonu
Türkiye gündemini Suriye ve Irak'taki askeri operasyonlar kadar meşgul eden bir diğer konu, referandum sonrası siyasette temizlik operasyonu. Ak Parti'nin gerek kabine gerek yerel yönetimlerde 'temizlik operasyonu' ile köşe yazarları tarafından duyurulan yeni adımlarını Mayıs ayında göreceğiz.
Türkiye'deki tüm siyasal partilerin yeni fikirlere ve özellikle gençlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Muhalefetin “Yenilen pehlivan güreşe doymaz" ilkesinden vazgeçerek, 15 yıldır nereden nereye geldiklerinin hesabını yapma zamanları gelmedi mi?
Ak Parti'deki revizyonda ise;
16 Nisan Referandumu'nda teşkilat kapısından geri döndürülen kadınları dinlemelerini tavsiye ediyorum…
Faili Belli Destekli Karalama Kampanyaları
ABD, Rusya, İsrail ve yerel siyasette herkesi aptal yerine koyan kontrolsüz güçlerin yanında, faili belli destekli karalama kampanyası yürütenlere değinmeden geçemeyeceğim. Bugüne kadar hiçbir ismi köşemde savunmak zorunda kalmamıştım. Kısmet bugüneymiş…
Beni yazmaya teşvik eden,
kariyeri için tırnaklarıyla kazıyıp, savaşın en sıcak noktasında mazlumlara yardım eden neferlerden biridir Levent Kemal
Taşradaki bir kaleme yayın kurumlarının internet köşesini emanet edecek kadar yenilerin önünü açan
ve yazdıklarının virgülüne dokunmayan profesyonellerdir
Nevzat Çiçek ve İbrahim Karagül. 15 Temmuz'da
tankların önünde halkla birlikte nöbet tutan, arabasını tankların önüne ezilmesi için terk etmiş birkaç gazeteciden biridir İsmail Kılıçarslan.
Birilerinin son iki senedir ciddi anlamda bu isimlerle derdi var.
17-25 Aralık öncesi FETÖ'nün has elemanları ile birlikte maklube yiyen, FETÖ'nün bavul haberlerini basına peşkeş çeken, 17-25 Aralık sonrası Ergenekon ve Balyoz davalarında küfrettikleri bugünün tutuklu FETÖ isimleriyle birlikte oturumlara katılan, faili belli-söyleyeni belirsiz makamlardan aldıkları maaşlarla “En çok biz Erdoğancıyız, başkaları tü-kaka" hegemonyasında ilerleyenler, terör örgütlerine yürekten bağlı sosyal medya trolleri…
Yazdıkları hakkında emniyete tek kalem delil sunmayıp sosyal medyada palavra saçan, birilerinden aldıkları kontrolsüz gücünü test etmekten bıkmayan, kendini bugünün hükümdarı ilan eden, neidüğü belirsiz mahalleden bol küfürden sallayan
haysiyetsiz kalemşörlere sesleniyorum: Allah aşkına, ilk taşı günahsız olanınız atsın…