15 Temmuz darbe ve ihanet girişimi üzerinden 8 yıl geçti, ancak hâlâ Ankara’da FETÖ kumpası konuşuyoruz. Ankara’da bir suç örgütüne yönelik başlatılan ve zamanla dallanıp budaklanan bir soruşturma, FETÖ’nün tüm yöntemleriyle hâlâ capcanlı olduğunu ortaya koydu. Herkesin bildiği, okuduğu konuyu kısaca özetlersek, 8 Eylül 2023 tarihinde Ayhan Bora Kaplan isimli şahıs Ankara’da Esenboğa Havalimanı yolunda şatafatlı bir törenle gözaltına alındı. Kaplan daha önce benzer suç isnatlarıyla soruşturmalar
15 Temmuz darbe ve ihanet girişimi üzerinden 8 yıl geçti, ancak hâlâ Ankara’da FETÖ kumpası konuşuyoruz. Ankara’da bir suç örgütüne yönelik başlatılan ve zamanla dallanıp budaklanan bir soruşturma, FETÖ’nün tüm yöntemleriyle hâlâ capcanlı olduğunu ortaya koydu.
Herkesin bildiği, okuduğu konuyu kısaca özetlersek, 8 Eylül 2023 tarihinde Ayhan Bora Kaplan isimli şahıs Ankara’da Esenboğa Havalimanı yolunda şatafatlı bir törenle gözaltına alındı. Kaplan daha önce benzer suç isnatlarıyla soruşturmalar geçirmişti.
Ortaya çıkan tabloya göre, bir film sahnesi oluşturarak, yapılan gözaltı operasyonu, aslında Ayhan Bora Kaplan’dan daha ileri bir hesapla yapılmış. İl Emniyet Müdür Yardımcısı takım elbiseli, göbekli haliyle sahnede başrolde yer alıyor. Olayı bilmeyen birisi görüntüleri izlese yıllar önce keyifle izlediğimiz Polis Akademisi filminden bir sahne zanneder.
Olayın giderek, ayaklarına dolanmasının sebebi, hedefledikleri amaca ulaşamamaları... Son günlerde ortaya çıkan bilgiler ve görüntüler, birilerinin Kaplan operasyonuyla başka hesaplar içinde olduğunu gözler önüne serdi.
İlk başta bir önceki emniyet yetkililerinin hedef alındığı düşünüldü. Soruşturma derinleştikçe başka hesaplar peşinde olanlar, işlerin istedikleri yönde ilerlemediğini anlayınca paniklemeye başladı. Panikledikçe FETÖ’vari yöntemlere başvurdular. FETÖ’den çok iyi hatırlayacağımız ‘gizli tanık’ senaryosunu devreye aldılar.
Ayhan Bora Kaplan operasyonuyla bir önceki emniyet yetkililerinin görevlerini yapamadıkları tezini işleyerek, olayı farklı boyutlara taşıyacaklardı. Ancak, soruşturma aşamasında önceki emniyet yetkililerinin Kaplan ile ilgili eksiksiz bir dosya yaptıkları gerçeğiyle karşılaştılar. Bu gerçekten yola çıkarak, olayı dönemin yargı boyutuna evirmeye kalkıştılar. Gizli tanık yöntemiyle, eski adalet bakanları ve bazı yargıçları olaya dahil etmeye kalkıştılar.
İşin dikkat çekici tarafı bütün bu faaliyetler FETÖ, PKK ve yabancı kaynaklı medya kuruluşları tarafından desteklendi. Soruşturma devam ederken, FETÖ’nün medyadaki kumpasçısı kaçak Cevheri Güven’e emirlerindeki polislerin bilgi sızdırdığı tespit edildi. Ne yazık ki o polislerin bağlantıları hâlâ ortaya çıkarılmadı.
Olay yargıya intikal etti, devletin tüm birimleri olayla ilgili gerekli inceleme ve soruşturmaları yapıyor. Olayın aslı, eninde sonunda ortaya çıkarılacak. Bizi ilgilendiren boyutu ise, FETÖ bu işin neresinde? Niye FETÖ şüphesi ortaya çıkıyor? Çünkü ortaya çıkan bütün yöntemler FETÖ’yü işaret ediyor, çünkü FETÖ’cülerin bu işten bitleri kanlandı.
FETÖ bitmiş, vazgeçmiş, pes etmiş bir örgüt değil. İstese de vazgeçemez. Zira FETÖ’nün bir sahibi var. O sahibi hâlâ FETÖ’den umutlu ve hâlâ iş paslıyor FETÖ’ye!..
Fetullahçı Terör Örgütü tam olarak, bu işin neresinde bilmiyoruz. Ama, olayın içinde olanların ne yazık ki hepsinin, başka bir cemaat titriyle hareket ettiklerini görüyoruz. Renklenmiş FETÖ’cü mü bunlar yoksa, o cemaat de FETÖ gibi bir yapılanma içinde mi, bunun da iyi araştırılması lazım. İlginç olan bu ağ sadece emniyette değil, yargıda, TSK’da, sağlıkta, bürokrasinin çeşitli kurum ve birimlerinde birlikte hareket ediyor. Aynı şekilde medya ve STK dahil sivil unsurları da var!..