|
İçimizdeki mankurtların fitne ateşine dikkat…

Doğru, dünyanın her yerinde yangınlar çıkıyor. Lakin ülkemizin özellikle turizm beldelerindeki yangınlar tam bir sabotaj eseridir. Kimin yaptığını veya kimlerin yaptırdığını bilmek için kâhin olmaya gerek yok. Çok açık söylüyorum: Yangınların kahir ekseriyeti bilerek çıkartılıyor. Taşeron örgütün arkasındaki asıl üst aklı görmek lazım.

Bu yangınlar, Türkiye’nin ekonomisine ve Erdoğan hükümetinin algısına yöneltilmiş bir terör saldırısından ibarettir. Amaçlanan şey, pandemiyle birlikte artan huzursuzluğu toplumsal bir öfkeyle buluşturarak Erdoğan’ın alaşağı edilmesi senaryosunun hayata geçirilmesini sağlamaktır. Bunun siyasal ve sosyal iklimi oluşturulmak isteniyor açıkçası.

Türkiye ekonomik olarak güçlenmemeli ve Türkiye’nin içi karıştırılmalı. Yangın bu işin bahanesi. Arkasında bir üst akıl var. O yüzden yangının başladığı ilk günden itibaren bu kaos oyununun siyasal ayağını oluşturanlar ve malum odaklar doğrudan Erdoğan’ın şahsında siyasal iktidarı hedef aldılar.

Biden’in “Erdoğan’ı alaşağı etme” senaryosu askıya mı alındı sanıyorsunuz? Sanıyorsanız aklınızla bin yaşayın. FETÖ deneyimi aklınızı başınıza getirmemiş demek ki.

Darbeler artık biçim değiştiriyor. Ülkeden ülkeye farklılık arz ediyor. Tunus örneğine özellikle dikkat edilmelidir. Tunus’taki darbeyi iyi okuyamayanlar, Türkiye’de oluşturulmak istenen kaos stratejisinin kurbanı olabilirler. O yüzden içerden harlanan ateşin ucunun nereye kadar uzanabileceğini hesaba katarak milletle beraber güçlü tedbirler almak gerektiğine inananlardanım. Darbe koşullarının nasıl içerde oluşturulabileceğini veya sistem içinden darbenin nasıl gelebileceğini öngörmeyen bir siyasal akıl kaybetmeye mahkûm olur. 15 Temmuz’daki FETÖ tecrübesinde olduğu gibi dizini döver. Bu bağlamda Mısır’daki ve Tunus’taki darbe biçimlerinden gerekli dersi çıkarmak elzemdir.

Yangınla birlikte 7.5 milyon sahte hesabın açılmış olması ve bu açılan bu hesaplar üzerinden sosyal medyada tam da bu yangını çıkartanların amaçlarına uygun bir algı operasyonunun başlatılmış olması asla tesadüfle açıklanamaz. Dahası, bu büyük acı üzerinden yalan siyasetinin sistematik olarak sürdürülüyor olması ve bu süreçte FETÖ ve PKK mensuplarının bir cephede buluşuyor olmaları, Türkiye’deki yangın gerçekliğinin çevresel koşullardan kaynaklanmadığının apaçık göstergesidir.

Erdoğan’ı devirmek için Erdoğan karşıtlarını tek bir cephede hangi üst aklın buluşturmak istendiği unutulursa yangın gerçekliği de sadece bir yangın olayından ibaret zannedilir.

YANGINDAN GEZİ ÇIKARTMAK İSTİYORLAR…

Hiç lafı oraya buraya çekmeden işte diyorum: Bu, Türkiye’ye yöneltilmiş terör saldırısının bir diğer veçhesidir. Planlı-organizeli bir sabotaj girişimidir. Belli ki meteorolojik bilgiler üzerinden de epeyce çalışılmış. Zira 10 günden fazladır artarak devam eden rüzgârın etkisi olmamış olsaydı çıkartılan yangınları söndürmek hiç de zor olmazdı. Asıl zorluk, şiddetli ve ters yönlü esen rüzgârdan kaynaklı. Sönümlenen yerler o yüzden ansızın tekrar alevlenebiliyor ve rüzgâr marifetiyle çabucak başka yerlere yayılabiliyor.

Havada kaos kokusu var. Yangın yerlerine yabancı ajanslarla, gazetelerle veya televizyon kanallarıyla çalıştığını iddia eden ilginç tipler doluşmaya başladı. Gezi’de karşımıza çıkan malum odakların yangın bahanesiyle yangın yerlerine doluşmaya başladıkları gelen haberler arasında. Vatandaşların duyarlılıkları kaşınmak isteniyor. Yalan iddialarla toplumsal öfke Erdoğan’ın şahsına yönlendirilmek isteniyor. Devletin/hükümetin yangından yeni bir Gezi çıkartmak isteyen bu fitne odaklarına karşı duyarlı olması, olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. İnanınız bu fitne ateşi bin kat daha tehlikelidir.

BAŞKA ÜLKELERDE YANGINLAR YOK MU?

Kuşkusuz başka ülkelerde de süregiden yangınlar var. ABD, Kanada ve Rusya gibi en gelişmiş ülkelerde bile aylarca süren yangınlar oldu, oluyor. Ama bu ülkelerde muhalefet partileri kalkıp bunu iç siyaset malzemesi yapmıyorlar. Bunu devleti itibarsızlaştırma, hükümeti devirme operasyonuna dönüştürecek davranışlarda bulunmuyorlar. Hiç kimse kalkıp ABD, Kanada ve Rusya’da aylarca süren yangınlar dolayısıyla o ülkelerin aciz ülkeler olduğu ve hükümetlerinin de kifayetsiz kaldığı suçlamasında bulunmuyor. Türkiye’de yangın üzerinden başlatılan sahte hesaplı yardım çağrılarının amacı, sanıldığı gibi Türkiye’ye sahiden yapılacak bir yardım anlayışını içermiyor. Bu da aynı senaryonun bir başka parçasıdır.

SORUYORUM, HANGİ ÜLKENİN YARDIM TEKLİFİ REDDEDİLDİ?

Yangınla birlikte başlayan yalan rüzgârı artarak devam ediyor. O yalanların en başında da Erdoğan hükümetinin dış desteği reddetmesi yalanı geliyor. Soruyorum: Erdoğan hükümeti hangi ülkenin yardım talebini geri çevirdi? Hadi söyleyin de bilelim. Yunanistan’ın mı, Fransa’nın mı, Almanya’nın mı? Adı geçen ülkelerin Türkiye’den yapılan isteğe rağmen uçak ve helikopter göndermediği ortaya çıktı. Ama birileri nedense aynı yalanı sürdürmeye devam ediyor.

Türkiye’de 15 Temmuz darbesiyle demokrasinin namusu kurtarıldığında bırakınız destek vermeyi rahatsızlık duyup köstek olan ülkelerin bugün fonladıkları elemanları üzerinden Türkiye’nin uluslararası yardım isteğini geri çevirdiği yalanını gündemde tutmaları, utanç verici bir olgudur.

Düşmanlığınız namertçe. Lakin içimizden devşirdikleriniz size dahi rahmet okutturuyorlar.

#Türkiye
#Recep Tayyip Erdoğan
#FETÖ
#ABD
3 yıl önce
İçimizdeki mankurtların fitne ateşine dikkat…
‘Sonsuz Savaş’ın ‘gölge orduları’…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…