Önal"ın açıklamasının perde arkası

00:0025/10/1999, Pazartesi
G: 10/09/2019, Salı
Murat Kelkitlioğlu

Geçtiğimiz hafta içersinde en çok konuşulan konuların başında ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal''ın deprem yardımları ile ilgili olarak yaptığı açıklama geliyordu. Yayınlanan haberlere göre Önal, "IMF''den depremzedeler için gelen 500 milyon dolarlık yardımın memur maaşlarının ödenmesinde kullanıldığını" söylemişti. Bu açıklama bir çoğunun olduğu gibi bizim de kafamızı karıştırmıştı. Çünkü, IMF vaat ettiği yardımı, bakanın açıklama yaptığı güne kadar, daha göndermemişti. Bu konuyu ve söz

Geçtiğimiz hafta içersinde en çok konuşulan konuların başında ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal''ın deprem yardımları ile ilgili olarak yaptığı açıklama geliyordu. Yayınlanan haberlere göre Önal, "IMF''den depremzedeler için gelen 500 milyon dolarlık yardımın memur maaşlarının ödenmesinde kullanıldığını" söylemişti. Bu açıklama bir çoğunun olduğu gibi bizim de kafamızı karıştırmıştı. Çünkü, IMF vaat ettiği yardımı, bakanın açıklama yaptığı güne kadar, daha göndermemişti. Bu konuyu ve söz konusu açıklamanın ne anlama geldiğini birçok kişiyle konuştuk. Hatta Hazine yetkilileri bile Bakan''ın açıklamaları karşısında şaşıp kalmıştı. Daha sonra bakan Önal''ın açıklamayı yaptığı toplantıda bulunan kişilerle konuşma fikri aklımıza geldi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıldırım''a sorduk. Yıldırım, herkesin beklediği açıklamayı yaptı. Evet, deprem yardımları ile memur maaşları ödenmişti ancak bu yardım IMF''nin gönderdiği yardım değildi. Zaten olamazdı da. Çünkü IMF, bakanın açıklamasını takip eden günlerde yardımı göndermişti. İTO Başkanı Yıldırım, bakan Önal''ın açıklamayı yaptığı anı şöyle anlatıyor: "Sayın Bakan benim soruma yönelik verdiği cevapta, şu ana kadar yurt dışından gelen 500 milyon dolarla memur maaşlarını ödedik, bu kullandığımız parayı yerine koyacağız, dedi. Ancak ağzından IMF sözü çıkmadı. Bu yanlış anlaşıldı." Evet, deprem yardımları ile memur maaşları ödenmişti, ancak bu yardımlar IMF''nin yaptığı yardımlar değildi. Ama ne farkeder? Sonuçta depremzedeler için kullanılsın diye gönderilen yardımlar, hükümetin keyfi uygulamalarına bırakılmış durumda. Hükümet de bunu istediği gibi değerlendiriyor.

YÖK''te Sağlamer ismi

Uzun süredir durma noktasına gelen özelleştirme uygulamalarına tekrar hareketlilik kazandırmak için Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) geçtiğimiz hafta içersinde toplandı ve yeni bir takvim belirledi. ÖYK''nın son toplantıda aldığı kararlara göre Sümerbank''a bağlı bir çok fabrika bedelsiz olarak devredilecekti. Bu fabrikalar arasında bulunan ve bulunduğu yer itibariyle çok değerli olan tarihi Beykoz Kundura Fabrikası İstanbul Teknik Üniversitesi''ne (İTÜ) verilecek. Bu kararın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in manevi kızı olarak bilinen İTÜ rektörü Gülsüm Sağlamer''in isteği ile alındığı konusunu hafta içinde detaylı bir şekilde işlemiştik. Sağlamer Demirel''den rica etmiş ve Cumhurbaşkanı da kıramamıştı. Demirel-Sağlamer yakınlığının önümüzdeki günlerde getireceği sonuçlar bununla da kalmıyor. Kulislerde, İTÜ mezunu olan ve her öğretim döneminde üniversitenin şeref konuğu olan Demirel''in İTÜ Rektörü Gülsüm Sağlamer''i YÖK Başkanlığı için düşündüğü konuşuluyor. Kemal Gürüz''den boşalan koltuğa Sağlamer''in oturmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek?

Deprem bölgesine "ekolojik tarım" önerisi

Büyük deprem felaketi sonrası bir yandan yeni yerleşim alanları tespit edilmeye çalışılırken bir yandan da deprem bölgelerinde neler yapılacabileciği üzerinde kafa yoruluyor. Konut yapımına uygun olmadıkları 17 Ağustos depremiyle birlikte açıkça ortaya çıkan bölgelerde neler yapılabileciği konusunda ilk teklif Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy''dan geldi. Aksoy, büyük deprem felaketinde kaybın bu kadar yüksek olmasının bir çok nedeni olduğuna dikkat çekerek, bu nedenler arasında yapılaşmaya uygun olmayan ancak tarım açısından son derece verimli olan toprakların iskana açılmış olmasının da yer aldığını söylüyor. Aksoy''a göre, bu hatayı deprem bölgesini organik tarıma açarak düzeltebiliriz. Kimyasal yada sentetik hiçbir girdi kullanılmaması ilkesine dayanan ve daha düşük maliyetli olan ekolojik tarımın deprem bölgelerinde uygulanması gerektiğine inanan Aksoy, bu şekilde bu bölgelerin çok daha verimli bir şekilde kullanılmış olacağını belirtti.