|

Bir küçücük yavru kedi.

Annesini kaybetmiş arıyor asfaltlarda. Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde. Annem acaba bu mudur diye bir Toyota Corolla’ya, bir Volvo’ya koşuyor.

Nedir bu yüreği ağza getiren sahnenin sonu? Nedir bu sulugöz duyarlık?

Kedi yavrusu imiş.

Bari buna bir çiçek, bir de böcek ekleyelim. Böylece dudak bükenlerin dudakları iyice bükülsün.

Tek kaşlarını kaldırıp, işaret parmaklarını dudaklarına götürerek: “Şışşşt... Susun be! Borsa uyanacak” desinler.

Uyanırsa ne olur?

İstikrar bozulur, dengeler sarsılır, küresel sermayenin sözü geçmez olur.

Abartmayın bu kadar, altı üstü küçük bir kedi yavrusu.

Öyle deme, bak trafiği durdurdu. Kızıl Deniz’in yarılması gibi. Bütün araçlar frene bastı. Bizimki tam o sırada annesini görmüştü. Karşı kaldırımın kenarında yatıyordu.

“Aman anne? Tam da yatacak yeri bulmuşsun yani” dedi içinden. Başını kaldırdı, muzaffer bir komutan gibi karşıya geçti.

Annesini öptü, kokladı, sevdi.

Ne ağladı, ne sızladı, her şeyi anlamıştı.

Çiçekler çürümüş.

Böcekler ezilmişti.

Asfaltlara kedi kanından kırmızı haritalar çizilmişti.

Kedicik bir patisini annesinin cesedi üzerine koydu, başını dikti.

Dondu!

İbret-i âlem için heykel oldu.

Ancak insanoğlu ibret almadı. Trafik akıyor, onlar bakıyordu.

Bazıları sırıtarak fotoğraf çekiyordu.

#aktüel
#edebiyat
#Mustafa Kutlu
4 ay önce
Kedi
Yaralı coğrafyalarımızı konuşmaya daha yeni başlıyoruz
Sosyal Çürüme Yazıları 7: Dedelerden himmet umma cumhuriyeti
Paket iyi de ‘kampanya’ nerede?..
KDV artışının KDV indiriminden daha çok alkış aldığı ülke
Arapça tabelalar ve yeni CHP