Diken mi, gül mü? Küresel ticaretin kederi

04:0012/03/2025, Çarşamba
G: 12/03/2025, Çarşamba
Özgür Bayram Soylu

Küresel Politik Risk Raporu 2025, dünya ekonomisinin artık sadece arz ve talep dengesiyle değil, jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları ve düzenleyici müdahalelerle şekillendiğini gözler önüne seriyor. Marsh McLennan tarafından hazırlanan raporda ticaret akışlarının yön değiştirdiği, devletlerin ekonomik silahları devreye soktuğu ve yeni ticaret normlarının oluştuğu bu dönemde, şirketler ve ülkeler için riskler kadar fırsatlar da büyük olduğuna vurgu yapılıyor. Kazanmak için esnek tedarik zincirleri

Küresel Politik Risk Raporu 2025, dünya ekonomisinin artık sadece arz ve talep dengesiyle değil, jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları ve düzenleyici müdahalelerle şekillendiğini gözler önüne seriyor. Marsh McLennan tarafından hazırlanan raporda ticaret akışlarının yön değiştirdiği, devletlerin ekonomik silahları devreye soktuğu ve yeni ticaret normlarının oluştuğu bu dönemde, şirketler ve ülkeler için riskler kadar fırsatlar da büyük olduğuna vurgu yapılıyor. Kazanmak için esnek tedarik zincirleri mi, yoksa sert ticaret bariyerleri mi daha etkili olacak sorusunun yanıtı küresel ticaretin yeni satranç tahtasında yanıtını arıyor. Jeopolitik gerilimlerin ekonomik stratejilere etkisini, küresel ticaretin yeniden yapılanmasını ve enerji geçişinin politik risklerini detaylandıran rapor, belirsizliklerle dolu bir gelecekte risk yönetimi stratejilerinin nasıl şekillenmesi gerektiğine dair kritik ipuçları da sunuyor.

Dünya ekonomik korumacılığın, siyasi gerilimlerin ve eski nesil ticaret savaşlarının farklı bir boyut kazandığı dar koridora doğru yürüyor. Küresel ticareti sadece mal ve hizmet alışverişi tanımlamak sıradan kalıyor, soğuk savaş cephesinde stratejik hamlelerin bir parçası olan nitelendirmek popüler hale geliyor. Sadece ekonomik hesaplarla değil jeopolitik hesaplarla da şekillenen ticaret politikaları ağına takılacak küçük balıkları gözüne kestirmişe benziyor. ABD- Çin gerilimi ya da ticaret savaşı küresel ticaret tedarik zincirlerini her defasında alt üst etme potansiyelini taşıyor. Hal böyle olunca ticaret savaşlarından kaçınmak için bağlantılı ülke modeli giderek yaygınlaşıyor. Bugün BAE, Hindistan ya da Türkiye benzeri ülkeler üzerinden mal ve hizmet ticareti yapılsa da ABD ve AB zaman zaman bu bağlantılı ülkeleri hedefe koymaktan kaçınmıyor.
Ürün var mı?, talep var mı?, para var mı? soruları yerini ABD, o ürünü almanıza bozulur mu?, AB, yeşil ekonomi bahanesiyle kapıyı kapatır mı?, “Bağlantı ülkesi” kullanayım derken kendinizi ticari kara listeye aldırır mısınız? sorularına bırakmış durumda.

TEDARİK ZİNCİRİ Mİ? O DA NE?
Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin yaptırımları nedeniyle darmadağın olan tedarik zincirlerini yönetmek, uluslararası casusluk hikayesi yazma beceri istiyor.
Yapay zekanın tahakkümünün giderek hızlandığı küresel oyunda sağlık krizleri, ticaret savaşları ya da bölgesel çatışmalar siber saldırılar ve yaptırımların yanında hafif kalıyor. Çin’den gelen ürünlere getirilen ek vergiler ve ticaret engelleri, küresel sanayiyi zor durumda bırakıyor.
Rapora göre şirketlerin %65’i tedarik zincirinde tek bir noktaya bağımlı. Yani bir halkanın kopması demek, tüm operasyonun çökmesi anlamına geliyor. Bu durum, tam da 90’ların Windows bilgisayarları gibi—her şey yolundayken bile “mavi ekran” karşısındaki çaresizliği hatırlatıyor.
Küresel ticarette oynanan satranç oyununda fil konumunda olan bağlantı ülkelerinin durumu uzun vadede çok iç açıcı durmuyor. Örneğin, Çin’den direkt almak yerine Vietnam’dan alıyor gibi yapmak bağlantı ülkelerini de yaptırım sırasına sokuyor. Yani, Çin’den kaçarken Vietnam’a, oradan kaçarken Hindistan’a sığınıp durmaya çalışmak uzun dönemde umut vaat etmiyor. Kederli anların yaklaştığı bu ortamda daha esnek ve çok yönlü tedarik zinciri ağları oluşturmak ve farklı ülkelerde yedek tedarikçiler bulundurmak akla gelen ilk çözüm olarak duruyor.

ABD VE ÇİN’İN BÜYÜK OYUNU: KİM KAZANIYOR?

Küresel Politik Risk Raporu 2025 açıkça gösteriyor ki, ticaret artık sadece üretim ve tüketim dengesiyle değil, jeopolitik hesaplarla ve siyasi manevralarla şekilleniyor. Büyük ekonomiler, ticareti bir silah olarak kullanıyor. Bir gün Çin’den gelen elektrikli araçlara ek vergi konuyor, ertesi gün AB, karbon düzenlemeleriyle ithalatı kısıtlıyor, ardından ABD, yeni ticaret yasalarıyla tedarik zincirlerini yeniden tasarlıyor.

ABD’nin ticaret politikası artık sadece Çin’i sınırlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırım ve istihdamı ülke içinde tutmaya yönelik adımlar atıyor. Çin ise bu politikayı aşmak için doğrudan hedef ülkelerde fabrika açma stratejisine yöneliyor.
Peki, bu tablo diken mi, gül mü?
Kimi ülkeler için yeni fırsatlar doğarken, kimileri için işler giderek karmaşık hale geliyor. Bu, özellikle Avrupa ve Afrika için büyük fırsat imkanı sunuyor. Çinli firmalar, yeşil enerji, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde doğrudan yatırım yaparak gümrük vergilerinden kaçınmaya çalışıyor. Ancak bu model Avrupa’daki siyasi atmosfer nedeniyle baskı altında kalıyor.

Avrupa Birliği, Çin yatırımlarına yönelik “yerel üretim zorunluluğu” gibi ek regülasyonlar getirmeyi planlıyor. Jeopolitik konumu olan Türkiye bu düzende kilit oyunculardan biri olma potansiyelini elinde bulunduruyor. Ancak ticari bağımlılıkların dengeli yönetilmesi bu potansiyeli güce dönüştürme imkanı veriyor. Aksi takdirde Türkiye’nin de bağlantı ülkeler arasındaki ticaret savaşına sürüklenme tehlikesi tünelin ucunda beliriyor.


KİMLER HAYATTA KALACAK?

Gelecek, esnek olanların ve hızlı adapte olabilenlerin olacağa benziyor.

Raporun işaret ettiği noktalar çok net:

* Bağlantı ülkeleri dikkatli olmalı.
Türkiye, Vietnam ve Meksika gibi ülkeler, baskılar arasında denge kurmak zorunda.
* Yeşil ekonomiye yatırım yapanlar öne çıkacak.
* Tedarik zincirini çeşitlendirenler ayakta kalacak.
Artık ekonomik bir mesele olmanın ötesinde konumlanan ticaret, stratejik ve politik bir savaş alanına ev sahipliği yapıyor. Hızlı karar alma yeteneği, uyum becerisi ve çok yönlü stratejik planlama kurşundan daha etkili sonuçlar üretiyor.
Dikenlerin arasındaki gülleri görmek isteyenler için ticarette esneklik ve doğru strateji her zamankinden daha fazla önem kazanıyor.
Bizde insan yalnızca mutluluktan değil, kederden de büyür.
#Ekonomi
#Toplum
#Özgür Bayram Soylu