|
Papa’nın arabası diğerinin ceketi!

Aman Allah’ım, bu Papa ne kadar mütevazı bir insanmış. Ne kadar tasarruflu birisiymiş. Ve o kadar ince ruhlu ki, bizim Cumhurbaşkanımız onu sarayda karşılamış ama o bize bir mesaj vermiş ve kendisi düşük model sıradan bir araba istemiş.

5 yıldızlı otelde kalmamış; Vatikan temsilciliğinin Şişli’deki ikametinde kalmış.

Ve bunların hepsi bize ince bir mesajmış.

Madem Papa ince bir mesaj vermek istemiş o halde neden 2 yıldızlı bir otelde kalmadı yada Hıristiyan bir vatandaşın evinde kalmadı? Tabi ki, kalamaz çünkü güvenliği sağlanmak zorunda.

Ayrıca kendi inançlarına göre ruhani bir lider olduğu için tabiî ki, Vatikan temsilciliğinde kalır. Bunda garipsenecek ne var ki? Düşük model araba istemesi ise mütevazılığından değil adetten… Papa, koskoca Vatikan’da yaşayacak ama istediği araba ile alçak gönüllülüğünü mü ortaya koymuş olacak yada başka bir şey…

Madem o kadar alçak gönüllü ve özgür, o zaman alıp bavulunu kendisi gelseydi ve kafasına göre takılsaydı ya! Fakat olamaz çünkü konumu gereği korunması ve diplomasi kuralları gereği hareket etmesi lazım. Bu diplomasi ve protokol gereği içinde iki küçük detay ile adamı nasıl da ayyuka çıkardılar. Papalar sıradan değillerdir ve onlara da özel insan muamelesi yapılır.

Tabi amaç burada kendi ülkesini kötülemek olunca bizdeki malumlar hemen konuyu duygu sömürüsü kapsamında bir algı operasyonuna dönüştürmeye kalktılar.

Sanki Papa Vatikan’da bir göz odada yaşıyor; sanki orada her işini kendisi yapıyor; sanki Papa dünya işleriyle hiç ilgili değil…

Acaba papalar kendi kıyafetlerini kendileri mi giyiyor ona bir bakın! Papa’nın ünlü markalara kıyafet diktirdiğini bilen var mı? Papa’nın bir eli yağda bir eli balda, bütün Vatikan emrinde, hizmetinde “gak dese su, guk dese ekmek” durumunda ama Papa eski model bir araba istemiş (miş) ve bize bir mesaj vermiş.

Papa dediğiniz zât-ı muhteremin elini tutmak için insanlar kendinden geçiyor, bütün Hıristiyan âlemi önünde eğiliyor…

Hay sizin alacağınız mesaja da vereceğiniz mesaja da…

Bu iş Fethullah Gülen’in iki ceketi, tek göz odasına döndü… Bir ara Gülen’in çok mütevazı bir hayat sürdüğü ve nerdeyse gariban ilan edilmeye çalışıldığına şahit olmuştuk ya, işte öyle bir şey…

Fethullah Gülen de saray yavrusu bir malikânede yaşıyor ama çok mütevazı…

Al birini vur ötekine, ikiside aynı algı operasyonu…

Hala aynı kafayla sözüm ona hazmedilemeyen bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı ve Cumhurbaşkanı’nı kötülemek, küçümsemek… Papa’nın bindiği arabaya takılacağınıza, Papa’yı Hıristiyan âleminin ruhani lideri olarak kabul edip nasıl sayıyorlar ona takılın...

Takılın ki, belki kendi peygamberinize biraz sahip çıkarsınız. Kendi dininizi kötülemek için, kötü göstermek için her türlü şeyi yapanlar Papa’nın arabasına değil ona gösterilen saygıya takılsınlar!

Acaba böyle algı operasyonu yapanlar Papa’ya duydukları saygıyı kendi peygamberlerine karşı duyuyorlar mı, doğrusu çok merak ediyorum. Kendi peygamberlerinin nasıl mütevazı bir hayatı olduğunu biliyorlar mı? Onun sünnetlerinden haberleri var mı? Tek tebliğ muhatabı olan Peygamberimizin (SAV) sünnetlerine ve hayatına ne kadar sahip çıkıyorlar da kalkmışlar bize Papa’nın mütevazılığından, verdiği mesajlardan söz ediyorlar.

Vallahi Papa’yı bilmem ama bu algı operasyonunu yapmak isteyenlerin hepsinde Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti paranoyası kronikleşmiş durumda… Akla gelecek her yerden saldırıyorlar.

Geçen hafta konuk olduğum bir TV programında avukat bir bayan, “2015 seçimlerinde AK Parti anayasa çıkartacak çoğunluğu sağlayacak ve kadınların haklarını gasp edecek yasaları çıkartıp, kadınları ikinci sınıf bir konuma getirecekmiş” gibi sözler söyleyince dehşete düştüm!

Resmen komplo teorisi ve resmen seçim öncesi algı operasyonu çalışmalarından birisi, daha dedim… Bir avukatın, özellikle bir kadın avukatın kendisi sevmiyor diye bir hükümeti yıpratmak için kadınlar üzerinden böyle şeyler ortaya atması hiç şık değil!

Diğer taraftan hükümete karşıtlığı ile bilinen bazı araştırma şirketleri AK Parti’nin oyunun hızla eridiğini, hatta Emine Ülker Tarhan’ın kurduğu partinin %7 oy alacağını yazıp çiziyorlar. Fakat her nedense bu şirketler seçimler yaklaşınca doğru tahmin yapmakla övünmek ve ivme kazanmak için de gerçek rakamları söyleyip, “Zaten belliydi, AK Parti öndeydi…” diyerek ekranlarda kasılıp dururlar. Tek amaçları vatandaş üzerinde algı operasyonu yapıp ne kadar yanıltırsak o kadar kâr olayı…

Böyle ciddi konumlardaki insanların halka yanlış bilgileri vermesi, verebilmesi insanı ürkütüyor. Aynı algı operasyonunu muhalefet için yapmazlar. Yada konu kadın hakları olunca CHP’nin içinde kadınlara yönelik haksızlıkları yazmazlar ve susarlar!

Çağımızın en önemli silahı haline gelen “algı operasyonu” kontrolsüzce kullanılıyor ve bunu özellikle yapanlar vatandaş olarak ortalıkta dolaşıyorlar…

Evet, bunların özgürlük ve demokrasi anlayışları ancak kendi egoları kadardır ve algı operasyonu adına gerçekleri saptırırlar ama gerçekten gerçek olanları da görmezden gelirler…

Daha dün CHP lideri Kılıçdaroğlu Adana’da bir partilinin, “Ön seçim istiyoruz!” demesine, “Bu arkadaş AK Parti militanı herhalde…” diye karşılık verdi.

Tabi CHP içinde herhangi biri, bir konuya karşı çıkınca ya AK Parti militanı olur yada CHP’ye müdahale eden bir MİT mensubu…

Veya Taksim’de 10 ağaç için darbe yapmaya kalkarlar ama Yalova’da yada ODTÜ’de kendileri ağaç kestikleri zaman, “Projenin gerçekleşmesi için gerekliydi…” derler. Rakıya Kılıçdaroğlu laf dedimi ses yok Cumhurbaşkanı bir laf etse kıyameti koparırlar…

Onlara her şey mubah; çünkü onlar bu memleketin tek sahibidir (!) Çünkü onlar “SAHİP”tir, milletse “KÖLE…”

Alevi vatandaşlar üzerinden yıllarca siyaset yaptılar; şimdi hükümet Alevi vatandaşlarla aynı masaya oturup ortak bir çizgide buluşmaya kalkınca hemen ortalığı karıştırma çabasına girdiler; aynı çözüm sürecinde olduğu gibi…

Çünkü bunlar ancak kavga, savaş, şehit, kargaşa üzerinden siyaset yaparak kendi tabanlarını koruyabilirler. Yoksa huzur ve refaha ulaşacak vatandaşın, huzuru ve refahı kime batar ki? Derdi, toplumsal huzur değil kargaşa olanlara batar tabi…

Ha bide sahi MHP lideri neden Tunceli’ye gitti?

“Gidersin- Gidemezsin” inadı mı Tunceli’ye götürdü Bahçeli’yi? Aha da gittiniz de ne oldu? Cem evi ziyareti iptal edildi halk tepki verdi ve geri dönüp geldiniz. Oralara gitmiş olmak için gidince olmuyor azizim olmuyor! Oralara zamanında gitmeyip şimdi inadına gidince alevi vatandaş yemiyor azizim yemiyor! Dersim katliamını bir isyana bağlayıp 13 bin kişinin katlini adeta meşrulaştırdıktan sonra Tunceli’ye gitmeyi bırak yerleşsen neye yarar!

Evet, gerçekten MHP lideri Tunceli’ye neden gitti ki? Aranızda anlayan var mı çok merak ediyorum…

Bir de şu Anayasa Mahkemesi meselesine değinelim:

Biliyorsunuz AYM son olarak, seçimlerde %10 barajının kaldırılması için yapılan başvuruyu ele aldığını açıkladı. Seçimlere bu kadar az bir zaman kala bir sürü partinin kurulmasında bir enteresanlık vardı zaten. AYM Başkanı Haşim Kılıç, bu konunun 2-3 hafta içinde karara bağlanacağını ve alınacak kararın hemen uygulamaya geçeceğini belirtti.

İşte seçim öncesi buda yeni bir müdahale demek yanlış olmaz. TBMM’den çıkması gereken bir kararın AYM’den çıkması işin doğasına ters. Madem bu yasalar TBMM’den çıkıp sonra AYM’de değişecek o zaman TBMM’ye ne gerek var? Zaten AYM de iyice yasa yapan bir mahkeme haline gelmeye başladı. Ve seçim öncesi bu konuyu gündemine alması da pek manidar bir durum değil mi?

Yeni bir anayasa için yıllardır bir masaya oturamayanlar, mevcut yasalar üzerinde oynuyorlar ama… AYM’nin seçim barajı konusundaki kararını hepimiz çok merak ediyoruz. Sonuç hepimizin beklediği gibi çıkacak gibi gözüküyor. Seçime çeyrek kala böyle bir karar alınırsa bu kararın anlamınıda hepimiz anlamış oluruz!!!

Maşallah konu hükümete karşı bir tavır olunca nasılda aynı dilden konuşmaya başlıyorlar, birlikte hareket ediyorlar… Nasılda birden “kanki” olup çıkıveriyorlar; aynı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi…

Lakin Nasrettin Hoca misali bunların mayası ile bu göl maya tutmaz; bu halkın gönlünde ve halkın gölünde bu maya tutmaz, çünkü bunların bu siyaset mayası bozuk…

Fakat kime anlatıyorsunuz ki? Dün Fethullah Gülen’in ceketine tutundular; Ekmelettin İhsanoğlu’ndan medet umdular; bugün de Papa’nın arabasının markasıyla halkı kandıracaklarını sanıyorlar! Diğer taraftan halkın vicdanını yaralamaya devam eden yargı mensupları…

Vallahi halk artık bunların hepsini görüyor bunlara kanmıyor ama siz bu kafayla, bu bozuk mayayla sadece kendinizi kandırıyorsunuz, o kadar…

Cumhuriyet tarihinde halkın iradesini bastıran diktatörlük ve tek partili dönemden sonra, halkın iradesiyle bu kadar mücadele eden bir zihniyet daha olmadı…

Hatırlatmak isterim; uğraştınız bir siyasi parti değil halk, yani millet…

Artık anlayana…

#sevda türküsev
#sevda türküsev yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
Papa’nın arabası diğerinin ceketi!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle