|
Neyse ki, sonu iyi bitti

Önceki akşam iki buçuk saat kadar süren istifa krizi Cumhurbaşkanlığından gelen iyi haberle sona erdi: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasını Erdoğan kabul etmedi.

Bir başka deyişle, yanlış bir adımdan dönüldü.

Soylu, dün twitterdan “Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah” diye yazarak görevine döndü.

Şu zor günlerde, Türkiye için doğrusu da buydu.

*

İki günlük sokağa çıkma kararı isabetliydi, ancak zamanlaması yani “son anlarda duyurulmuş olması” hatalıydı. Belli başlı yerlerde sosyal mesafe diye bir şey kalmadı, izdiham yaşandı. Eleştiriler de gırla gitti.

Nitekim: İçişleri Bakanı Soylu “Eleştirileri aldım, kabul ettim” dedi.

Cuma günü son saatlerde değil, öğleden sonra yasak ilan edilmiş olsa bile benzer bir izdiham yine yaşanırdı.

Hafta sonundaki iki günlük sokağa çıkma yasağı için, mesela Pazartesi veya Salı gibi yapılabilecek bir duyuru makul bir karar olabilirdi.

Neyse…

Demek ki, koronavirüs ile şu amansız mücadele sürecinde bundan sonraki günlerde veya haftalarda gerekli hallerde ilan edilebilecek muhtemel sokağa çıkma yasağı kararları için dikkatli olmak gerekiyor.

*

Soylu, en başta PKK ve FETÖ olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede büyük başarı elde etmiş bir İçişleri Bakanı’dır.

Dahası...

PKK terörüyle etkili mücadele açısından “gelmiş geçmiş en başarılı İçişleri Bakanı’dır” diyebiliriz…

Dolayısıyla, Süleyman Soylu’nun istifa etmesine “en çok kimlerin sevindiği” de bellidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istifa kararını kabul etmemesiyle birlikte, Türkiye’nin azılı düşmanlarının işbu sevinçleri kursaklarında kaldı!

*

Süleyman Soylu’nun 15 Temmuz gecesi TRT’ye girişini ve akabinde yine onun “FETÖ’cü hainlerin darbe teşebbüsünün arkasında ABD var” dediğini de -bu vesileyle- hatırlayalım!

TÜRKİYE’Yİ SAM AMCA’SINA ŞİKÂYET ETTİ

15 Temmuz’u “Kontrollü Darbe” diye tanımlayan Kemal Kılıçdaroğlu ise darbe kalkışmasının arkasında ABD’nin yer aldığı gerçeğini zinhar söyleyemiyor!

Neden mi? Kendisi, Washington’ın kontrolünde bir Genel Başkan’dır da, ondan…

Şu sıralar, bir de “Mister Yarkadaş Vakası” var!

CHP’nin eski milletvekili Barış Yarkadaş’ın The New York Times’a Türkiye’yi “Koronavirüs salgınıyla ilgili gerekli tedbirleri almadığı” iddiasıyla kötülemesi ibretlik bir örnektir.

Yerküremizdeki birçok ülke, -keza Dünya Sağlık Örgütü- Türkiye’yi korona bağlamında takdir ediyor.

Buna mukabil, Mister Yarkadaş Türkiye’yi “sağlık sistemi çökmekte olan” ABD’sine şikâyet ediyor!

Yani, nedir? Maskesi bir kere daha düşmüştür.

“MASKE BİTTİ, ATKI VAR”

Tam da burada, birkaç gün evvelki “pek manidar bir haberden” bahsetmeliyiz…

Kemal ile Barış’ın, Ertuğrul ile Sedat’ın, Taha ile Nafiz John’ın şu “Sevgili ABD’si” var ya…

İşte o ABD, Ankara’daki büyükelçiliği aracılığıyla Türkiye’den muhtelif sağlık malzemeleri talep etti!

Bu malzemeler arasında; özellikle ceset torbası ve maske talebi dikkat çekti!

*

Maske mi? Beyaz Saray’daki Sarı Kovboy Trump, iki hafta önce şöyle demişti: “Önümüzdeki iki hafta çok zorlu geçecek. Maske yoksa atkı takın!”

Eh, Mister Yarkadaş’ın maskesi düştüğüne göre, ona artık Sam Amca’sının atkısını takmak gerekiyor!

KADERİN CİLVESİ

Bir de “Ceset Torbası” konusu var!

Haydut ABD’nin FETÖ’sü, 15 Temmuz darbesini müteakip planladığı Seri İnfazlar için “Yüz Sekiz Bin adet ceset torbası” hazırlamıştı!

Aradan dört yıl geçtikten sonra…

Koronavirüsten ölümlerde dünyada ilk sırada yer alan ABD, Türkiye’mizden “ceset torbası” istiyor!

-Kaderin cilvesidir!

Bu vesileyle, bu sütunda “Pentagon’a verilen ceset torbası siparişi hangi gizli kalmış dehşetengiz hazırlığı hatırlatıyor?” başlıklı bir yazımızın çıktığını da not edelim.

#Koronavirüs
#ABD
#Pentagon
#CHP
4 yıl önce
Neyse ki, sonu iyi bitti
Yürüme bandından inmek
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?