Zekât toplayan ‘laik’ devlet

04:0013/10/2024, Pazar
G: 13/10/2024, Pazar
Yaşar Süngü

Türkiye’ye özgü laiklik anlayışı gereği dini devlet işlerine karıştırmayan iktidarlar, konu ekonomik gelir getiren zekât olunca aynı laik(!) hassasiyeti göstermemişler. Ondan faydalanmaktan da hiç geri kalmamışlar. Türk Hava Kurumu yıllarca yasayla zekâtın toplandığı tek kurum olmuş. Araştırmacı Akademisyen Yunus Emre Aydınbaş’ın Ekonomik, Sosyal ve Hukuki boyutlarıyla Türkiye’de zekat analizi isimli doktora tezinde ezber bozan bilgiler var. Türkiye’de zekâtın devletle serüveninin yer aldığı araştırmadan

Türkiye’ye özgü laiklik anlayışı gereği dini devlet işlerine karıştırmayan iktidarlar, konu ekonomik gelir getiren zekât olunca aynı
laik(!) hassasiyeti
göstermemişler.

Ondan faydalanmaktan da hiç geri kalmamışlar.

Türk Hava Kurumu
yıllarca yasayla zekâtın toplandığı tek kurum olmuş.
Araştırmacı Akademisyen Yunus Emre Aydınbaş’ın
Ekonomik, Sosyal ve Hukuki boyutlarıyla Türkiye’de zekat analizi
isimli doktora tezinde ezber bozan bilgiler var.

Türkiye’de zekâtın devletle serüveninin yer aldığı araştırmadan kısa alıntılarla konuya devam edelim;

**

“Zekâtla ilgili kanun maddelerinin uygulamasına dair usûl ve esasları içeren

yönetmelik
I.
Özal Hükümeti
tarafından 1985 yılında hazırlanmış.
Ancak Özal da bu süreçte zekâtın merkezine, 28 Şubat sürecinde irticayla mücadelenin simgesel kurumlarından biri hâline getirilen
, Türk Hava Kurumunu
yerleştirmiş.
THK
bu imtiyazını zaman zaman kaybetse de uzun süre koruyabilmiş hatta 28 Şubat süreciyle birlikte kamu erki tarafından zekâtın ödenebileceği mutlak merci olarak tayin edilmiş.
THK zaman zaman zekât toplama yetkisini
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı
ile dönüşümlü olarak paylaşmak zorunda kalmış.
I. Özal Hükümetinin bu tutumunda o dönem Cumhurbaşkanlığı makamında
Kenan Evren’in
bulunmasının yönlendirici etkisi olduğu muhakkak olsa

da her politik karar gibi bu da eleştiriden vâreste değil.

Bu tarihten sonraki süreçte askerî vesayet odaklarının
Özal’ın
bu düzenlemesinin arkasında ısrarla durması, kamuoyunda
zekât ve kurban derisini Türk Hava Kurumuyla
özdeş hâle getirmiş ve kurumu tartışmaların odağına taşımış.
I. Özal Hükümeti, bu gelişmelerden bir yıl sonra
1986
yılında bu sefer kanun

seviyesinde düzenlemeye gitmiş ve yönetmeliği de hayata geçirmiş.

I. Özal Hükümeti
Türkiye’deki gelir dağılımı adaletsizliğinin giderilmesi, kamunun sosyal hizmet kapasitesinin artırılması için genel bütçe dışı kaynak arayışında
zekâtı
bir imkân olarak görmüş.”

**

“1996 ila 1997 yılları arasında 1 yıl süreyle görevde olan 54’üncü hükümet -
Erbakan Hükümeti
- döneminde zekât mevzuatında herhangi bir değişiklik yapılmamış, zekâtın mevcut konumu ve yapısı değişmemiş.
Çok kısa süren iktidar döneminde Erbakan Hükümetinin bu konuya eğilecek fırsatının olmadığı,
irtica söylemi ve 28 Şubat süreci
başta olmak üzere hükümetin istifasını amaçlayan dönemin sunî siyasi gündeminden anlaşılmaktadır.”

**

2013 yılında
AK Parti’nin
iktidarı döneminde yapılan değişiklikle yönetmelik düzeyinde zekâtın resmiyetine son verilmiş. Yani başta
THK
olmak üzere devletin zekât üzerindeki tekeli kaldırılmış.
Buna mukabil yukarıda yer verdiğim araştırmada
Covid-19 pandemisi ve 6-7 Şubat depremlerinin
toplum üzerindeki etkilerini hafifletmek amacıyla yapılan sosyal harcamaların finansmanında kullanılmak üzere zekâtın
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile AFAD
tarafından toplanıp dağıtıldığı, bu sürecin
Diyanet İşleri Başkanlığınca
denetlendiği, özellikle AFAD tarafından sürecin oldukça şeffaf ve yerinde yürütüldüğü belirtiliyor.
Doktora tezinin
sonuç bölümü şöyle bitiyor; “Zekâtın, toplumun ve ülkenin geleceğini maddi ve ahlâki yönden güçlendirecek, nitelikli büyüme ve kalkınmayı destekleyecek programlar dâhilinde, planlı bir çerçevede
kurum(sal)laştırılması
ahlâki, milli ve demokratik bir sorumluluktur.”
Not;
“Ekonomik, sosyal ve hukuki boyutlarıyla Türkiye’de zekât analizi” başlıklı doktora çalışmasına bu adresten ulaşabilirsiniz.
(https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/)

**

Laikliği,
din ile devlet işlerini ayırmak olarak tarif edenler, din işlerine karışmaktan, müdahale etmekten, hatta
kullanmaktan
hiç geri kalmazken, dinin devlet işlerine karıştığını iddia ederek bu
fırsatçılıklarını
gizlemeyi de başarmışlar.
Devlet topladığı vergilerle zaten
sosyal adaleti
sağlamakla görevlidir.
Zekât
, dini bir yükümlülük olduğu için vatandaşın tercihine bırakılmalıdır.

O nereye vereceğini bilir.

#laiklik
#ekonomi
#zekat
#Yaşar süngü