Süleyman Demirel de Turgut Özal da siyasete atılınca hemen Recai Kutan’ı çağırdılar; ama o gitmedi. Kutan, Erbakan’a ve Milli Görüş Hareketi’ne bağlandı. Mühendislik alanındaki başarıları ve DSİ’de edindiği tecrübeler, Kutan’a teknik bilginin ötesinde bir vizyon kazandırmıştı. Ancak onu asıl öne çıkaran, sadakati ve liderlik kabiliyetiydi…
Bundan 11 yıl önce, 2013’te “Recai Kutan Belgeseli”ni yaptım. Recai Kutan altı ay boyunca Ankara’da, haftada iki gün, spot ışıkları altında, kamera karşısında, iki saatten fazla sabırla röportaj verdi. 1950’den 2010’a kadar, 60 yılı, yakın siyasi tarihi, Milli Görüş Hareketi’ni, hizmetlerini ve mücadelesini anlattı. Ne var ki kurgu tamamlanıp tam yayınlanacağı zaman, Recai Kutan müdahale etti; belgeselin vefatından sonra yayınlanmasını istedi. Recai Kutan, Türkiye’ye mesajını bu belgeselle verdi…
Kutan; ilk, orta ve lise öğrenimini Malatya’da tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okudu. “Teknik üniversitede eğitim başladı. Arkada bir bekçi kulübesi vardı. Mescid orası, dediler. Gittim. Baktım başlarında Erbakan var.” diye başlamıştı öğrencilik yıllarını anlatmaya…
GAP’IN MİMARI
1952’de İTÜ’den mezun olduktan sonra Devlet Su İşleri’nin Malatya Müdürlüğü’nde, Korkut Özal ile çalışmaya başladı. Munzur Nehri üzerine kurulacak barajın yerini tespit etmek için günlerce katır sırtında gezdi. “Hazar'da baraj inşaatında çalışırken Menderes aradı.” diyor, o günleri anlatırken…
Demokrat Parti bürokratlarıydılar. Recai Kutan, 1952-1969 yılları arasında, 17 yıl DSİ’de yönetici olarak çalıştı. 1957’de, Demokrat Parti hükûmeti, onu, ürettiği projelerde gösterdiği başarılardan dolayı DSİ’nin Diyarbakır’daki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürlüğü’ne atadı. “27 yaşında bölge müdürü oldum, olacak iş değil...” dedi.
O yıllarda, DSİ’nin genel müdürü, üniversiteden arkadaşı, daha sonra 9. Cumhurbaşkanı olacak Süleyman Demirel idi. Recai Kutan, genç bir mühendis olarak Güneydoğu Anadolu Projesi’nin etüt çalışmalarına öncülük etti. “Bölge müdürleri toplantısında konferans verdim. 9 yıl Diyarbakır’da kaldım...” diyerek iftihar eden Kutan, Ankara’ya gidip DSİ’nin Genel Müdür Yardımcısı olunca, bölgeyle ilgilenmeye devam etti. Keban dışındaki tüm baraj ve sulama projelerinin temellerini attı, barajlara isim verdi. Recai Bey, liyakat ve istikamet sahibi, itidalli, entelektüel bir bürokrattı.
LİYAKAT VE SADAKAT SAHİBİ
Recai Kutan, kağıt üzerinden bir fikri alır, kadrosunu kurar, hedef ve ara amaçları öğretip yola çıkarır, kısa sürede, dev bir yapıyı meydana getirirdi. Onun bu organizasyon becerisi ve özgün yöneticiliği, pek çok büyük projenin de sırrı idi. 1969’da Konya’dan bağımsız milletvekili seçilen Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile Sultanuş Şuara Necip Fazıl Kısakürek, Ankara’da Recai Kutan’ın evinde buluşup Milli Nizam Partisi’nin kuruluş çalışmalarını yaptılar. “Bizim evde buluşurlardı…” diye başlayıp bir destan anlatıyordu. 12 Mart müdahalesinde MNP kapatılınca, yerine Milli Görüş partilerinin ikincisi olan Milli Selamet Partisi kuruldu. Recai Kutan, 1973’te, Erbakan’ın daveti ile siyasete atıldı. MSP’de teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Süleyman Demirel de Turgut Özal da siyasete atılınca hemen Recai Kutan’ı çağırdılar; ama o gitmedi. Kutan, Erbakan’a ve Milli Görüş Hareketi’ne bağlandı. Mühendislik alanındaki başarıları ve DSİ’de edindiği tecrübeler, Kutan’a teknik bilginin ötesinde bir vizyon kazandırmıştı. Ancak onu asıl öne çıkaran, sadakati ve liderlik kabiliyetiydi…
MİLLİ KADROLAR YETİŞİYOR
1977 seçimlerinde, MSP’den Malatya milletvekili seçildi. İTÜ’den arkadaşları olan Necmettin Erbakan ile Süleyman Demirel, Kutan’ın evinde buluşup Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti'ni kurdular. Recai Kutan da İmar ve İskan Bakanı olarak görev aldı. 20 Ocak 1977’deki Van Depremi’nde araya seçim girdiğinden bölgede hiçbir şey yapılmamıştı, “1977 yılında bakan oldum.” diyen Kutan, makam koltuğuna oturur oturmaz, ilk iş olarak, deprem bölgesinin inşaatları için kolları sıvadı. Altı ayda, kış gelmeden, 14 bin konut yapıp depremzedelere teslim etti.
MSP strateji olarak 12 Eylül öncesinde terörle arasına mesafe koydu; gençleri sokak politikasına sürmedi. 200’ün üzerinde sanayi sitesi kurarak ülkenin sanayileşmesine öncülük etti. İmam hatip liselerinin önünü açtılar, devlet okullarında milli kadroların yetişmesini sağladılar.
15 Ekim 1980’de, MSP yöneticisi olarak içeri alındı. Kirazlıdere Cezaevi’nde, Selamet Koğuşunda Necmettin Erbakan’la birlikte 17 kişiydiler. Recai Bey, cezaevinde Hüsnü Doğan’ın arkasında, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ile beş vakit saf tutup namaz kıldı. Hakkında açılan davaların hepsinden beraat etti.
ANKARA’DA MELİH İSTANBUL’DA TAYYİP
12 Eylül darbesi, bütün partilerin kapısına kilit vurmuştu. İki yıl sonra, 1983’te, Millî Güvenlik Konseyi, partilerin kurulmasına izin verince; bu kez Refah Partisi’nin tabelasını astılar kapıya. Partinin yöneticileri arasında Recai Kutan da vardı. RP tabandan tavana doğru tırmanarak ülkenin ufkunu açacaktı. Büyük şehirlerin yerel yönetimlerini kazanmak konulmuştu bu kez hedefe. 1994 yerel yönetim seçimlerinde Kutan, Erbakan’ın teklif ettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı adaylığını reddetti. “Ankara’yı ve İstanbul’u almalıydık. İyi adaylar tespit etmeliydik. Ankara’da Melih’i, İstanbul’da Tayyip’i ben aday gösterdim” dedi.
HİÇBİR ÜLKEYE YÜZDE 30’DAN FAZLA BAĞIMLI OLUNMAYACAK
RP’li belediyelerin yerel yönetimlerdeki başarılarından sonra 1995 seçiminde yüzde 21 oy oranıyla RP birinci oldu. 1996-1997 yılları arasında 54. Erbakan Hükümeti ile Necmettin Erbakan ilk kez başbakan olurken, Recai Kutan da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak kabinede yer aldı. İlk işi, “Hiçbir ülkeye yüzde 30’dan fazla bağımlı olunmayacak...” diyerek Türkiye’yi doğal gazda bağımsızlaştırıp rahatlatma amacıyla kaynak çeşitlenmesine gitmek oldu.
İran’la doğal gaz görüşmelerini Kutan başlattı. Ülkenin doğal gaz tüketiminin batıda yoğunlaştığını, oysa doğunun daha çok ihtiyacı olduğunu tespit etti... Doğu Anadolu Bölgesi’ne doğal gaz dağıtım projesini başlattı. Mermer başta olmak üzere, doğal kaynaklarımızın ihracatına el attı, dünya standartlarına göre düzenlemeler getirdi ve ihraç ürünlerimizin dünya piyasalarında değerlerinin yükseltilmesi için projeler uygulamaya koydu.
ASKERLİK 1,5 YIL, DAVA VE MÜCADELE BİR ÖMÜR
Refah Partisi’nin kapatılmasından sonra kurulan Fazilet Partisi Genel Başkanlığını ve Saadet Partisi Kurucu Genel Genel Başkanlığını yapan Recai Kutan’ın liderlik ve organizasyondaki başarısı Milli Görüş Hareketi’ni dokuz canlı haline getirdi. Partiler kapatıldı kapatıldı yeniden açıldı. Teşkilatlarda süreklilik; il, ilçe, mahalle teşkilatlarının belli bir gelenek içinde hareket etmesi, siyasi kültürü geliştirdi.
Bütün engellemelere rağmen sanayide kalkınmanın bayrağını makine mühendisi Erbakan, tarımda kalkınmanın bayrağını da inşaat mühendisi, baraj uzmanı Kutan havaya kaldırdı. Türkiye bugün uçak yapıyor; savunma silahlarını yüzde 80 oranında yerlileştirmiş, GAP tamamlanmış, sulu tarıma geçilmiş…
“Askerlik 1.5 yıl. Dava ve mücadele bir ömür” diyen Recai Kutan, siyasete atıldığı günden itibaren Milli Görüş Hareketi’nin önemli simalarından biriydi. Hatta en zor zamanlarda davanın yükü onun omuzlarındaydı. Erbakan’dan sonra, 10 yıl gibi bir süre, en uzun genel başkanlık yapan ikinci lider oldu.
ÇALIŞMAYI HİÇ BIRAKMADI
Kutan, Milli Görüş’ün stratejik adımlarını planlayan, projelendiren ve saha uygulamalarında yer alan bir isim olarak, hareketin teknik ve ideolojik temellerinin güçlenmesine katkı sağladı. Strateji ve taktikler üreten entelektüel bir politikacı, bilge bir lider oldu. Koalisyon görüşmelerinde öne çıktı, inisiyatif aldı.
Siyasi tarihimizde, partililerle helalleşerek, kendi isteğiyle genel başkanlığı bırakan tek liderdi. Salonda, erdem ekseninde yürüttüğü siyaseti takdir eden ve onun arkasından ağlayan partililer vardı.
Malatyalı siyasetçiler denilince İsmet İnönü ve Turgut Özal ile birlikte ilk akla gelen isimlerden biri de Recai Kutan’dır. Kutan’ın hayat hikayesi, bir türlü rayına oturmayan Türk demokrasisinin kederli tarihini de yansıtıyor. Recai Kutan, siyaseti ve genel başkanlığı bıraktıktan sonra Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) genel başkanlığını yaptı. Burada, yeni projelere imza atmaya devam etti…