|

Ukrayna’dan Suriye’ye yerinden oynayan taşlar

Rusya’nın Mart ayında giriştiği Ukrayna işgalinde ciddi bir direnişle karşılaşması ve askeri harekâtın Rusya’nın başını ağrıtan bir hal alması sebebiyle Rusya’nın odağı Suriye’den kaymış oldu. Bu yüzden Suriye’de yaşanan kırılma, Suriye’nin iç dinamiklerinden ziyade Ukrayna krizinin bir yansıması olarak yaşanmakta. Ukrayna savaşında ABD, AB ve Rusya arasında bir jeopolitik rekabet, Suriye sahasında da kilitlenen oyunda Rusya’nın kapladığı yer üzerinden bir domino efektine sebep oldu.

00:00 - 17/06/2022 Cuma
Güncelleme: 17:18 - 16/06/2022 Perşembe
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: 
CEMİLE AĞAÇ 
YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Ahmet Arda Şensoy
Doktora Adayı - Nottingham Üniversitesi Uluslararası İlişkiler

Geçtiğimiz ay çıkan haberler ve sahadan gelen bilgilere göre Rusya Suriye’deki askerlerinin yarısını Ukrayna’ya kaydırırken, 2015’den beri Suriye operasyonunun başındaki generali de Ukrayna savaşını yönetmesi için görevlendirmişti. Ayrıca Rusya’nın Tel Rıfat ve Münbiç’teki askerlerini de çektiği iddia edilmekte. Yaşanan bu gelişmelerle, 11 yılı geride bırakan Suriye iç savaşında yeni fırsat ve tehdit pencereleri açılabilir. Rusya’nın Ukrayna’daki askeri başarısızlığı sebebiyle Suriye’den kaydırdığı askeri personel ve mecburen azalan ilgisi dolayısıyla Suriye sahasında oluşan güç boşluğunu kimin ne ölçüde dolduracağı merak konusu.

DEĞİŞEN DENGELERİN SAHAYA YANSIMASI

2015’te Suriye iç savaşına müdahil olan Rusya’nın varlığı önce Halep’in muhaliflerden rejimin kontrolüne geçmesine, daha sonra ise İdlib hariç ülkenin muhaliflerden “temizlenmesine” yol açtı. Bu da Rus askeri varlığının Esed rejiminin devamını garanti altına alan kritik unsur olmasına sebep olmuştu. Güncel durumda Rus hava desteği ile Esed rejimi askeri sahada üstünlüğü elde etmesinin yanı sıra Körfez ülkeleri ile normalleşme girişimleri ile siyasi arenada da kazanımlar elde etmekteydi.

Rusya’nın Mart ayında giriştiği Ukrayna işgalinde ciddi bir direnişle karşılaşması ve askeri harekâtın Rusya’nın başını ağrıtan bir hal alması sebebiyle Rusya’nın odağı Suriye’den kaymış oldu. Bu yüzden Suriye’de yaşanan kırılma, Suriye’nin iç dinamiklerinden ziyade Ukrayna krizinin bir yansıması olarak yaşanmakta. Ukrayna savaşında ABD, AB ve Rusya arasında bir jeopolitik rekabet, Suriye sahasında da kilitlenen oyunda Rusya’nın kapladığı yer üzerinden bir domino efektine sebep oldu.

Öncelikle Rus hava gücünün savaşın seyrini değiştiren rolünü düşündüğümüzde, Rus desteği olmadan Esed rejimi ve İran destekli Şii milislerin sahadaki üstünlüğünün biteceğini söyleyebiliriz. Suriye hava sahasının boş kalacağı bir senaryoda ise bu unsurların Türk savaş uçakları ve özellikle SİHA’lara karşı tamamen savunmasız kalacağı da bir gerçek. Rusya’nın boşalttığı alanlara İran’ın girmesi ise Körfez ve İsrail ile normalleşme adımları sebebiyle zaten gerilmekte olan Türkiye İran ilişkilerinde yeni bir rekabet perdesini açabilir. Özellikle şu günlerde sekteye uğrasa da nükleer anlaşmanın yapılması ile eli oldukça rahatlayacak İran’ın, bir de Suriye’de daha geniş alan bulmasından İsrail ile birlikte en çok rahatsız olacak ülkenin Türkiye olacağını kestirmek zor değil.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE AÇILAN FIRSAT PENCERELERİ

Türkiye, Astana süreci ile Suriye krizinde müzakere edebildiği Rusya ve İran ile savaş sahasında birçok kez karşı karşıya geldi. Özellikle İdlib bölgesinde yaşanan rekabete rağmen üç ülke arasındaki müzakereler kopmamıştı. Bunda Türkiye’nin Suriye’de birinci güvenlik tehdidi olarak tanımladığı YPG/PKK terör örgütü varlığına karşı bu iki ülkenin ABD’ye nazaran tavizkar tavrının etkisi büyüktü.

Her ne kadar özellikle Tel Rıfat ve Münbiç’teki YPG varlığı Rus koruması altında olsa da Fırat nehrinin doğusundaki bölgelerde örgütün üzerinde ABD koruması devam etmekte. 2019’da icra edilen Barış Pınarı Harekâtı sonrası Rusya ve ABD ile yapılan mutabakatlarda bu iki ülkenin verdiği sözleri yerine getirmemesi ve Türkiye’nin sınırlarında YPG varlığının sürmesi ile Türkiye açısından bir operasyon her zaman masadaki bir seçenek olarak durmaktaydı. Rus askeri unsurlarının Tel Rıfat ve Münbiç’ten çekildiği (ya da çekileceği) bu yeni düzlemde oluşacak güç boşluğunu terör örgütüne bırakmak istemeyen Türkiye’nin yeni bir operasyon için ilk aşamada bu bölgeleri hedefleyeceği bilinen bir gerçek.

Son dönemde Ayn İsa ile birlikte en çok saldırının yaşandığı bölge olarak Ayn el Arab ise Rusya’nın çekilmesine rağmen terör örgütünün şehre yüklediği sembolik değer ve azalmadan devam eden ABD desteği ile operasyon yapmanın zor ancak elzem olduğu bir bölge olarak öne çıkmakta. Bu bölge ayrıca İsveç’in NATO’ya katılma başvurusuna dair yapılan görüşmelerde Türkiye ile ABD arasında bir pazarlığın konusu da olabilir. Türkiye önceki operasyonlarında olduğu gibi Fırat nehrinin doğusunda M4 karayolunun güneyine inmemeyi tercih edecek ve sınır hattı ile bu karayolu arasında kalan bölgeden terör unsurlarını temizlemeyi önceleyecektir.

RUSYA KAZANIMLARINI KORUDUĞU SÜRECE HAREKETE GEÇMEZ

Kısacası Türkiye, terör örgütüne karşı operasyon ihtimalini her daim hazır tutarken, Rusya’nın Ukrayna savaşına kayan odağı ile oluşan boşlukla kendine bir fırsat penceresi elde etmiş durumda. Yine de bu gelişme, Rusya’dan boşalan bölgeleri doldurmak isteyen Esed rejimi ve İran destekli Şii milisler düşünüldüğünde Türkiye için yeni mücadele alanları da ortaya çıkaracaktır.

Sonuç olarak Ukrayna krizi Rusya’nın varlık gösterdiği birçok kriz bölgesinde taşları yerinden oynattı. Her ne kadar İran, Rusya’nın boşalttığı alanları doldurmak ve Esed rejimi üzerindeki hâkimiyetini artırmak hedefinde olsa da sahadaki gelişmeler bunu geçersiz kılmakta. İran’ın Suriye’deki varlığına temel bir karşıtlığı olan İsrail’in artan hava saldırıları ve Türkiye’nin İran’ın artan nüfuzu ve demografiyi değiştirme çabalarından duyacağı rahatsızlık düşünüldüğünde İran’ın Suriye’de hareket alanının kısıtlanacağı öngörülebilir.

Tabii ki Rusya’nın Suriye’den tamamen geri çekildiği ve tüm stratejik kazanımlarını terk ettiği bir senaryo önümüzde bulunmuyor. Hmeymim üssü, Baas rejiminin devamı (Esed rejiminin değil), doğudaki petrol bölgeleri ve Tartus limanı gibi stratejik noktalara bir tehdit oluşmadığı sürede Rusya’nın bu aşamada Suriye’de herhangi bir hareketlilikte bulunmayacağı ve bunun da Türkiye’nin yeni bir operasyonuna alan açacağı öngörülebilir.

#Rusya
#Ukrayna
#YPG
#Suriye
#AB
#ABD
#Astana
#İdlib
2 yıl önce