
Anayasacılık tartışmaları genel olarak bireyin, devlet iktidarından korunması ekseninde ilerlemiştir. Bununla birlikte devletlerin istikrarlı bir düzen yaratma amacı bu tartışmalarda sıklıkla ıskalanmaktadır. Sınırlamaların iktidarın kullanılmasını bütünüyle engellemesi, devletleri adeta anlamsızlaştırarak bireyin haklarını kullanmasını da imkânsız kılacaktır.
Suriye’de gerçekleşen devrimle birlikte anayasacılık tartışmalarında yer alan bu başlık yeniden gündeme gelebilir. 60 yıldan uzun süren Baas rejiminin ve 55 senedir devam eden Esed iktidarının uzun bir devrim sürecinin akabinde yıkılmasıyla yeni devletin nasıl inşa edileceği sorusu da merkezi bir yer tutmaktadır.
ÖNCE İSTİKRARLI BİR KAMU DÜZENİ
Devrim sonrasında net bir şekilde görüldüğü üzere, geçen uzun süre içerisinde Baas rejimi işlevsel bir devlet yapısı kurmaktan aciz kalmıştır. Sednaya ile sembol hâline gelen kendi halkına yönelik ağır işkence ve baskı tutumu, hiçbir surette kamu düzeni anlamına gelmemektedir. Hâliyle Suriye’de istikrarlı bir düzenin olmayışı devrime bağlı bir sonuç değildir, bilakis devrimin bizatihi kendisi istikrarlı bir düzenin olmayışının bir sonucudur.
Devrim sonrası Suriye’de öncelikli amaç nitelikli ve işlevsel kamu düzeninin kurulmasıdır. Yeni anayasa sürecinin ilk odağının bu husus olması beklenmektedir. Nitelikli ve işlevsel kamu düzeni güvenliğin ve adaletin tesisi anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda meşru bir anayasa için gereken katılımcılık ve çoğulculuk gibi değerlerin sağlanması için öncelikle Baas rejiminin halkına karşı işlediği suçların açığa çıkarılması ve bu suçların gerçek kişi faillerinin de adalete teslim edilmesi zaruridir. Suriye’deki yeni yönetimin bilhassa Baas rejiminin güçlü olduğu bölgelere yönelik yaptığı operasyonların meşru bir anayasanın tesisine yönelik mecburi zemini inşa ettiği görülmektedir. Zira ifade edildiği üzere istikrarlı bir düzen olmaksızın anayasa ve temel haklara ilişkin bütün tartışmalar ancak temenni seviyesinde kalacaktır.
EŞİT VATANDAŞLIK VE ADİL TEMSİL
Suriye’deki yeni anayasaya ilişkin ikinci bir husus ise vatandaşlık bahsidir. Bilindiği üzere Baas rejimi, Suriye’de Arap olmayan unsurların bir kısmına vatandaşlık dahi vermemiştir. Bu itibarla kendi halkının bir kısmını normatif anlamda insan-oluşun dışına iten, bir kısmını ise diğer devletlerin beşinci kolu olarak kabul edip zulmünü sürdüren anlayış değişecektir. Objektif anayasal vatandaşlık esasına dayanan bir vatandaşlık mekanizmasıyla Suriye’deki bütün etnisitelerin eşit vatandaşlık hakkına ve imkanlarına kavuşması beklenmektedir. Böylelikle Baas rejiminin oluşturduğu ayrıcalıklı zümrelere dayanan adaletsizlik ve zulüm mirası ortadan kaldırılarak bütün Suriyeliler için eşit ve adil bir sistem kurulacaktır. Devletin resmî adının Suriye Arap Cumhuriyeti olması, Suriye’de yer alan diğer etnisitelerin anayasal ve fiili anlamda eşit vatandaşlığına engel olmayacağı anlaşılabilir.
NEDEN ÜNİTER DEVLET?
İşlevsel bir kamu düzeni ve eşit vatandaşlık kuralıyla bağlantılı olarak, en son fakat en önemli husus ise devletin yapısıdır. Baas rejiminin bir mirası olarak Suriye’de parçalı toplum fakat gücü ölçüsünde gayrimeşru bir merkezi otorite hakimdir. Merkezi otoritenin gayrimeşru oluşu, işlevsel bir kamu düzeni ihdas edememesine, ayrıcalıklı zümrelerin elinde olmasına ve fiilen kalıtsallık esasına göre devredilmesine bağlıdır. İlk iki aşamanın başarıyla tamamlanmasının ardından merkezi otoritenin konumunu korumasında ve üniter yapının sürdürülmesinde bir beis yoktur; zira federatif bir yapı, devrim sürecinde daha da rijit hâle gelmiş parçalı toplum yapısını pekiştirecektir. Çözümden ziyade sorunların kaynağıdır. Üstelik federe unsurların gelecekte ayrılıkçılık formuyla ülkeyi tekrar bir şiddet sarmalına sürüklemesi kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle Suriye’nin ve Suriyelilerin geleceği açısından federatif yapı kabul edilemez. Federatif yapı aynı zamanda Amerika ve Rusya gibi küresel ve bölgesel hegemonların Suriye’ye müdahale etmesine imkan tanıyarak Suriye’nin egemenliğini de tartışmalı hâle getirecektir. Yeni anayasa oluşturulması esnasında Suriye devletinin yapısının üniter niteliğini koruması, Suriyelilerin 60 yıldan uzun bir süredir özlemini çektiği güvenlik, adalet ve refah ortamı için zaruret teşkil etmektedir.
TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİ
Netice itibarıyla devrim kazanımlarının korunması ve Baas rejiminin insanlık dışı mirasının yok edilmesi için kamu düzeninin tesis edildiği, objektif eşit vatandaşlık esasına dayanan ve üniter bir Suriye mecburidir. Anayasa, bu ilkelerin realize edildiği ve meşruiyet zeminini teşkil eden bir norm olması itibarıyla mezkur mecburiyetin sağlanabileceği yegane araçtır. Suriyelilerin güvenli, adil ve müreffeh bir hayat için böyle bir araca yönelik ihtiyacı da anlaşılmaktadır.
Bölgede müşterek kültürel bağların bulunduğu ve dünya anayasacılık tarihinde de müşahhas bir anayasacılık tecrübesi bulunan Türkiye ile yapılacak iş birliği önem arz etmektedir. Bu sayede Türkiye ile Suriye devrimi arasındaki iyi ilişkiler kurumsallaşarak sürdürülebilir. Devrimin kazanımlarının gerçekleşmesi, yazı genelinde izah edilen eşiklerin aşılması ve iş birliği neticesinde sürdürülebilirlik kazanarak mümkün olacaktır.







