‘HELİKOPTERLE GELSENİZ...’
“Sonrasında asker köprüye çıktı ve polislerden silahları aldığı bilgisi geldi. Onun üzerine kafamda şimşekler çaktı, ‘herhalde darbe girişimi var’ dedim. Babam bazı asker tanıdıklarımızı aradı. Onlar benzer şeyler söyledi, daha sonra TV’ye çıkıp bunun bir cunta girişimi olduğunu ve desteklemediklerini ifade ettiler. Sonrasında Cumhurbaşkanımız çağrı yaptı televizyonda. Biz de telefonla konuştuk, helalleştik. Onlar yola çıkarken yoğun bir hava tehdidi olduğu için ben helikopterle gelmelerinin daha doğru olacağını söyledim. Ama karar verilmişti. Ben, eşim ve kayınbiraderim havalimanına Cumhurbaşkanımızı karşılamaya gittik. Çünkü Cumhurbaşkanımız milletimizi havalimanına davet etti, biz de Atatürk Havalimanı’na gittik.”
SABAHA KARŞI TAARRUZ GİRİŞİMİ
“Yola çıkmadan önce eşim abdest almamız telkininde bulundu. Bir şekilde havalimanına vardık. Aprona geçtik. (Cumhurbaşkanımızın uçağı Marmara denizinde bir saat rotar yaptı. Ben orada endişe içerisindeyim. İstanbul’da F-16’lar var. İrtibatımız da azaldı. Uçak sonunda indi. Hemen devlet konutuna geçtik. F-16’nın bir tanesi yere çok yakındı. 200 metreden gördüm diyebilirim. Kimsede korku yoktu. Milletimizde inanılmaz bir feraset ve cesaret vardı. Üstelik kızgınlık da vardı. Devlet konukevinde de yüzlerce insan vardı. Siyasiler, vatandaşlar... Yaralanan da vardı. Cumhurbaşkanımız onu alnından öptü. Sabaha karşı bir askeri puma geldi. Koruma maksatlı geldiğini söylediler. Sonrasında taarruza geldiğini öğrendik. Bir tur daha attı. Polisler, korumalar silah doğrulttular. En çok aklımdan gitmeyen sahne gece 04.00 sularındaydı. Cumhurbaşkanımız dışarıdaki kalabalığa seslenmek için çıktığında... Bırakın korkuyu, bu hainlere karşı öfke vardı.”
İnanamadım
- Sümeyye Erdoğan Bayraktar, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bir yandan Cumhurbaşkanımızla haberleştik. Biz çok tedirginiz, çünkü hepsi bir arada, ablamlar yanlarında çocuklar yanlarında. Hep beraberler herhangi bir saldırı olmasından dolayı yüreğimiz ağzımızda, dua ede ede havalimanına gittik. Diğer aile fertlerimizi de merak ettik. Sonuçta önceden yaşanmış darbelerin kırıntıları var beynimizde. Şu an buradan çıkıyorum, başıma ne gelebilir bilmiyorum hissiyle çıktık. ‘Vatandaşa kurşun sıkılıyor’ haberleri gelmeye başladı. Ben ona inanamadım. Bundan önceki darbeler daha acımasız olmasına rağmen böyle bir şey görülmedi. Hele Erol abinin (Olçok) o görüntüsünü görünce inanamıyorsun. Rabbim bir daha vatanımıza milletimize böyle bir imtihan yaşatmasın.”