|

10 bardakta 10 kitap: Çay mı istersiniz kahve mi?

Çay içmeden gün geçmez diyen “çaykolik”lerden misiniz, yoksa kokusu bile yeter diyen “kahve tiryakileri”nden mi? Tarafımız hangisi olursa olsun, her ikisi de kültürümüze öyle güçlü kök salmış durumda ki, şimdiye kadar çayın demli muhabbetine hiç kapılmamış, keder kadar koyu kahve telvesinin semtine uğramamış olanımız yok denecek kadar azdır muhtemelen. Bu sayımızda hem çaya hem de kahveye meftun olanları mutlu edecek bir kitap listesi hazırladık. İncebel bardaktan çayınızı yudumlarken veya enfes kokusuyla büyülendiğiniz kahvenizi yudumlarken, keyifle okumanız dileğiyle.

04:00 - 15/11/2021 Pazartesi
Güncelleme: 04:44 - 15/11/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Kahvenin üreticisi ve anavatanı biz olmasak da, bugün tüm dünyada kahvenin enfes kokuları yayılıyorsa bunu, Osmanlı döneminde kahveyi Avrupa’yla tanıştırmamıza borçlu.
Kahvenin üreticisi ve anavatanı biz olmasak da, bugün tüm dünyada kahvenin enfes kokuları yayılıyorsa bunu, Osmanlı döneminde kahveyi Avrupa’yla tanıştırmamıza borçlu.
HİLAL TURAN

Her Dem Taze: Çay Kitaplığı

Çay üretiminde dünyada ilk 7’de, tüketiminde ise 1. sıradayız ve ülkemizde sudan sonra en çok tüketilen içecek çay! Çayla yakınlığımız çok yakın dönemde, Cumhuriyetle birlikte başlamış olsa da, incebelli bardaklarımızla, şeker karıştırırken tıkırdayan metal kaşığımızla, kıtlamamızla, demleme şeklimiz ve en önemlisi de yanına katık ettiğimiz “muhabbet”le, tüm dünyaya ‘Türk çayı’ kavramını yerleştirmiş durumdayız. Günü çayla karşılayan, bir fincan çaya bir ömür sığar diyen tüm “çay guruları” için 5 kitap önerisi hazırladık.

Çay Kitabı - Okakura Kakuzo

(Çınar Yayınları, 2021)

Çay uzun tarihi boyunca kıtaları dolaşsa da, ilk evi olarak bilinen Uzakdoğu’da bir içecekten çok daha fazlasına, bir yaşam sanatı ve felsefesine dönüşüyor. Adeta kutsal bir tören gibi gerçekleştirilen çay seremonileriyle; gösterişsizliği, ana tabi olmayı ve sadeliği ima eden yaşam felsefesiyle; zarafetin estetiğini sunan çay kaseleri ve porselenleriyle bu coğrafyada son derece mistik bir anlam kazanıyor. Japon modern sanatının ilk temsilcilerinden olan Okakura Kakuzo, çayın Uzakdoğu’daki seyrüseferine odaklanan Çay Kitabı’nda çayın doğuşunu ve “Çayizm” olarak adlandırdığı yaşam felsefesine ilham veren yolculuğunu, Zen ve Tao felsefesiyle, mimari ve sanatla ilişkisi üzerinden anlatıyor. Çayı “Doğulu” bir içecek olarak gören ve “Çayda ne kahvenin bencilliği ne de kakaonun yapmacık masumluğu vardır” diyen Kakuzo da anlayacağınız üzere “çay takımı”nın ateşli taraftarlarından. Çayizm felsefesini, “her gün karşılaşılan çirkinlikler arasında güzelliğe hayranlık duymaya dayalı bir ibadet tarzı” olarak tanımlıyor Kakuzo. Halk dilinde insani dramın yarattığı ciddi sorunlara duyarsız kalan kişilere “çaysız adam” denirmiş örneğin. Dünyevi trajediye aldırmayan, duygularına gem vurmaya gerek görmeden taşkınlık yapan inanları da “çayı fazla” diyerek kınarlarmış. Anlayacağınız çay, bu coğrafya da sadece “çay” değil. Çayın anavatanındaki bu keyifli yolculuğuna ortak olmak isteyenler için mutlaka kitaplıkta yer alması gereken bir kitap, “Çay Kitabı”.

Bin Yılın Çayı: Osmanlı’da Çay ve Çayhane Kültürü - Kemalettin Kuzucu

(Kapı Yayınları)

Çayla, kahveye oranla daha geç tanışmış olmamıza rağmen, çay bizim de kültürümüze, gündelik yaşamımıza damgasını vurmuş bir içecek. Güne başlarken, yemekten sonra, aile ve dost buluşmalarında, kısaca gündelik hayatımızın her anında “çay” var. Kültür tarihimizin da başat konularından olan “çay” hakkında yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri olan, Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu’nun kaleme aldığı “Bin Yılın Çayı: Osmanlı’da Çay ve Çayhane Kültürü” kitabı, Türklerin çayla ilk tanışmasını, Osmanlılardan bugüne çayı kendimize has üretim ve tüketim tekniklerimiz ve etnografik ürünlerimizle nasıl millileştirdiğimiz keyifli bir üslupla aktarıyor. Artan çay talebini karşılamak ve “sahte çay” üretimlerinin önüne geçmek üzere başlatılan topraklarımızdaki “çay ziraati” girişimlerinden “seyyar çay satıcıları”na; çay simit buluşmasından çay partilerine; bir kültür ve sanat merkezine dönüşen “çayhane”lerden çayın bu mekanlar üzerinden nasıl “kamuoyu”nu oluşturduğuna; çay tüccarları ve karaborsasıyla birlikte devasa çay ekonomisinden çay yokluğunun yarattığı sosyal ve siyasal krizlere, çay hazırlama yöntemlerinden semaver kültürüne ve Osmanlı’daki çay edebiyatına kadar geniş bir yelpazede, coğrafyamızda “çay”a dair ne varsa incelik ve titizlikle ele alıyor.

Çay - Ebru Erke

(Remzi Kitabevi, 2019)

Gastronomi yazarı ve Çay someliyesi (tadım uzmanı) Ebru Erke’nin dünyada çay kültürleri ile fark yaratan ülkelere seyahatlerindeki deneyimlerinden hareketle kaleme aldığı “Çay” kitabı, yalnızca çay gurmelerinin değil, seyahat severlerin de gönlünü çelecek keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. Ebru Erke, Sri Lanka’dan Tayvan’a, Kore’den Gobi Çölüne, Vietnam’dan Hindistan’a kadar oldukça geniş bir çay rotasında okuyucuyu yol arkadaşı kılıyor. Çayın dünyadaki büyülü yolculuğuna elbette “Türk Çayı” bölümü eklenmese olmazdı. “Bizim çayımızın gücü, güçsüzlüğünde gizlidir.” diyen Erke’ye göre, Türk çayının renk vericiliğinin, tropik bölge çaylarına göre çok az olması, diğer çaylara göre daha uzun demlenmesini gerektiriyor. Ama onu Türk halkı için vazgeçilmez kılan tam da bu özelliği. Dünyada çay kültürüne dair bu keyifli geziye, çayın tarladan fincana kadar geçen süreci, iyi çay demlemenin sırları, çay tadımının kilit noktalarının da eşlik ettiği “Çay” kitabında, çay tiryakilerinin denemekten keyif duyacağı farklı çay tarifleri de yer alıyor.

Bahçeden İncebel Bardağa: Türk Çayı - Mustafa Duman

(Yapı Kredi Yayınları, 2012)

Türkiye’nin herhangi bir şehrinde, yarısı boş veya tamamıyla dolu, dumanı üstünde veya soğumuş, metal kaşığı ve kırmızı beyaz tabağıyla, “incebelli çay”ların dahil olmadığı herhangi bir fotoğraf karesi çekmek oldukça zordur. Eskiler bu çay sevgimizi, “çaysız sohbet, gece aysız gökyüzü gibidir” diyerek aktarmışlar. İncebel bardaktan tavşan kanı çaya, kıtlamadan ikindi çaylarına uzanan sıcacık bir kültür evreni oluşturan Türk çayı, kültürümüzde kendine has mekanları, kişileri ve hatta deyimleriyle gönlümüzdeki yerine eşdeğer büyük bir ağırlık taşıyor. Mustafa Duman’ın “Türk Çayı” kitabı çayın botaniğinden işlenmesine kadar birçok konuyu, fotoğraflar eşliğinde aktarıyor. Türkiye’de çayın tarihine odaklanan kitapta, tanınmış çay mekânları ve ünlü çaycıların yanı sıra çayla ilgili efsanelerden, manilerden, türkülerden, destanlardan, ilahilerden ve deyimlerden örneklere de yer veriliyor.

Tıbbi Çay Reçeteleri - L. Ömür Demirezer

(Hayykitap, 2020)

Çay, o enfes rayihasıyla, sofralara yalnızca muhabbet değil, sağlık da getiriyor şüphesiz. Prof. Dr. L. Ömür Demirezer, çayın sağlığa dair etkilerine odaklandığı bu kitabında, sindirimden boşaltıma, sinir sisteminden cilt ve göze kadar vücudumuzu etkileyen pek çok rahatsızlığa şifa olabilecek, tam 200 tıbbi çay reçetesi sunuyor. Bu reçeteleri, etkileri ve yan etkileriyle birlikte sunan kitap, kulaktan dolma bilgilerle değil, bilimsel reçetelerle “bitki çayı” demlemeyi önceleyen titiz okurlara hitap ediyor.

Fincandan Gönüle: Kahve Kitaplığı

“Kaçan uyku olsun, bu keyif kaçar mı?” diye anlatıyor kahveye meftunluğunu Enis Batur. Uyanık tutma ve enerji verme özellikleriyle ilk evvel sufi ve dervişlerin dostu olan kahve, zamanla kendi tiryakilerini oluşturmaya başlıyor. Kahveyi ilk kavurup içenin Süleyman Peygamber olduğu rivayet olunsa da, Osmanlı’da kahvecilerin piri olarak Şeyh Şazeli benimsenmiş. Bilinenin aksine anavatanı Yemen değil, Habeşistan olan kahvenin enfes kokuları kısa sürede Mekke, Kahire, Şam ve Halep ve ardından da Osmanlı İstanbulu’nu etkisi altına alıyor. Kahvenin üreticisi ve anavatanı biz olmasak da, bugün tüm dünyada kahvenin enfes kokuları yayılıyorsa bunu, Osmanlı döneminde kahveyi Avrupa’yla tanıştırmamıza borçlu. Kız istemeden yorgunluk kahvesine, bize özgü sunum ve pişirme yöntemlerinden sosyalleşmenin mihenk noktası kahvehanelerimize kadar kahveyi o denli “biz” kılmışız ki. Nitekim kendimize özgü kültür ve geleneklerimizle Türk kahvesi, 2013 Aralık ayında UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesine giren ilk kültür içeceği olmuş. Gelin bu tescilli lezzeti merkezine alan yayınlara göz atalım.

Kahveler Kitabı - Salah Birsel

(Sel Yayıncılık, 2010)

Edebiyatımızdaki “deneme” geleneğinin öncü yazarlarından Salah Birsel, “Kahveler Kitabı” ile öznel tarih yazımının en renkli örneklerinden birini sunuyor. “Kahveler Kitabı”, Salâh Birsel’in deneme tadında yazdığı ve tarih, anı, gezi gibi türleri kaynaştırdığı, beş ciltten oluşan Salâh Bey Tarihi’nin 1976’da yayımlanan ilk cildi. Katip Çelebi’nin “keyf erbabının keyflerini artırır, cana can katar” bir nesne olarak tarif ettiği “kahve”nin, yasaklar vb. türlü sıkıntıların üstesinden gelip hayatımızın en güzel köşesine nasıl yerleştiğini kendine has masalsı bir üslupla anlattığı giriş kısmının hemen ardından, Salah Birsel kitabın asıl odağı olan “İstanbul kahvehaneleri”ne getiriyor sözü. Kendi ifadesiyle “günün 24 saati soluk alıp, soluk veren; canlı varlıklar gibi, doğup, büyüyen, sevdalanan, mutlu-mutsuz günler geçiren ve nihayetinde ölen” kahvehanelerin tarihinde, Salah Birsel’in gözlerinden gerçek insan hikâyeleri, günlük yaşam anekdotları, edebiyatımıza damgasını vurmuş yazar ve şairlerin bilinmeyen yönlerini izlediğimiz heyecanlı bir yolculuğa çıkıyoruz. Konusuna soğuk bir mesafeyle yaklaşan bir kitabının çok ötesinde bilginin değil gözlemlerin konuştuğu, mizahın eksik olmadığı, devrin meşhurlarının hiçbir yerde bulamayacağınız karakter analizlerine ve dedikodularına sizi ortak eden, anlık zaman sıçramalarıyla sizi şaşırtmayı başaran, hülasa her yönünden “yaşam” fışkıran bir zaman yolculuğu bu. 19. yy sonu ve 20. yy başlarındaki İstanbul’a damgasını vuran edebiyat, semai, yeniçeri, tulumbacı, çalgıcı, karagöz ve meddah kahvelerinin, mahalle kahvelerinin hiç söylenmemiş öykülerini dile geldiği kitapta Birsel’in aynasına kimler yansımıyor ki? Namık Kemal, Muallim Naci, Ahmet Rasim, Neyzen Tevfik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Orhan Veli, Cahit Sıtkı ve daha nice şair ve yazar Salah Birsel’in kahve kitabının da müdavimleri oluyor.

Türk Kahvesi - Kemalettin Kuzucu, M. Sabri Koz

(YKY Yayınları, 2015)


Kahvenin dünyayı dolaşan yolculuğunda, etrafında ördüğümüz sembol ve anlamlarla “Türk kahve kültürü”, korunması ve geleceğe taşınması gereken en önemli kültürel miraslardan biri olarak öne çıkıyor. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin desteğiyle hazırlanan “Türk Kahvesi” kitabı, 500 yıldır Türklerin hayatında önemli bir yer tutan “Türk kahvesi”ni, tarih ve folkloruyla birlikte ele alan bir başucu eseri. Resimli bir el kitabı formunda olan “Türk Kahvesi”, sadece bilgi dimağınıza değil gözlerinize de hitap eden, okuması ve yanınızda taşıması oldukça kolaylaştırılmış bir eser. Türk Kahvesinin Tarihi ve Türk Halk Kültüründe Kahve olmak üzere iki ana bölümden oluşan kitapta, sayfalar içinde değişik yazarlardan kahveyle ilgili kısalı uzunlu alıntı okuma parçalarına da yer verilerek okuma deneyimine dinamizm katılmış. Notlar, belgeler, fotoğraf, resim ve minyatürlerle güçlü bir görsel ve içerik arşivine sahip kitap, tüm kahve tutkunlarının kitaplığında yer almayı hak ediyor.

Ahde Vefa: Bir Türk Kahvesi Hikayesi - Cenk R. Girginol

(A7 Kitap, 2020)

Gastronomi yazarı ve akademisyen Cenk Girginol tarafından kaleme alınan eser, kahvenin dünü, bugünü ve geleceğine dair kapsamlı bir içeriğe sahip. Türk kahvesinin ilk keşfinden modern döneme olan yolculuğunu kesintisiz bir şekilde aktaran kitap, kahvenin tarih ve geleneği kadar, modern kahve kültürüne de yer vermesiyle benzerlerinden ayrışıyor. Türk kahvesinin bilimi, kahve falı sözlüğü, kahve bilmeceleri, kahvenin sağlığa etkisi, Anadolu’nun yöresel kahve tariflerinin gibi merak uyandıran başlıkların yanı sıra Türkiye’nin ilk ve tek kahve tarihi müzesi olan “Safranbolu Kahve Müzesi”yle ilgili kapsamlı bir bölüme de yer veren kitap, kahveye dair her şeyi bulabileceğiniz bir kahve ansiklopedisi tadında hazırlanmış. 2019’da Türk kahvesini Amerikalılara tanıtan Gizem Şalcıgil White’ın “Türk Kahvesi Kamyonu” projesi ve en küçük nesnelerin üzerine bile dünyayı resmetmeyi başaran ve MicroAngelo olarak tanınan Hasan Kale’nin “Türk Kahvesi Koleksiyonu” bölümleriyle kitap, kahveyle ilişkisini güncel kılmayı başarıyor.

Kahveniz Nasıl Olsun? - Beşir Ayvazoğlu

(Kapı Yayınları, 2016)

Türk kahvesinin öyküsünü, Beşir Ayvazoğlu’nun zarif ve edebi üslubuyla okumak ayrı bir keyif. Beşir Ayvazoğlu, “Kahvenizi Nasıl Alırdınız?” kitabında, kahvenin Habeşistan’da doğuşundan yaygınlaşmasına, Osmanlı’da kendi kültürünü oluşturmasına ve hem sarayın hem de halkın vazgeçilmez içeceği olmasına kadar uzanan baş döndürücü yolculuğunu, gündelik yaşamdan anekdotlarla anlatıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise dönemin şair ve yazarlarının buluşma noktaları haline dönüşerek kültür ve sanatın merkezi olan kahvehanelere odaklanıyor. Bilhassa şair ve yazarların müdavimi olduğu Çiçekçi ve Küllük kahvehanelerini, Sait Faik ve Tarık Buğra gibi kahvehanelerin tabiri caizse külünü yutmuş yazarların kahveyle kesişen öykülerini aktarıyor. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğu zamanlar geri de kalmış olsa da Beşir Ayvazoğlu’nun kahvenin 500 yıllık geleneğinin unutulduğundan şikayetle kaleme aldığı bu eser, kahvenin topraklarımızdaki kültür mirasını zarif bir üslupla geleceğe taşıyor.

Nitelikli Kahve: Tarihçesi, İşlenmesi, Kavrulması, Demleme Yöntemleri - Uğur Asilsoy

(Aya Kitap, 2021)

Kahve ile ilişkisini bir adım öteye taşımak, farklı kahve türlerini hazırlayıp sunabilmek isteyen Barista adayları için kahve yapımı ve sunumu hakkında bilinmesi gereken her şeyi okuyucuya sunuyor. Türkiye’de barista eğitimi olanaklarının sınırlı olduğu göz önünde bulundurularak, “nitelikli kahve ve kahve yapımı”nı diğerlerinden ayırt etme ve kahve sunumunu keyifli hale getirmek için kaleme alınmış. Kahvenin tarihçesi, terimleri, toplanması, işlenmesi, kavrulma ve demleme yöntemlerine dair detaylı bir bilgi manzumesi içeriyor. Kahve çekirdeği paketini rafta en geç 3 ay açıldıktan onra ise en az 1 ay içinde, çekirdeğin değirmende öğütüldükten sonra hemen birkaç dakika içinde tüketmeniz gerektiğini biliyor muydunuz örneğin? “Nitelikli Kahve”, kendini geliştirmek isteyen kahve tutkunları için bir rehber niteliğinde.

#Çay
#Kahve
#Beşir Ayvazoğlu
2 yıl önce