|

Aşıklı Höyüğü sanata ilham oldu

Orta Anadolu’da 10 bin 500 yıllık yerleşik hayat izlerinin bulunduğu Aşıklı Höyüğü’ndeki 32 yıllık çalışma sergi oldu. “Kazı İzleri” isimli sergide dünyanın farklı yerinden 13 sanatçı bölgenin bitki örtüsüne, iklimine, sosyal hayatına atıfta bulunan eserler yaptı. Tarihi Kethuda Hamamı’ndaki sergi İstanbul’dan sonra İspanya ve İskoçya’da da izleyiciyle buluşacak.

Halime Kirazlı
00:00 - 10/02/2022 Perşembe
Güncelleme: 22:24 - 9/02/2022 Çarşamba
Yeni Şafak
“Kazı İzleri” sergisi.
“Kazı İzleri” sergisi.

Arkeolojinin sanatla buluşması yeni bir şey değil. Film, kitap gibi ürünler, bu alanda verilmiş eserlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Fakat tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’ndaki “Kazı İzleri” sergisi, tarihin ve arkeolojinin sanatla buluşması açısından önemli.

Aksaray’ın Gülağaç ilçesinin Kızılkaya mevkiinde bulunan ‘Aşıklı’ isimli höyük, Orta Anadolu’daki en eski yerleşik yaşam alanlarından birisi. Melendiz Çayı’nın aşındırması sonucu ortaya çıkan ve 32 yıldır üzerinde çalışılan bu höyük, “Kazı İzleri” sergisinin düzenlenme nedeni. Sergi, kazı çalışmalarını desteklesin, kültürel miras bölge halkına anlatılsın ve bu alan tanınsın diye Aşıklı Höyük’ü Dostları Derneği tarafından organize edildi.

Doğadan sanata

Fırat Arapoğlu ve Gary Sangster küratörlüğündeki sergi, Türkiye, İngiltere, İspanya, ABD ve Kolombiya’dan 13 farklı sanatçının çeşitli disiplinlerdeki eserlerine yer veriyor. Doğal malzemeler kullanılarak üretilen eserler, serginin amacıyla doğrudan örtüşüyor.

Aşıklı’yı önemli kılansa M.Ö 8350 yıllarında göçebe olan toplulukların aksine yerleşik bir hayata geçmiş olması ve arkalarında bıraktıkları önemli izler. Çatalhöyük’ten de eski olan Aşıklı’nın tarihi, eski bir yaşamın izlerini günümüze ulaştırması açısından da oldukça değerli.

Aşıklı sadece bir kazı değil. Kazılarda sadece mimari eserlerin incelenmesi söz konusu olurken bu kazıda kullanılan Arkeozooloji gibi farklı analiz ve teknikler yaşam alanlarını ve onların yapım sürecini anlama konusunda önemli fikirler veriyor.

Aşıklı’dan ilhamla

Kazı İzleri sergisindeki bakış ise genel olarak arkeolojik. Yani ne salt mimari ne de salt kültürel bir çalışma var burada. Tümünün beraber incelendiği bir çalışma Aşıklı Höyük. Kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan Aşıklı Höyüğü sanatla birleştirmek için, çeşitli sanatçılar Aşıklı’ya götürülmüş. Bir yandan çalışmalar anlatılıp mekanlar gezilirken öte yandan sanatçıların bu çalışmalara ilişkin yorumlar yapması istenmiş. Bu yorumları da eserlerle destekleyen sanatçılar bu sergiyi ortaya çıkarmış.

Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda düzenlenen sergideki tüm eserlerde doğal malzemeler kullanılıyor. Aşıklı’nın bitkilerinden obsidyen taşlarına, kömürden ahşaba farklı malzemelerden eserler sizi on binlerce yıl öncesine götürüyor. Her bir eserle Aşıklı Höyükteki evler, bitkiler ve insanlar sergiyle anlatılmaya çalışılıyor. Kısacası Aşıklı’daki yaşam canlandırılıyor. 15 Şubat, 18 Şubat ve 22 Şubat tarihlerinde saat 18.00’de sergiyle bütünleşik seminerler de Galata Postane’de gerçekleşecek. Seminerler, canlı olarak Postane İstanbul’un YouTube kanalından takip edilebilecek. Sergi İstanbul’dan sonra İspanya’nın Barcelona ve İskoçya’nın Dundee şehirlerinde izleyiciyle buluşacak. Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ise 25 Şubat’a kadar ziyaret edilebilecek.

Tıpkı Melendiz gibi

  • Özgül Arslan’ın “Tozdan Töze” isimli eseri serginin hem en renkli hem de en derin anlamlar barındıran seçkisi. Aşıklı Höyüğü’nde insanların ölülerini evlerinin altına gömmesinden hareket eden Arslan, sarı toz akrilik boyayla oluşturduğu insan bedeni üzerinden mesaj veriyor. Bu entalasyonla bedenin tıpkı bir ölünün zamanla aşınması gibi, ziyaretçilerin bu esere dokunup, değiştirip aşındırmasını istiyor sanatçı. Aşıklı’nın Melendiz tarafından aşındırılıp tarihini göstermesi gibi, insan bedeninin de aşındırılıp manaya ulaşılması, eserden çıkarılacak sonuçlardan sadece birisi.
#​Aşıklı Höyüğü
#Hüsrev Kethüda Hamamı
#Fırat Arapoğlu
#Gary Sangster
2 yıl önce