|

Bir ömür sanatla yaşamak: Mehmet Ali Laga

Vatan sevgisi ve sanat tutkusunu savaş alanlarında pekiştirmiş, örneğine az rastlanır bir sanatkâr olan Mehmet Ali Laga vefatının 75. yılında görkemli bir sergi ve kapsamlı bir kitapla Kazlıçeşme Sanat’ta anılıyor.

R. Rüveyda Okumuş
04:00 - 20/11/2022 Pazar
Güncelleme: 00:07 - 20/11/2022 Pazar
Yeni Şafak
Mehmet Ali Laga.
Mehmet Ali Laga.

Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nde Vefatının 75. Yılında Mehmet Ali Laga–Asker ve Ressam Sergisi geçtiğimiz günlerde törenle açılarak sanatseverlerle buluştu. Ömer Faruk Şerifoğlu ve İlona Baytar küratörlüğündeki sergide ressam Mehmet Ali Laga’nın nefis eserleri eşleğinde hayatı ve sanat dünyası konu ediliyor.

Sergide Mehmet Ali Laga’nın pek çok özel koleksiyondan temin edilen çizim defterleri, kara kalem, sulu boya ve yağlı boya eserlerinin yanı sıra yaşamına dair çok sayıda fotoğraf, evrak ve efemera da yer alıyor.

ŞEYH ZARİF’İN TORUNU

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçiş döneminde yaşamış asker ressamlardan olan Mehmet Ali Laga, hem yaşamı hem de sanatı ile köklü değişimlerin yaşandığı bir devre tanıklık etmiştir. Laga 1878’de Trablusgarplı şeyh Muhammed Zafir el-Medeni’nin (1828-1903) torunu olarak dünyaya gelir. Sultan II. Abdülhamid henüz şehzadeyken bağlandığı Şâziliyye Tarikatı’nın şeyhi Zafir Efendi için Beşiktaş’ta Ertuğrul Tekkesi’ni ve iki konak inşa ettirmişti. Şeyh Zafir ve ailesi bu konaklarda padişahın himayesinde uzun yıllar yaşamlarını sürdürmüştür. Konağın sakinlerinden biri olan Mehmet Ali Laga da burada resim ve musikiyle meşgul olmuştur.

RESSAMLIK YOLUNDA

Çocuk yaştan itibaren resme merak duyan Mehmet Ali Laga, Kuleli’de bu ilgi ve yeteneğini geliştirmiştir. Ressam Hüseyin Zekai Paşa’nın kardeşi (Şehit) Hasan Rıza, Mehmet Ali’nin okulda ilk resim hocası olmuştur. Hocasının özel ilgisiyle resme daha fazla vakit ayırmaya başlamıştır. Hasan Rıza’dan başka onun resim sanatında başarılı olmasında tesiri olan hocaları Türk resim sanatının ilk ressamlarından olan Osman Nuri Paşa ve onun öğrencisi Hoca Ali Rıza’dır. Ressam Hoca Ali Rıza, sanat anlayışı ve kişiliğiyle Laga’nın ömür boyu etkisinde kalacağı üstadı olacaktır.

Mehmet Ali Laga, Hoca Ali Rıza’nın teşvikiyle 1906-1910 yılları arasında Sultan II. Abdülhamid devrinin meşhur saray ressamı Fausto Zonaro’nun atölyesinde de özel resim dersleri alır. Kuleli İdadisi’nin ardından 1898’de Harbiye Mektebi’nden mezun olan Laga, Trablusgarp’a gönderilir. İstanbul’a döndükten sonra 1906’da Erkan-ı Harbiye resimhânesine ve 1911’de Kuleli Askeri İdadisi resim hocalığına tayin edilir. 1908’de tesis edilen Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alır.

SAVAŞLARDA BİR RESSAM

Balkan Harbi’nin 1912’de patlak vermesiyle Müstahkem Mevki ressamlığıyla görevlendirilerek Edirne’ye gider. Edirne’de kendisi gibi asker ressam olan yakın dostu Mehmet Sami (Yetik) Bey ile birlikte fırsat buldukça resim çalışmalarına devam eder. Mart 1913’de Edirne Bulgarlar tarafından işgali uğrar. Edirne Sanayi Mektebi müdürlüğünde bulunan ressam Hasan Rıza atölyesini korumak isterken şehit edilir. Mehmet Ali Laga ve Sami Yetik de esir alınarak Sofya’ya götürülür. Bir sene esarette kaldıkları Sofya’da iki genç asker ressam şehre dair çeşitli resimler yapar.

1914-1918 yılları arasında Çanakkale Mevki-i Müstahkeme ressamı olarak harita çizmekle görevlendirilen Mehmet Ali Laga, bu zaman zarfında Çanakkale civarındaki yerleri ve savaş alanlarını resmeder. Çanakkale resimlerinin doksan sekizi bugün Çanakkale Deniz Müzesi’nde bulunmaktadır. Çanakkale Savaşı esnasında yaptığı resimlerinden bazıları 1917’de Türk ressamları tarafından Avrupa’da ilk defa açılan Viyana Sergisi’nde yer alır.

Laga’nın resim tutkusu

l Vefatının ardından ressam Ali Sami Boyar, Vatan Gazetesi’nde yayımlanan yazısı onun resme ve musikiye olan tutkusunu özetler niteliktedir.

“…Laga, kendi tarzında eşsiz bir ressamdı. O, bu mertebeye kolay varanlardan değildir. Elli seneden beri bir dakika durmadan çalışmış, hem yemeden içmeden çalışmıştır. Yani, Laga’nın çok günler resmi bırakmamak için aile sofrasına oturmadığı kesretle vakiydi. Onu yakından tanıyanların çok iyi bildikleri gibi, resim yapmaktan başka hiçbir emeli yoktu. Yaşamak, yalnız resim yapmak için yaşamak. O, bütün manasıyla fena fissanat olmuş bir ressamımızdı. Çok tatlı mızrabı ile çaldığı tanburunu bile rsimlerinin başında çalar, daha doğrusu musikiyi ancak eserlerine serenat yapmak için kullanırdı.”

Mehmet Ali Laga, akademiye devam etmemiş ve Avrupa’ya gitmemiş olmasına rağmen resimlerinde renkli bir üsluba sahip olup Türk resminin özgün isimlerinden biridir. Hoca Ali Rıza ekolünün en önemli takipçisi olan Mehmet Ali Laga’nın resimlerinde figürden ziyade manzara vardır. Kışları Beşiktaş’taki Zafir ailesinin konağında yazları Büyükada’da yaşayan ressamın ada manzaralarını konu alan eserleri de mevcuttur. Ayrıca Edirne, Çanakkale, Sofya, Bursa ve İstanbul’un tarihi ve doğal güzellikleri resimlerine yansımıştır. Portre çalışmaları ise daha çok defter sayfalarında kalmıştır.

Eserleri Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ankara Milli Kütüphane Koleksiyonu, Milli Saraylar Resim Koleksiyonu, İstanbul Resim Heykel Müzesi, Çanakkale Deniz Müzesi, Sabancı Müzesi, aile arşivi ve başta Haluk Perk olmak üzere çeşitli özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Soyadı Kanunu’ndan hatta Cumhuriyet’ten çok önce “Laga” soyadını benimseyen ressam, aile içinde rivayet olduğuna göre cömert ve babacan kişiliğine gönderme yapmak için kullanılan “ağa” sıfatının başına Fransızca izafiyet takısının eklenmesiyle oluşan “Le Aga” ifadesi zaman içinde Laga’ya dönüşmüştür.

Vefatının 75. Yılında Mehmet Ali Laga–Asker ve Ressam Sergisi için Ömer Faruk Şerifoğlu editörlüğünde hacimli bir kitap da hazırlandı.

Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları arasından çıkan bu eser Elvan Topallı, İlona Baytar, Kâmil Büyüker ve Ömer Faruk Şerifoğlu’nun kaleminden Mehmet Ali Laga’nın yaşamı ve sanatına dair makalelerle resimlerinden oluşuyor. Kazlıçeşme Sanat Galerisi’nde düzenlenen 10’uncu sergisi olan Vefatının 75. Yılında Mehmet Ali Laga–Asker ve Ressam Sergisi 31 Aralık’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Resim öğretmenliği yılları

Çanakkale’den sonra Kuleli’de tekrar resim öğretmenliğine dönen Laga, 1924’ten 1927’ye kadar Bursa Işıklar Askeri Lisesi resim öğretmenliği yapan Mehmet Ali Laga, Bursa’nın abidevi eserlerini resmetmekten geri durmaz. 1930’da Halıcıoğlu Askeri Lisesi resim öğretmeni iken emekli olan Laga Beşiktaş’ta aile yadigarı konakta bulunan atölyesinde resim çalışmalarını sürdürür, kimi zaman sergilere de katılır.

1 Eylül 1947’de Zafir Konağı’nda vefat eden Mehmet Ali Laga, Yahya Efendi haziresindeki aile kabristanına defnedilir. Ancak kabri zaman içinde kaybolmuş ve maalesef günümüze ulaşamamıştır. Yaşamı boyunca hiç evlenmeyen ve münzevi bir yaşam süren Laga’nın mirası kendisinden sonra yeğeni Fahire Yatıkkaya’ya intikal etmiştir.

#Mehmet Ali Laga
#Resim
#Sanat
#sanatçı
1 yıl önce