|

Çağrı gibi daha fazla filmler olmalı

Yönetmen Mustafa Akkad’ın oğlu Malek Akkad, babasının İstanbul’un Fethi’ni çekmek istemesini, “Babam, yerel film yapımcılarının kendi hikâyelerini anlatmasını , İslam ve Doğu dünyasını temsil eden çok daha fazla film istedi. Daha fazlasını sinemada görmeyi ben de umuyorum”diyor.

Dilber Dural
00:00 - 24/04/2022 Pazar
Güncelleme: 00:20 - 24/04/2022 Pazar
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
Dünyanın farklı yerlerinden birçok Müslümanın gönlünde taht kuran, usta yönetmen Mustafa Akkad’ın yönettiği ilk film olan 1976 yapımı “Çağrı”, efsane yönetmen Akkad’ın oğlu yapımcı Malek Akkad tarafından restore edilerek 45 yıl sonra yeniden vizyona girdi. 4K teknolojisi ve 2D ses sistemiyle donatılarak geçtiğimiz günlerde gösterime giren film, İslamiyet’in doğuşunu Hz. Muhammed’in hayatından yola çıkarak anlatan sinema tarihinin de en özel filmlerinden biri. Çekildiği dönemden itibaren büyük ses getiren film hiç şüphesiz bizler için de her Ramazan ayının olmazsa olmazlarından, aileleri ekrana kilitleyen bir film. Öyle ki Türkiye’de yayına girdiği 1976 yılında da çok büyük ilgi görmüş ve bir yıl boyunca da vizyonda kalmıştı. Yıllarca hem izleyiciden hem de eleştirmenlerden tam not alan ve çekildiği dönemde binbir zorlukla karşılaşan “Çağrı” filmi için Akkad, “Bu filmi yaptım çünkü benim için kişisel bir şeydi. Batı’da yaşayan bir Müslüman olarak İslam hakkındaki gerçeği anlatmanın bir görev, bir zorunluluk olduğunu hissettim” demişti. İslam’ın doğuş ve yayılışını anlatmadaki başarısıyla da tüm dünyadaki Müslümanların beğenisini toplayan film bir baş yapıt olarak dünya sinema tarihinde yerini alıyor. Biz de Yeni Şafak Pazar olarak usta yönetmenin oğlu Malek Akkad ile 45 yıl sonra restore edilerek gösterime giren filmi ve babasını konuştuk.
- Çağrı filmi 45 yıl aradan sonra 4K teknolojisi ve 2D ses sistemiyle donatılarak yeniden gösterime girdi. Neler hissediyorsunuz? Filmi yeniden restore etme fikri nasıl oluştu? Ne kadar sürdü?

Öncelikle babamın filmi Çağrı’yı yıllar sonra tekrar Türkiye’de gösterebildiğim için çok heyecanlıyım. Restorasyon sürecinden sonra daha önce hiç bu kadar güzel görünmediğini söyleyebilirim. Babamın filmlerini her zaman güncel ve mümkün olan en iyi durumda tutmaya çalıştım. Bu nedenle filmi restore etmeyi istemek doğal bir duyguydu. Arapça versiyonuyla birlikte tüm sürecin tamamlanması iki buçuk yıl sürdü. Bu çok uzun bir süreçti ama gerçekten büyük bir tutkuyla yaptım.

45 YILLIK BİR FİLM BUGÜN YEPYENİ GÖRÜNÜYOR

- Babanız vefat ettikten sonra babanızın Çağrı filmini çekerken tuttuğu bir günlüğünü buluyorsunuz. Bu günlükten yola çıkarak şunu sormak isterim: Çağrı filmini çekerken en çok hangi sahnelerde, ne tür zorluklar yaşamış?

Günlük, röportajlarıyla birlikte gerçekten de sorunlar ve zorluklarla dolu bir filmin hikâyesini anlatıyor. Sanırım zorlukların en büyüğü, fon desteğinin geri çekilmesiyle çekimlerin yarısında prodüksiyonu durdurmak ve ardından devam edecek bir yer bulmaktı. Ama aynı zamanda net olan şu ki, babamın hayalinden asla vazgeçmemiş olması.

- Aynı filmi iki farklı oyuncularla çekiyor. Peki bunun sebebi nedir?

Birkaç nedenden dolayı iki dilde çekmeyi seçtiğini sanıyorum. Birincisi; Arapça versiyonu Kur’an-ı Kerim’in asıl metnine daha yakın olduğu için bunun dublajı yapılamaz. İkinci olarak da; filmin uluslararası pazarlarda erişimini genişletmek için İngilizce bir versiyon yapmak istediğini düşünüyorum.

- Çekildiğinde birçok zorlukla karşılaşan film, sizce şimdi de aynı zorluklarla karşılaşır mıydı?

Bazı açılardan evet, bazı açılardan da hayır. Ama yine de babam gibi konuyu bu kadar saygı ve hassasiyetle ele alan biri bu filmi çekerdi.

- Çağrı filmi gösterime girdiği yıllarda büyük ses getiriyor. Bugün bir kez daha vizyona girdi. O yıllarda aldığı eleştirileri ve yankıları düşünürsek bugün nasıl bir tepki ve ilgi bekliyorsunuz?

Umarım insanlar sinema tarihinin bir parçası olan bu filmi bizim kattığımız muhteşem kalitede görmek isterler. 4K versiyonunda 45 yıllık bir film olmasına rağmen bugün yepyeni görünüyor.

BABAMIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTERİM

-
Babanız vefatından çok kısa süre önce Türkiye’ye geliyor ve İstanbul’un Fethiyle ilgili film yapmak istiyor ve görüşmeler yapıyor. Ancak bu proje gerçekleşmiyor. Yine Selahaddin Eyyubi’yi çekmek isteyip gerçekleştiremediği bir başka projesi olduğunu da biliyoruz. Babanızın bu projeleri için ne düşünüyorsunuz? Projeleri devam ettirmek istiyor musunuz? Babanızın bir vasiyeti gibi görüyor musunuz?

Sanırım babam, yerel film yapımcılarının kendi hikâyelerini anlatmasına izin vererek, İslam ve Doğu dünyasını temsil eden çok daha fazla film istedi. Ben de buna katılıyorum ve daha fazlasını sinemada görmeyi umuyorum. Projelerin destekçisi varsa ben de buna benzer filmler yapmayı çok isterim.

- Babanız bir röportajında Çağrı filmini çocuklarına İslam’ı anlatmak ve onlara dini sevdirmek için çektiğini söylüyor. Çağrı filmi sizin için neyi ifade ediyor? Bu kadar geniş kitleleri bu kadar yıldır hâlâ etkilemesini neye bağlıyorsunuz?

Bunu söylediğini bilsem de, filmin çekilme nedenlerinin çocuklarına öğretmekten çok daha büyük olduğunun farkındayım. Bu filmle büyüdüm, aklımda ve kalbimde her zaman büyük bir yer tuttu. Bu kadar çok insanın hâlâ onu bu kadar çok sevmesi tabii ki beni mutlu ediyor ve biliyorum ki bu babamı daha çok gururlandıracaktı.

- 1976’da çekildiğinden beri günümüze kadar değişen bir şey oldu mu sizce? O zamandan günümüze neler değişti? Hem Müslümanlar olarak hem de Batı’daki İslam’a yaklaşım olarak?

Elbette yıllar içinde çok şey değişti. Bazı yönlerden yanlış anlaşılmalar şimdi eskisinden daha da büyük. Babam sinemayı Doğu ve Batı arasındaki uçurumu kapatmanın bir yolu olarak kullanmak istedi. Ben de onunla aynı fikirdeyim. Bence kültürel alışverişte, birbirini anlamaya yardımcı olmanın en iyi yolu sinema.

BABAM SÖZLERLE DEĞİL DAVRANIŞLARLA ÖĞRETMEYİ SEÇTİ

- Biraz babanızdan bahsedelim istiyorum. Mustafa Akkad nasıl bir babaydı? Tüm çocuklarına İslam’ı nasıl anlattı?

Babam olağanüstü bir adamdı. Sözlerle değil, davranışlarla öğretmeyi seçti. O katıydı ama adildi. Davranışlarını hayatımın her günü hatırlıyorum ve onun çok yüksek standartlarına ulaşmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. İnancını ritüellerle değil, insanlara karşı olan davranışıyla öğretti. Babam tanıdığım en sevecen, cömert ve alçak gönüllü adamdı.

- Peki siz Çağrı gibi yankı uyandıracak bir film çekmek ister miydiniz? Sizin bundan sonraki süreçte planlarınız nelerdir? Neler üzerine çalışıyorsunuz?

Bence her film yapımcısı Çağrı gibi yankı uyandıran bir film çekmek ister. Ancak bu çok zor bir görevdir. Hollywood’da çalışmakla çok meşgul olmama rağmen Çağrı’yı restore etmeyi çok şükür ki başardım. Ancak gelecekte daha fazla etki bırakacak ve daha geniş bir izleyici kitlesine sahip olabilecek uluslararası filmlere daha fazla odaklanmayı denemek isterim.

#Mustafa Akkad
#Malek Akkad
#Çağrı
#İslam
#İstanbul
#Hollywood
#4K
2 yıl önce