|

İstanbul sokaklarında Erzurum’un izini sürüyor

Bin 100 Erzurum üzerine yazılmış kitapla kurulmuş kütüphanesi olan araştırmacı yazar Alparslan Kotan, İstanbul’un sahaf ve kütüphanelerinde Erzurum üzerine yazılmış belge ve kitapları inceliyor. Erzurum Tarihi adlı kitabın yazarı Abdurrahim Şerif Beygu’nun arşivini gün yüzüne çıkaran Kotan şimdi de bu arşivden yola çıkarak Erzurum’da bir şehir müzesi kurulması için çabalıyor.

Ayşe Olgun
04:00 - 16/06/2019 Pazar
Güncelleme: 10:29 - 15/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Erzurum Tarihi 1 adlı kitabın yazarı olan ve aynı zamanda Ahlat Kitabeleri’nin tarihi üzerine ilk araştırmayı yapan 1940’lı yıllarda vefat eden Abdurrahim Şerif Baygu’nun arşivini Heybeliada’da gün yüzüne çıkaran Alparslan Kotan ve arkadaşı Arzu Ketenci şimdi bir şehir müzesi kurmak istiyor.
Erzurum Tarihi 1 adlı kitabın yazarı olan ve aynı zamanda Ahlat Kitabeleri’nin tarihi üzerine ilk araştırmayı yapan 1940’lı yıllarda vefat eden Abdurrahim Şerif Baygu’nun arşivini Heybeliada’da gün yüzüne çıkaran Alparslan Kotan ve arkadaşı Arzu Ketenci şimdi bir şehir müzesi kurmak istiyor.

Alparslan Kotan İstanbul’da yaşayan ancak kalbi Erzurum için atan bir araştırmacı. İstanbul’daki sahaf ve kütüphanelerde Erzurum üzerine yazılmış yazılar, makaleler kitapları özenle takip ediyor. Erzurum şehir kültürüne katkı sunan her isimle yolu kesişen bir isim. Birkaç yıl önce Süleymaniye Kütüphanesi’nde Süheyl Ünver’in Erzurum Defterleri üzerine yaptığı çalışmalar sırasında tanıştık. Şimdilerde ise Erzurum’da bir şehir müzesi kurulması için çaba gösteriyor. Şehir Müzesi’ne bağışlanan ilk eserler tarihçi Abdurrahim Şerif Beygu’nun arşivi oldu. Heybeliada’da oturan Beygu’nun kızı Türkan Beygu Oğuzertem’in bağışladığı arşivde Erzurum tarihi için oldukça önemli belge ve kayıtlar var. Bu arşivden yola çıkarak Erzurum’da bir şehir müzesi kurulması için destek arayanAlparslan Kotan’la görüştük.

Erzurum üzerine yazılmış yazıları, kitapları v.s. topladığınızı biliyoruz. Bu ilgi nasıl başladı?

Çocukluğumdan itibaren kitaba ve kütüphaneye olan ilgim zaten vakıadır. İlk gençlik yıllarımda özellikle Pazar günleri Kadıköy’de ve Beyazıt’ta kurulan kitap pazarlarını adeta iple çekerdim. Sahafları dolaşır ve ilgimi çeken kitapları almaya çalışırdım. Cebimdeki son liraya kadar kitap almışlığım çok olmuştur. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisans eğitimimi yaptığım dönemlerde ise İstanbul’daki birçok önemli kütüphanede uzun süreli çalışmalar ve araştırmalar yapma fırsatım olmuştu. Erzurum üzerine oluşturduğum arşivin ilk nüveleri işte bu hafta sonlarındaki kitap sergilerinde ve kütüphanelerdeki çalışmalarım sırasında atılmıştır diyebilirim.

BİR CÜMLE HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ

Ne tür çalışmalar bunlar biraz açar mısınız?

Aslında ben mensubu olduğum şehir adına bu bilgilerin ve belgelerin emanetçiliğini yaptığımı düşünüyorum. Nefsanî bir koleksiyonerlikten ziyade, çerçevesi mesuliyet duygusuyla belirlenmiş bir vazife belki de… Beni bu noktada tetikleyen husus şudur… Gençlik yıllarımda okuduğum İkinci Dünya Savaşı ile ilgili bir kitapta Almanların Paris’i işgali hakkında Fransız entelektüellerinin şöyle bir çıkarım yaptıklarını okumuştum: “Eğer Paris’in yerleşik bir şehir arşivi ve şehir edebiyatı olabilseydi Almanlar Paris’i işgal edemezlerdi!” Bu cümle üzerine günlerce düşünmüşümdür. Çünkü Erzurum’da 3 kere Ruslar tarafından işgal edilmiş bir şehrimizdir. Hem de Türkiye’nin kilidi, Anadolu’nun kapısı olan önemli bir şehrimizdir. İşte bu duygularla yıllardır Erzurum ile ilgili yazılmış her şeyi arıyorum ve topluyorum. Kitaplar, gazeteler, makaleler… Geldiğimiz noktada Erzurum ile ilgili yayımlanmış bin 100’e yakın kitap kütüphanemde bulunuyor. Kitapların dışına salnameler, Osmanlı dönemine ve Cumhuriyetin dönemine ait yerel gazeteler, dergiler, haritalar, efemeralar, fotoğraflar, kartvizitler, karneler, nüfus cüzdanları, vakfiyeler, tapular, senetler, raporlar, arşiv vesikaları vs. İçinde Erzurum geçen birçok şey diyebiliriz.

Aynı zamanda Erzurumlu ve Erzurum için çalışmış şahsiyetlerin biyografileri ve ellerindeki belgeleri üzerine de çalışıyorsunuz değil mi?

Şu ana kadar Ali Ayrım, Aşçı İbrahim Dede, İbrahim Hakkı Konyalı, Abdurrahim Şerif Beygu, Zühtü Başar, Arif Hikmet Koyunoğlu, Hüseyin Avni Ulaş, İhsan Coşkun Atılcan, Şevket Kurt, Süheyl Ünver, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, İlhan Akçay, Cemalettin Server Revnakoğlu, Sıtkı Dursunoğlu, Haşim İşcan, Cafer Erçıkan, Hüseyin Tosun, İhsan Ünüvar, İsmail Saib Sencer, Kara Fatma, Nene Hatun, Nazım Ören, Mehmet Said Paşa, Sadi Akatay, Süleyman Necati Güneri, Süreyya Şehitoğlu, Genceli Seyidov gibi önemli tarihi kişilikler hakkında tamamlamış olduğum veya halen devam eden muhtelif çalışmalarım bulunuyor. Yaklaşık 2,5 – 3 senedir Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun Erzurum ile ilgili kaleme almış olduğu yazıları bir araya getirmeye çalışıyorum.

BEYGU AİLESİ BİZE GÜVENDİ

Erzurum tarihiyle ilgili en önemli arşivi Heybeliada’dan gün yüzüne çıkardınız. Şimdi o arşivden yola çıkarak bir şehir müzesi kurulması çalışmanız var. Bu konuyu da konuşmak istiyorum.

Bundan 2,5 - 3 sene kadar evvel, Beyazşehir Erzurum Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Naci Elmalı Bey, Erzurum’un yaşayan değerleriyle yaptığı röportajlarla tanıdığımız Neslihan Arzu Keteci Hanım’dan, rahmetli Abdurrahim Şerif Beygu’nun kızı Türkan Hanım’la bir röportaj yapmasını talep ediyor. Uzun süren bir keşif süreci sonrasında Türkan Hanım’a ulaşılıyor. 3-4 görüşme devam eden bu röportaj sonrasında Beygu’nun ailesi, ellerinde bulunan arşivi Neslihan Arzu Keteci’ye vermeyi teklif ediyorlar. Neslihan Hanım’da arşivi Erzurum’a kazandırmak kaydıyla almayı kabul ediyor. Neslihan Hanım’ın beni durumdan haberdar etmesi üzerine söz konusu arşivi biz tutanakla teslim aldık. Uzun bir süre arşivde bulunan kitapların ve evrakların temizliğini, bakımını ve tasnifini yaptık. Bu süreçte Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Selman Can’ın ve YEK Nadir Eserler Daire Başkanı Hüseyin Kutan’ın da özverili desteklerini yâd etmeyi borç bilirim. Arşivin Erzurum’da layıkıyla değerlendirilebilmesini istiyoruz. Bizim üzerinde durduğumuz ve Erzurum’a en çok yakıştırdığımız önerimiz, bu arşivin Erzurum’da kurulabilecek Abdurrahim Şerif Beygu Tarih Müze Kütüphanesi ile değerlendirilmesi projesi idi. Bunun için de İstanbul’da Gülhane Parkı’nda, Alay Köşkü’nde tesis edilmiş olan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi’ni örnek gösterdik. Önerilerimizin Erzurum efkar-ı umumiyesinde çok da dikkate alındığını söyleyemem ne yazık ki. Ancak Erzurum Teknik Üniversitesi bu çağrımıza duyarsız kalmayarak tarih bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu’nun girişimleriyle Abdurrahim Şerif Beygu’nun arşivine sahip çıkacağını ve önerimiz olan Abdurrahim Şerif Beygu Tarih Müze Kütüphanesi projesinin de takipçisi olacağını taahhüt etti. Bunun üzerine Beygu’nun değerli arşivi Neslihan Arzu Keteci Hanım tarafından yine resmi tutanaklarla Erzurum Teknik Üniversitesi’ne teslim edildi. Arşivin Erzurum Teknik Üniversitesi’ne devriyle Üniversite bünyesinde Erzurum Şehir Arşivi (ERŞA) kuruldu. Beygu’nun arşivi de dijitalleştirilerek ERŞA vasıtasıyla internet üzerinden ulaşıma açıldı. Müze projemiz ise aradan geçen üç sene zarfında bu konuyla ilgili olarak şehir idarecileri ile yapılan görüşmeler ve bu görüşmelerde verilen sözlere rağmen ne yazık ki henüz bir netice doğurmuş değil. Sabırla bekliyoruz.


Daha açılmamış belgeler var

Erzurum tarihi ile ilgili daha önce kimler ne gibi çalışmalar yapmış?

Hem çalışmalar yapmış hem de tarihine mal olmuş isimler var. Mehmet Nusret Som, Murat Uraz, Mehmet Necati Gültekin, Abdurrahim Şerif Beygu, İbrahim Hakkı Konyalı, Zeki Başar, Cemalettin Server Revnakoğlu, İlhan Akçay, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu şüphesiz ki ilk aklıma gelen isimler … Günümüzde ise Ali Kurt, Enver Konukçu, Hamza Gündoğdu, Haldun Özkan, Naci Elmalı, Murat Küçükuğurlu bu anlamda zikretmem gereken önemli isimlerdir. Mehmet Nusret Som, Tarihçe-i Erzurum kitabının yazarıdır. Murat Uraz 1930’lu, 1940’lı yıllarda Erzurum’da görev yapmış bir eğitimcidir. Onun evrak-ı metrukesinden de Erzurum’la ilgili ciddi çalışmalar çıkacaktır. Mehmet Necati Gültekin, 18.000 cilt kitabını Erzurum’dan İstanbul’a getirmiş çok önemli bir kişilik. Lakabı Pire Mehmet… Mehmet Necati Bey’in evrakının Cemalettin Server Revnakoğlu’na intikal etmiş olabileceğini düşünüyorum. Bu 18.000 ciltlik kütüphaneyi 1956 yılında Zeki Velidi Togan ziyaret etmiş. Muhteşem bir koleksiyon diyor. Ama henüz izini bulabilmiş değiliz. Yine Erzurum Tarihi 1 kitabını yazan Abdurrahim Şerif Beygu’nun gün yüzüne çıkan arşivi var ancak arşivde Erzurum Tarihi’nin 2. Cildine ne yazık ki ulaşamadık. İbrahim Hakkı Konyalı da Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneği’nin davetlisi olarak Erzurum’a gelmiş ve meşhur Anıtları ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi kitabını yazmıştır. Konyalı’nın Erzurum’daki intibalarını ve Erzurum ile ilgili çalışmalarını içeren arşivi İbrahim Hakkı Konyalı Kütüphanesi’ndedir. Yine Atatürk Üniversitesi sanat tarihi hocalarından İlhan Akçay’ın Erzurum tarihi ile ilgili çok sayıda yazısı bulunmaktadır. Onun da evrak-ı metrukesi bir gün ortaya çıkarsa Erzurum’la ilgili çok önemli bilgiler çıkacaktır. Yine Fahri Fındıkoğlu’nun Erzurum’la ilgili 200’e yakın makalesini tespit ettik. Cemalettin Server Revnakoğlu ise başlı başına bir mevzu konusudur.

Revnakoğlu arşivi henüz tam tasnif edilmemiş

Özellikle Cemalettin Server Revnakoğlu’nun Erzurum’la ilgili yoğun şekilde çalıştığını biliyoruz…

Evet… Revnakoğlu Erzurum’la ilgili çok yoğun bir mesai yapmış. Hatta öyle ki İstanbul efkâr-ı umumiyesinde kendisini Erzurumlu zannedenler çok olmuş yaşadığı dönemde. Kendisi Erzurumiyatçı sıfatını haiz tek ve son yazarımızdır. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu 1954 yılında Bilgi Dergisi için Revnakoğlu’ ile yaptığı bir röportajda Erzurum’dan 40-50 sandık dolusu edebî, tarihî ve folklorik malzeme götürdüğünü kendisine teyit ettiriyor. Hatta Revnakoğlu bu vesika toplama merakı için “Cinnet-i Celile” ifadesini kullanıyor.

Revnakoğlu’nun arşivi bugün nerede bulunuyor?

Revnakoğlu arşivi uzunca bir süre Divan Edebiyatı Müzesi’nin kütüphanesinde muhafaza edilmiş. Müze’nin restorasyona girdiği dönemde de Süleymaniye Kütüphanesi’ne devredilmiş. Şu an bu arşiv Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Ama büyük bir bölümü henüz tasnif edilmiş değildir.

#Alparslan Kotan
#Erzurum
5 yıl önce