|

Kürtlerin tarihi neden yazılmadı?

Derin Tarih bu ay inkâr, asimilasyon ve tahrif sebebiyle ya hiç yazılamamış ya da çarpıtılarak kaleme alınmış Kürtlerin tarihini mercek altına aldı. Kürt tarihiyle ilgili yaptığı araştırmalarla tanınan Mahmut Akyürekli 1908’de İttihad ve Terakki’nin başlattığı, 1980 sonrasında da ihtilalci generallerin devam ettirdiği asimilasyon politikasının perde arkasını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Yeni Şafak
14:11 - 10/12/2015 Perşembe
Güncelleme: 09:56 - 12/12/2015 Cumartesi
Derin Tarih
Bir asimilasyon projesi: Kürttürkler


'Cumhuriyet'in ilk yıllarında farklı etnik gruplar Osmanlı'dakinin aksine öteki olarak görülmüş ve asimilasyon politikası izlenmişti. 1924'te başlayan ulusalcı politikalar 1968'e kadar fasılasız devam etti. O yıl Türkiye de dünyadaki siyasî gelişmelerden nasibini aldı. Sağ ve sol grupların her biri için Kürtler kazanılması gereken hedef kitle haline geldi. Komünizmle mücadele kapsamında resmî ideolojinin yanındaki gruplar (özelde Türk milliyetçileri) “Kürttürkleri" kavramını kabul ettirme yoluna giderek Kon dergisi çevresinde yeni bir Kürt tarihi yazımı denemesi başlattılar.







Bu çerçevede göze çarpan önemli çalışmalardan biri, eski Kürt milliyetçilerinden Dr. Mehmed Şükrü Sekban'ın 1933'te Fransa'da yayınladığı, orijinal adı "La Quetion Kurde" olan "Kürt Meselesi" adlı kitap 1979'da Türkçeye çevrilerek yayınlanmıştı. Özetle Kürtlerin Turani kavimlerle ve Türklerle akraba bir kavim olduğu fikri üzerine inşa edilmişti.



Dillerinin bile yasaklandığı bir ülkede Kürtlerin tarihini yazmak elbette mümkün değildi. Ulus-devlet onlar adına/onlar için tarih inşa etmekten de geri kalmıyordu. Buna göre öz be öz Türk olan (!) bu halkın tarihi, elbette Türk tarihinin bir parçası olmak zorundaydı. 1928 yılında müellifi belirsiz "Van Tarihi ve Kürtler Hakkındaki Tetebuat" adlı çalışma hazırlanıp yayınlatıldı. Resmi ideoloji çizgisinde yazılan ilk kitaplardan biri de Emekli Albay Nazmi Sevgen'in "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Türk Beylileri/Osmanlı Belgeleri ile Kürt Türkleri

"

adlı kitap oldu. Eski Erzincan Valisi Edip Yavuz'un "Tarih Boyunca Türk Kavimleri" eseriyle bu akım devam ettirildi. M. Şerif Fırat'ın "Doğu İlleri Varto Tarihi" aynı çizgide bir başka çalışma olarak yayınlanmıştı.







Öte yandan sol fraksiyonlar Kürtlerin farklı bir halk olduğunu, temel hak ve özgürlüklerinin Türk devleti tarafından gasp edildiğini propaganda ediyorlardı. Kürtleri saflarına çekmek için kendi dünya görüşleri çerçevesinde başka bir Kürt tarihi inşa etmeye koyuldular. Amaçları materyalist tarih anlayışından hareketle isyancı ve devrimci bir Kürt halkı yaratmaktı.



Bu doğrultuda Koçkıri olaylarını “halk ayaklanması" olarak gösteren kitaplar yayınlandı.



Sol ideolojiye hizmet edecek bir Kürt hareketi 1976'dan sonra taban buldu. Kürt solu denen yeni bir ekol ortaya çıktı. Bunların arasında öne çıkan PKK hareketi yeni bir ulus inşa etme çabasına girişince Kürt dili ve tarihi de yeni tasarıma göre sil baştan ele alındı. Türk ulusçuluğu örneklenerek geliştirilen, biraz da Marksizmle çeşnilendirilen bu düşünce, Marksist-Kürt-ulusalcı bakışıyla özgürlük mücadelesi üzerine inşa edilmiş bir Kürt tarihi yazımını öne çıkardı. Kürtlerin İslamiyeti kabulünden bu yana Türk, Arap ve Farslarla hiçbir ortak tarihleri yokmuş gibi yeni bir geçmiş inşa edildi. Bu ideolojiye göre Kürdistan toprakları olarak nitelendirilen coğrafya da Araplar, Türkler ve Farslar işgal edilmişti.







İslamiyet öncesi antik Kürt tarihi, iptidai komiter sosyal katmanlara kadar götürülerek bu anlayışla izah ediliyordu. Mecusi, Zerdüşt ve Ataşgede gibi dinler üzerinde okumalar yapıldı. Şüphesiz Kürt tarihinin bu evresi inkâr edilemezdi fakat Kürt inanç tarihi ne bununla sınırlı, ne de bundan ibaret olarak mütalaa edilebilirdi. Sol grupların tarih yazımında izlediği yol, gerek okuma, gerekse tahribat yönüyle ulus-devletin metodundan pek farklı olmadı.



Ulus-devlet, “Kürt"ten Türk yaratmaya çalışırken, solcular Müslüman ve mütedeyyin Kürtten sosyalist, sınıf mücadelesi veren, devrimci ve hatta isyancı bir halk yaratmanın peşine düşmüşlerdi.



Sol hareketin Kürt tarih yazımına, ulusal çizgiye nazaran daha olumlu bir katkısı olduğunu da inkâr etmemek gerek. Amaçları ideolojilerine çıkar sağlamak olsa da bazı özgün çalışmalar Kürt tarihi yazımına ciddi katkılar sağlamıştı. İhsan Nuri Paşa'nın "Kürtler'in Kökeni", Basil Nikitin'in "Kürtler", Vilademir Minoroski'nin "Kürtler ve Kürdistan" kitapları bu babtan örneklerdendir.



Batı Avrupa'da 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Şarkiyatçıların öncülüğündeki Kürdoloji çalışmaları çerçevesinde yapılan Kürt tarih araştırmalarının 1990'dan sonra Türkiye'de tercüme edilmeye başlaması, İslamcı gelenekten gelen araştırmacıların çalışmaları, Kürt tarih yazımını akademik çerçeveye alarak tetkike dayalı (neden-nasıl) tarih yazımına bolca kaynak sağladı. Yeni dönem Kürt tarihçiliği yukarıda izah etmeye çalıştığımız görüşlerle beslenerek günümüzdeki çalışmalara temel oluşturdu. Bu durum 2000'lerin kazanımı olarak kabul edilebilir.




#Derin Tarih
#Kürtler
#tarih
8 yıl önce