|

Osmanlı taşı israf etmezdi

Tarih boyunca birçok imparatorluk ve medeniyetin bıraktığı mimari eserlerin inşasında kullanılan taşların izini İTÜ Öğretim Üyesi Dr. Serkan Angı ile sürdük. İstanbul depremleriyle zarar gören ya da yıkılan yapıların taşlarının, inşa edilen yeni eserlerde kullanıldığını söyleyen Angı, “Osmanlı hiçbir taşı israf etmemiş. Bir şekilde yapılarda kullanmış” dedi.

Halime Kirazlı
04:00 - 2/03/2023 jeudi
Güncelleme: 03:45 - 2/03/2023 jeudi
Yeni Şafak
Fatih Camii / soldaki Yunanistan Teselya Serpatin Breşi
sağdaki Mısır Kırmızı Porfiri
Fatih Camii / soldaki Yunanistan Teselya Serpatin Breşi sağdaki Mısır Kırmızı Porfiri

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul, farklı kültürlerin izini taşıyan sayısız mimariye sahip. Tarihten gelen bu yapılarda kullanılan taşlar, mimari ustalıkla birleşince, ortaya Ayasofya Camii, Fatih Camii, Süleymaniye Camii, Revan Köşkü, Beyazıt Camii gibi simge eserler çıktı. Bu yapılarda kullanılan doğal taşların hikayesini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Osman Serkan Angı’dan dinledik. Fatih ve Beyazıt camilerini gezdiğimiz Angı ile yapılarda kullanılan taşlardan ve geçmişteki işlevinden söz ettik.

Serkan Angı

YIKILMIŞ YAPILARDAN TAŞLAR KULLANILDI

İstanbul’a birçok yapı kazandıran Osmanlı ve Roma İmparatorlukları, eserlerinde güç simgesi olarak hakim olduğu bölgelerden getirdiği taşları kullandı. Fatih Camii’nin iç avlusunda iki Çanakkale Kestanbol graniti, sekiz Mısır graniti, sekiz Serpantin breşi olmak üzere toplam on sekiz revak sütunu var. Yer kaplaması ve kemer taşlarında ise Marmara Adası mermeri tercih edilmiş. Selatin camilerin son cemaat yerinde yurt dışı kökenli taşlar kullanıldığını söyleyen ve büyük bir kısmının da yıkılmış yapılardan devşirildiğini ifade eden Angı “1766’daki İstanbul depreminden hasar gören caminin orijinalinde kullanılan taşlar bulunamadığı için muadil taşlar kullanılmış. Cami girişindeki yeşil renkli Bursa Gemlik magmatik diyabaz taşı özgün malzeme değil. Son cemaat yerindeki sütunlar ise büyük olasılıkla 12 Havari Kilisesi’nin kalıntılarından kullanıldı. 30 ton ağırlığındaki 7-8 metrelik granitler ise Mısır’dan” dedi.

Beyazıt Camii avlusunda Mısır Aswan graniti

Avrupa taşlarının ise ilk kez Mimar Sinan tarafından Süleymaniye Camii için kullanıldığını söyleyen Angı, “Çeşit olarak en çok taş Topkapı Sarayı’ndaki Revan Köşkü’nün dış cephesinde kullanılmış. Taşlar Mısır, Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerden gelmiş. Onu otuz farklı taş bulunduran Süleymaniye ve Ayasofya izliyor. İtalya’nın pembe renkli Verona taşı Taksim Cumhuriyet Anıtı ve Yeni Cami’de kullanılmış. Laleli Camii’nde de Avrupa mermerlerini görüyoruz” diye konuştu.

Beyazıt Camii avlusunda bir Roma İmparatorunun lahitinden devşirilerek kullanılan taş

CAMİDE BİZANS SARAYI İZİ

Eski Bizans Sarayı üzerine inşaa edilen Beyazıt Camii, minaresinden avlusuna birbirinden farklı ve saraydan kalan taşların devşirildiği bir yapı. Fatih Camii gibi dış cephesinde küfeki taşı, avlu döşemesinde Marmara Adası mermeri tercih edilmiş. Minare bordür süslemesinde Edirne Enez ya da Kayseri’nin kırmızı renkli volkanik tüfü tercih edilirken, şadırvan sütunlarında saraydan arda kalan Afyon violet (menekşe mermeri), Çanakkale Kestanbol graniti ve serpantin breşi kullanılmış. Camiye uzun gelen sütunlar ise kesilerek yer süslemesi olarak değerlendirilmiş. Angı depremlerde zarar gören yapıların taşlarıyla yeni eserler inşa edildiğini şöyle anlattı: “Osmanlı hiçbir taşı israf etmemiş. Bir şekilde yapılarda kullanmış. Süleymaniye Camii’nin inşasında Kanuni’nin emriyle bugünkü Kyzukos Antik Kenti’nden mermerler getirilmiş. Bazı taşlar ise Helen ve Roma döneminden. Beyazıt Camii avlusundaki dikdörtgen mor taşlar ise bir Roma imparatorunun lahitinden bozma parçalar.”

Beyazıt Camii kapılarının kemerinde kullanılan almaşıklı taş

KÜFEKİ İSTANBUL’UN MİRAS TAŞI

Küfeki taşının, İstanbul’un miras taşı olduğunu ifade eden Angı, “Küfeki olmasa İstanbul bu görüntüde olmayacaktı. İstanbul’u imar eden bu taş, Osmanlı döneminde Bakırköy, Sefaköy, Davutpaşa, Topkapı, Zeytinburnu bölgesindeki devlet ocaklarından çıkarılıyordu. Ocağın şehre yakınlığı, rezervin bolluğu, kolay işlenebilmesi ve hemen uygulanması tercih sebebi olmuş. Sıklıkla dış mekanda kullanılan bu taş, fosilli bir kireç taşı olduğu için havayla temas edince sıkı hale geliyor” ifadesini kullandı.

Fatih Camii revak sütunu Yunanistan Teselya Serpantin Breşi

#Osmanlı
#Mimari
#Taş
#Serkan Angı
il y a 1 an