|

Yok yerlerden yalnızlığa selam

Metrobüs, Marmaray, otobüs, metro ya da kendi özel aracımızda geçen rutin vakitlerimiz üzerinden birey, toplum ve mekan çalışmalarını yürüten genç sanatçı Özgün Şahin Yok Yerler alı bir sergi açtı. Şahin, sergisinde kalabalık içinde her gün kullandığımız mekanlarla ilişkimizin nasıl oluğunu gözler önüne seriyor.

Haber Merkezi
04:00 - 12/05/2019 Pazar
Güncelleme: 12:07 - 11/05/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Özgün Şahin'in çalışmalarından biri.
Özgün Şahin'in çalışmalarından biri.

Sabah evden hazırlanıp çıkıyorum. Üsküdar’dan eve gelmek için iki güzergahım var. İlki Harem Sirkeci vapuru. Vapura binmeden önce kahvaltı için tost hazırlıyorum. Vapurdan çay alıyorum. Her zaman oturduğum güvertenin ön tarafına geçiyorum. İstanbul’u kuşları izlerken kahvaltımı yapıyorum. Benim gibi vapurda kahvaltısını yapan başka insanlar da var ama hiç birimiz birbirimizle göz göze gelmek istemiyoruz doğrusu. Kimi gazetesini okuyor kimi fotoğraf çekiyor. Kimi de sohbet ediyor. Vapur Sirkeci’ye vardığında Eminönü’nden Topkapı yönüne giden tramvaya atlıyorum. Genelde sakin oluyor. En ön koltuğa oturuyorum. Okuyacağım kitabımı açıyorum. Her gün 25 dakika kitap okumak için harika bir mekan. Yaklaşık 45 dakikalık yolculuktan evden işyerime geçiyorum. Bunun bir de dönüş yolu var tabi. Kazlıçeşme Üsküdar arası Marmaray’ı tercih ediyorsam. Marmaray’a giderken bindiğim MR11 hattında ve Marmaray yolculuğumda genellikle cep telefonundan yaptığım iş takiplerine ve okumalara ayırıyorum...

Benim gibi günün ortalama iki saatini yalnız başına ama kalabalığın içinde geçiren metropol insanına soruyorum: Her gün vaktinizi geçirdiğiniz rutin mekanlarda neler yapıyorsunuz? Bu mekanlarla nasıl bir ilişkiniz var? Yanımızdaki insanlar bizim için kim? Kalabalık ve yalnızlık duygusunun ete kemiği büründüğü yerde miyiz?

YAĞLI BOYA VE VİDEOLAR

Genç sanatçı Özgün Şahin hepimiz gibi vaktini geçirdiği ortak mekanlar üzerinden birey -mekan ilişkisine kafa yorarak sanatsal çalışmalar yapıyor. Geçtiğmiiz hafta metropol yaşamın birer parçası olan geçiş mekanlarını ve bireylerin bu mekanlarla kurduğu ilişkilerden yola çıkarak “Yok-Yerler” adını taşıyan bir sergi açtı. Bağımsız Sanat Vakfı’ndaki bu sergi Şahin’in 4. Kişisel sergisi. Fransız antropolog Marc Augé’nin “non lieu” yani Türkçe adıyla “yok-yerler” kavramından ilham almış. Aynı zamanda yüksek lisans tezini de bu kavramdan yola çıkarak hazırlıyor. Dünyanın dört bir yanında metro, otobüs, alışveriş mekanları, tren istasyonu gibi yerlerde çektiği fotoğrafları yağlı boyaya aktarmış. Ayrıca rutine vurgu yapan iki ayrı videoart da hazırlayan Şahin üzerinde çalıştığı kavramı şöyle özetliyor: “Non lieu kavramını ‘olmayan yerler’ veya ‘yer olmayan’ şeklinde de dilimize çevirebiliriz. Marc Augé bu kavramı ortaya atarken süper-modernite çağında insanların kimliksiz bir yalnızlıkta asılı kaldıkları havalimanları, otoyollar, metrolar ve alışveriş merkezleri gibi geçiş mekânlarını referans gösteriyor. Bu mekânlar çoğunlukla gürültülü ve kalabalık olsalar da, aslında İnsanın kendisiyle baş başa kaldığı alanlardır, bir metroda seyahat ederken bir çok insanla yan yanayızdır, içinde bulunduğumuz geçiş mekânıyla aidiyetimiz olmadığı gibi çoğunlukla o yerdeki insanlarla da aidiyet kuramayız, burada ki insanların her biri, kalabalığı oluşturan her hangi biridir ve çoğunlukla bizim için özel bir anlam ifade etmez, bu bağlamda kamusal alanlar her ne kadar canlı ve kalabalık gözükseler bile kendimizle baş başa kaldığımız alanlardır. Belki de bu yüzden Marc Augé bu alanlara “Yok Yerler” ismini vermiştir.”

AİDİYET DUYGUSUNA DAİR

Gündelik hayat ve metropol yaşamıyla ilgili konuları ele alan sanatçı Özgün Şahin, temelde sosyal bilimlerin konusu olan kamusal alanda aidiyet ve birey-mekân ilişkisi kavramlarını sergisinde gözlemci bir üslup ile izleyiciyle buluşturuyor. Sergideki Video art çalışmalarında ise modern metropol yaşam pratiğinde sıkça kullandığımız ortak geçiş alanlarına dikkat çeken Şahin, şöyle diyor: “Her gün toplu halde evimizden işimize gidip geldiğimiz tekrara dayalı bir yaşam döngüsünün içinde bireylerin bu alanlarla kurduğu ‘geçici’ ilişkiyi gözlemci bir üslupla ele aldım. Bu çalışmada metropollerdeki insan hareketliliğinin sistematik tekrara dayalı döngüselliği strüktürel bir formda izleyiciye sunuyorum.”


  • BİREY VE MEKAN ÜZERİNDEN KENDİMİZE FARKLI BİR BAKIŞ
  • Özgün Şahin 1992 doğumlu genç bir sanatçı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden fotoğraf yan dalı ile mezun oldu , Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olarak çeşitli disiplinlerde dersler aldı. İstanbul’da düzenlenen uluslararası bienallerde küratöryel ekipte yer aldı ve sanat direktörlüğü yaptı, Paris’te bir süre kaldı. Şimdi de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde 2. eğitimine devam eden Şahin, birey ve mekan ilişkileri üzerine çalışmalarını yürütüyor. Bağımsız Sanat’ta açılan sergi 15 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilir.
#Özgün Şahin
#Yok Yerler
5 yıl önce
default-profile-img