Bu nedenle vücudun güçsüz ve yetersiz kaldığı noktalarda kolajenin takviye edilmesi için çözümler aranıyor. Yaşa bağlı olarak ortaya çıkan kolajen eksikliğini gidermek kadar, yanlış yaşam alışkanlıkları ile kaybedilen kolajen takviyesi için de doğru yöntemleri seçmek önemli. Bu yöntemleri tespit ederken, vücuttaki dokular arasında önemli bir birleştirici görevi üstlenen kolajene dair ayıntıları da bilmek gerekiyor.
Cilt ve kas hücrelerindeki kolajen temel olarak bağ dokuyu bir arada tutarak bulunduğu bölgelerde pek çok farklı ve önemli işlevi yerine getirir. Ciltte dayanıklılık, esneklik sağlayan kolajen, benzer işlevle saçlarda ve dişlerde de sağlıklı görünümü destekler. Kolajen ayrıca eklemleri, kemikleri de birlikte tutma görevini üstlenir.
Kolajen, insan vücudunda sentezlenen bir protein olarak farklı türlere sahiptir. Tip 1, Tip 2, Tip 3, Tip 4 ve Tip 10 şeklinde kategoriler altında incelenebilecek olan kolajen, yaşla birlikte azalma eğilimi gösterir. Deri, kemikler ve dişlerin yapılarını oluşturan Tip 1 kolajen, eklem ve kıkırdak tabakada yer alan Tip 2 kolajen, kaslarda ve damarlarda bulunan Tip 3 kolajen, cilt katmanlarındaki Tip 4 kolajen, eklemler, kıkırdak tabakada bulunan ise Tip 10 kolajen olarak gruplandırılmaktadır.
Zamanla yaşın ilerlemesiyle birlikte vücudun kolajen üretiminde de azalma görülmeye başlar. Ayrıca ilerleyen yaşla birlikte insan vücudunun ürettiği kolajenin kalitesinde de düşüklük gözlenir. Yaşın dışında sağlıksız beslenme, güneş ışınlarına maruz kalma gibi dış etkenlerden dolayı da kolajenin kalitesinde azalma dikkat çeker.
Kolajen, saçlardan tırnaklara kadar insan vücudunda birçok farklı konuda, yeterli bulunduğu takdirde, önemli etkilere sahip. Sağlıklı bir cilt görünümü, güçlü kemikler, vücuttaki kas kütlesinin artırılması ve korunması noktasında kolajen önemli bir görev üstlenir. Kolajen sayesinde ayrıca sindirim sisteminin düzenlenmesi, saçlarda sağlıklı bir görünüme kavuşulması da mümkün. Kazalar sonrası kemiklerde yaşanan kırık ve çatlakların tedavi edilmesinde de kolajen devreye girer.
Özellikle son yıllarda birçok kadın için önemli bir problem olarak değerlendirilen selülit görünümünün azaltılmasında da kolajenin etkileri bilinmektedir. Kolajen ayrıca cilt görümünde yarattığı olumlu etkinin yanı sıra iç dokularda da damarlarda esnekliğin artırılması gibi olumlu etkilere sahiptir.
Vücudun üretmekte yetersiz kaldığı ve zamana bağlı olarak ciltte ortaya çıkan kırışıklıklar, esneklik kaybı gibi sonuçlar ortaya çıkartan, kolajene ihtiyaç duyulabilir. Ayrıca sadece ilerleyen yaşlarda değil, daha sağlıklı bir görünüme kavuşmak isteyen herkes için kolajen takviyesi önemli bir çözüm olarak değerlendirilebilir. Hamilelik sonrası oluşan çatlak görünümünün onarılması, aşırır sigara ve alkol tüketimi ile sağlıklı görünümünü kaybeden saç ve tırnakların güçlenmesi, cilt dokusundaki yara ve yanıkların tedavi edilmesi gibi sebeplerden dolayı da kolajen takviyesine ihtiyaç duyulabilir.