|
Bir Zaferin Psikolojisi

119. dakikada yediğimiz gol çok ağırdı. Acısı bir asır çıkmazdı içimizden. Çünkü biz milli maçlara ruhumuzu ve ufkumuzu koyan bir milletiz. Böyle şeyler önemlidir bizim için. Samimi, içten, candan ve var gücümüzle oynarız. İki kuruş para, üç günlük itibar değildir aradığımız. Ölümüne geçer maçlarımız. Huyumuz kurusun, başka türlü yapamayız. Şükürler olsun Yaradan bizi yalnız bırakmadı.

İnanılmaz İsviçre ve Çek galibiyetleri milli takımı turnuvanın en sükseli ve en esrarengiz takımı yapmıştı. Ala bir tanıtım ve reklam olmuştu. Kupayı kim alırsa alsın milli takımın gölgesinde kalacaktı. Artık kaybetsek de önemli değil gibi bir hava oluşmuştu. Ama maçın uzatmalara gittiği andan itibaren durum değişti. Bu kazanımları koruyabilmek için en azından penaltılara gitmek kaçınılmaz oldu. İşte böyle bir beklenti içine girilmişken o talihsiz golü yedik. Haykırışlar hala kulaklarımda çınlıyor: “Böyle bitmemeliydi, Rüştü nasıl yaparsın bunu, olmaz böyle bir şey, biz bunu hak etmedik”.

Herşey bitti derken Semih bizi hayata döndürdü. Sevinçten havalara uçtuk, bağırdık, birbirimize sarıldık... Ama bu sevinç, ne yarı finale çıkma umudunun, ne de maçı kazanmanın sevinciydi. Zihnimize kazınacak olan o acı travmadan kurtulmanın sevinciydi. Ömre bedel bir dakikaydı. İnanın yüzyıllık bir goldü, yüzyılın golüydü adeta. Bu motivasyon ve bu sevinç bize penaltılarla yarı finali getirdi.

O son dakika gölünü çıkaramasaydık kalemizden, acısı uzun yıllar çıkmazdı içimizden. Çünkü büyük hayal kırıkları hem oyuncuları, hem teknik adamları, hem de taraftarları uzun yıllar sürecek olan formsuzluğa mahkûm eder. Milli maçların en büyük motivasyon kaynağı olan “milli destek” uzun süre kesilebilir, yakaladığımız bu sinerji uzun yıllar tesis edilemeyebilirdi.

Anadolu''da attan düşen çocuğu attan korkmasın diye hemen ata bindirirler. Semih, Rüştü''yü tekrar ata bindirdi. Onun için ne yapsa azdır. Ama hakkını yemeyelim ikinci binişinde atı öyle şahlandırdı ki “Rüşdü'' ispat oldu. Kendisini kucaklamak, teselli etmek ve yarı finale hazırlamak gerekir.

Büyük krizleri büyük fırsatlara dönüştürdük. O zorlu maçlardan daha güçlü çıkmayı başardık. Geçmişe değil geleceğe oynamalıyız artık. Eleştirileri, ince hesapları ve detayları bir tarafa bırakıp kenetlenmeliyiz. Şimdi tevekkülün ve teslimiyetin tam zamanıdır. Sabırla beklemeliyiz. Çünkü sabrın sonu selamet, yarı finalin sonu saadettir!

16 yıl önce
Bir Zaferin Psikolojisi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti